TASARIM / DESIGN

VitrA tasarımda gücüne güç katıyor.

VitrA goes from strength to strength in design.

Özgün tasarım kültürüyle dünya çapında yankı uyandıran koleksiyonlara imza atan VitrA, uluslararası tasarımcılarla gerçekleştirdiği iş birlikleriyle de bu gücünü perçinliyor. VitrA son olarak İngiliz tasarım ikonu Tom Dixon ile bir koleksiyon çalışması gerçekleştirdi. Avrupa lansmanı Londra, Paris ve Milano’da Türkiye’deki lansmanı ise İstanbul’da yapılan koleksiyon, daha satışa sunulmadan uluslararası tasarım ödüllerine layık görüldü.

Celebrated worldwide for the unique character of its remarkable design culture and original collections, VitrA is building on its strengths through collaborations with international designers, the latest of whom was the British design icon Tom Dixon. The European launch events for VitrA’s new collection by Dixon were held in London, Paris and Milan, and the venue for the Turkish launch was the Esma Sultan Mansion in Istanbul. The collection received a number of international design awards before becoming available on the market.

Kaliteli, yenilikçi, sofistike ve özgün ürünleriyle alanında dünyanın en iyileri arasında yer alan VitrA’nın hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda edindiği bu konumundaki en önemli faktörlerden biri; güçlü tasarım kültürü. VitrA, her daim en iyiyi hedefleyen, işinin ehli tasarım ekibinin yanı sıra tasarımın dünya çapındaki en etkili isimleriyle yaptığı iş birlikleriyle bu gücünü yükseğe taşıyor.

VitrA yakın zaman önce yine uluslararası üne sahip tasarım ikonu Tom Dixon ile bir iş birliğine imza attı. Tom Dixon ve VitrA ortaklığında geliştirilen banyo koleksiyonu Liquid, henüz satışa bile sunulmadan sektörde ve tasarım çevrelerinde büyük bir heyecanla karşılandı. Merakla beklenen koleksiyon, henüz müşterilerle buluşmadan uluslararası tasarım ödüllerini topladı.

Doğar doğmaz büyük ses getiren Liquid koleksiyonunun Avrupa lansmanı Londra, Paris ve Milano’da, Türkiye’deki lansmanı ise İstanbul’da gerçekleşti. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Atalay Gümrah ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan’ın ev sahipliğindeki davete, aralarında seçkin mimar ve müşterilerin bulunduğu yaklaşık 400 kişi katıldı. İngiliz tasarımcının “dışavurumcu minimalizm” olarak tanımladığı felsefeyi banyolara taşıyan Liquid, katılımcılardan yoğun ilgi ve beğeni topladı.

Koleksiyon, bugüne kadar dünyaca ünlü Wallpaper dergisinden ve dünyanın en prestijli tasarım yarışmalarından Red Dot'tan ödül aldı. Tom Dixon’ın tasarım dehası ile VitrA'nın tasarım ve üretim yetkinliğini buluşturan banyo koleksiyonu, sıra dışı tasarımların simgesi kabul edilen iF Design Award 2022’den ise biri altın, çifte ödülle döndü. Liquid, Milano Fuarı’nda aldığı EDIDA 2022 ile de beşinci uluslararası ödülünün sahibi oldu.

Counted among the world’s best with its high-quality, innovative, sophisticated and original product range, VitrA is the market leader both in Turkey and the international arena thanks to its robust design culture. Besides its highly experienced and specialized in-house design team, VitrA benefits from a long-standing tradition of collaborating with world-renowned designers.

The latest of these creative collaborations was with the internationally famed design icon Tom Dixon, resulting in the launch of VitrA’s new bathroom range Liquid. As the first ever bathroom range by the acclaimed British designer, Liquid was received with great enthusiasm in the bathroom sector and design circles even before it became available on the market. The collection also received a number of prestigious international design awards before meeting the eyes of its customers.

Already a resounding success at the moment of its birth, the Liquid collection’s European launch events were held in London, Paris and Milan and the Turkish launch took place in Istanbul. Hosted by Eczacıbaşı Holding Chairperson Bülent Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Group CEO Atalay Gümrah and Eczacıbaşı Building Products CEO Özgen Özkan, the Istanbul event was attended by around 400 guests among whom were distinguished architects and customers. Bringing the British designer’s philosophy of expressive minimalism to the bathroom, the Liquid range was highly admired by the attendees.

The Liquid range has so far received awards from the world-renowned magazine Wallpaper, and the world's most prestigious design competitions Red Dot. Combining Tom Dixon’s design genius with VitrA’s design and production capabilities, the bathroom range came back from iF Design Award 2022 with two awards, one of which is gold. Liquid received its fifth international award with EDIDA 2022 at the Milan Fair.

Tom Dixon

“Entegre bir koleksiyonu üretebilme yetkinliğine sahip olduğu için VitrA’yla çalışmak istedim.”

“I chose to work with VitrA because it has the manufacturing capacity for creating an integrated collection.”

Tom Dixon, VitrA için hazırladığı yeni koleksiyonda, abartılı ve etkileyici çizgiler sunuyor. Tasarım sürecine ve Viktorya Dönemi’nin tesisat yaklaşımını neden referans aldığına değinen Dixon ile Liquid koleksiyonu üzerine bir söyleşi yaptık.

Tasarım dünyasında bir duayen olarak tanınıyorsunuz ancak bu, tabir-i caizse sizin ilk banyo deneyiminiz. Neden bir banyo koleksiyonu tasarlamak istediniz?

En başa gidersem, beni tasarımla tanıştıran ilk şey kil olmuştu. Bu kısmen seramikle çalışmak istememden kaynaklanıyor. Tasarım alanında sahip olduğum tek resmî eğitim belgesi seramik dersinden aldığım A notu. Bu aynı zamanda aldığım tek A oldu. Gri ve yağlı toprağın böylesine beyaz, pürüzsüz ve parlak bir şeye dönüşmesi beni hâlâ büyülüyor.

Her gün kullanılan objelerle çalışmanın yarattığı zorlukları ve sunduğu olanakları seviyorum. “İnsanların kullanmayı seveceği objeleri nasıl üretirim?” veya “Nasıl kolay temizlenecek ürünler tasarlayabilirim?” gibi sorular soruyorum. Bu, aynı zamanda banyo ürünlerine kendi yorumumu katma arzusu… Tom Dixon Studio’yu inşa etmek neredeyse 20 yılımızı aldı, tekstilden aydınlatmaya birçok ürün kategorisinde cesur tasarımlara imza attık. Ancak lavabo ve klozet tasarlamak bunlardan tamamen farklı çünkü farklı şekilde satılıyorlar. Bu nedenle, banyoya yönelik ürünler yaratmak için bir iş ortaklığı kurmamız gerektiğinin her zaman farkındaydık.

Başka bir etken de tıpkı mutfağın insanların daha fazla zaman geçirmek istediği bir alana dönüşmesi gibi, banyo algısının da değişmesi… Banyolar farklı şekillerde kullanılmaya başlandı ve insanlar banyolarını gurur duyacakları bir alan olarak görmeye başladı. Bence bu yaklaşım değişikliği pandemide hız kazandı. Çünkü banyolar kalabalıktan kaçabileceğimiz alanlar olarak öne çıkmaya başladı.

Peki, neden VitrA ile çalışmayı seçtiniz?

Çünkü istediğim tam olarak buydu. Karolar, armatürler, seramik sağlık gereçleri, banyo aksesuarları ve mobilyalarından oluşan entegre bir sistem tasarlamak… Çok az üretici bunu başarabilecek yetkinliğe veya hepsini tek bir koleksiyon olarak üretebilecek vizyona sahip. Tasarım ve araştırma uzmanlığının yanı sıra seramik, akrilik, porselen ve kromdan imal edilen ürünleri aynı çatı altında üretebilme kapasitesine erişebilmek süreci daha da kolaylaştırdı. Ben buna tüketici gözüyle şöyle bakıyordum: Aynı mekânda kullanılacak ürünler için neden farklı mağazalara gitmemiz gereksin? Bize dayatılan belli gelenekler daima ilgimi çekti ve ben de bunu değiştirmek istedim.

Tom Dixon brings larger than life lines to a fresh, new collection for VitrA. In an extensive interview, Dixon enlightened us about the intricacies of the Liquid collection, the design process and why he based his approach on the plumbing systems of the Victorian era.

You’re known as something of a polymath in design, but this is your first bathroom range. Why did you want to design a bathroom collection?

Well, if I post-rationalise, clay is what introduced me to design in the first place, so it’s partly about a desire to work in ceramics. My only formal qualification in design is a pottery A level – a Grade A, but that’s my only A level. It still fascinates me, the way a bit of grey and greasy earth can transform into something so white, clean and shiny.

I love the challenge and opportunity of working with things you use every day, asking questions like: ‘How do you make things that people will love to use?’ or ‘How do you make it easy to clean?’. It’s also about wanting to create your own version. We’ve spent almost 20 years building the Tom Dixon Studio, venturing into product categories from textiles to lighting. But basins and toilets are completely different, it’s bought in a different way. So we always knew we’d go into a partnership to create products for the bathroom.

Another driver was the way the bathroom is changing, with people using the space in different ways and seeing it as something to be proud of – like the kitchen evolving into somewhere people want to spend time. I think the way we view our bathrooms has been accelerated by the pandemic, with more emphasis on a place you can escape to.

And why did you choose to work with VitrA?

Because what I really wanted to do was tiles, taps, sanitaryware, accessories and furniture – an integrated system, all in one go. Very few manufacturers have the capacity to do that, or the vision to do it all as a collection. Having access to manufacturing capacity for ceramics, taps and showers all in one place alongside design and research expertise made it a lot more straightforward. I was looking at it from a consumer perspective – why should you go to a separate tile and tap shop when it’s all for one space? I’m always intrigued by why tradition dictates things are done a certain way, and I wanted to do it differently.

“Gri ve yağlı toprağın böylesine beyaz, pürüzsüz ve parlak bir şeye dönüşmesi beni hâlâ büyülüyor.”

“It still fascinates me, the way a bit of grey and greasy earth can transform into something so white, clean and shiny.”

Koleksiyonu tasarlarken çıkış noktanız neydi?

Kafamda tek bir soru vardı: “İnsanların gerçekten harika bir banyoyu kolayca seçmelerini nasıl sağlayabilirim?” Banyo tasarımı, çoğu zaman dar alanlarda farklı işçilik ve ürün çeşitlerini bir araya getirmeyi gerektirdiğinden, gerçekten de zor bir iş. Bu süreci daha basit bir hale getirmek istedim.

Her şeyin tek bir karoyla başladığı, modüler ızgara planlı tasarım fikrine kafayı takarak yola çıkmıştım. Prensipte hâlâ bu fikre bayılıyorum. Ancak gerçek hayatta, insan vücuduna uygun objeler tasarlama, karmaşık iç borulara sahip ürünler yaratma ve bunu ego delisi bir tasarımcı tarafından dayatılan sanal bir ızgara planına uygun hale getirme çabası işe yaramıyor. Bu yüzden çok geçmeden bu fikri çöpe atmak zorunda kaldım.

Evet, bir bakıma karolar çıkış noktası olmuştu. Sonra ızgara planlı tasarım fikri bir kenara bırakıldı ve karo kullanma fikrine modüler açıdan geri dönüldü. Koleksiyonda beş renk ve beş karo deseni var, bunları kullanarak mükemmel bir iç mekân tasarımı yapabilirsiniz.

Her tasarımda belli bir yerden başlıyorsunuz ve işin inceliklerini öğrendikçe kendinizi farklı bir yerde buluyorsunuz. Bu bakımdan amatör olmayı ve kalmayı seviyorum. Bence bu, orijinal çözümler bulmayı kolaylaştırıyor. İleri düzeyde uzman olmayı sevmiyorum.

Koleksiyonu tasarlarken nelerden ilham aldınız?

Düşünce akışının bir kolu Viktorya Dönemi’ne ait niteliklerdi. Örneğin çanak lavabonun sağlamlığı… Seramikte çağdaş eğilim bunun tam tersi yönde ilerliyor, gerçekten ince ve keskin kenarlı tasarımlara yöneliyor. Hatta banyolara hiç uymadığını düşündüğüm kare formlu tasarımlara.

Büyük, dolgun muslukları ve geniş küvetleriyle, Viktorya tarzı banyolardaki kalıcılık hissini seviyorum. Bana uygarlığı çağrıştırıyorlar. Banyonun tarihsel gelişimini etkileyen hijyen altyapısı ve kanalizasyon sistemleriyle, İngiliz mühendislik geleneğiyle yakından bağlantılı bir estetik anlayışı olduğunu düşünüyorum.

Zaman zaman kendimi seramik tesisat borusu gibi parçalara, bahçenizi kazarken bulduğunuz bir şeye bakar gibi buluyordum. Viktorya Dönemi’ne ait kanalizasyon sistemleri anıtsal yapılardı. Bunlar standartlara uygun olarak inşa edilmiş ilk kanalizasyon altyapısıydı ve bir kısmı da tam burada, Londra’nın kil ve çamurundan yapıldı. Ve büyük kısmı, bugün hâlâ çalışır durumda.

Kiliselerdeki vaftiz kurnaları veya yıkanmak için içine girdiğiniz büyük mermer Roma hamamları gibi ritüellerle ilişkili su haznelerinin ağır heykelsi yanlarını da her zaman büyüleyici bulduğumu söylemeden edemeyeceğim.

What was your starting point for the collection?

Well, one thing was asking: “How can you make it simple for people to specify a really great bathroom?” It’s actually a difficult thing to do, with spaces that are often small and different trades and products to be brought together. I wanted to make it simpler.

I started off on this obsession with a modular grid – the idea that everything begins with the tile. In principle I still love that idea. But the reality of designing objects to fit the human body, creating products with complex internal piping, and aligning that to an artificial grid imposed by an ego-maniac designer just doesn’t work. So I had to ditch that one quite early!

In some ways the tiles were the departure point, then the grid idea was put aside, and then tiles – the modular aspect – were brought back in again. There are five colors and five patterns of tile so you can make a great interior design out of them.

With every design you start off somewhere and you end up somewhere else, when you’ve got to know the trade. I love being naïve. I think it makes you more likely to come up with an original solution. I don’t like being the super expert.

What are some of the inspirations behind the collection?

One stream of consciousness was Victoriana – the robustness of the butler sink for example. The contemporary trend in ceramics has been the opposite – to go really thin and sharp-edged. Or even square, which doesn’t feel right for bathrooms to me.

I like the feeling of permanence in Victorian bathrooms, with their big, chunky taps and fat tubes. They feel civic. It’s an aesthetic that’s closely connected to a whole tradition of British engineering – the hygiene infrastructure and sewage systems that influenced the development of the bathroom.

I found myself looking at things like ceramic pipework – the kind of stuff you dig up in your garden from time to time. The construction of those Victorian sewage systems was monumental. It was the first proper sewage infrastructure and some of it was made right here, from the mud of London. Much of it is still in operation now.

On a rather different tack, I’ve always been drawn to the heavy sculpted quality of vessels associated with ritual, like the font in a church or the Roman bath – big marble containers for dipping yourself in.

“Kafamda tek bir soru vardı: İnsanların gerçekten harika bir banyoyu kolayca seçmelerini nasıl sağlayabilirim?”

One thing was asking: How can you make it simple for people to specify a really great bathroom?

Bu iş birliği süreci, bir yolculuk olarak nasıl seyretti?

Benim yaklaşımım şu: Tasarımlara heyecan katmak, teşvikte bulunmak için buradayım. Benim görevim “Şöyle yaparsak nasıl olur?”, “Şunu yapabilir miyiz?”, “Neden şöyle yapmıyoruz?” gibi cümleler kurmak… Amatörler profesyonellerle karşı karşıya geldiklerinde, “Yo hayır, bunu yapamazsın çünkü biz bu işi hep böyle yaptık!” gibi cümleler duyulması kaçınılmaz oluyor. Ancak U borular gibi üstünde tartışamayacağınız bazı teknik konular da var.

Böyle bir projede amatör perspektifle kaybettiklerinizi, üretim sahasının karmaşıklığını gerçek anlamda anlayarak geri kazanıyorsunuz. Tasarım Direktörü Erdem Akan ve İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir ile VitrA üretim hatlarını gezdiğimde makineleşme, üretimde robot kullanımı gibi konularda çok şey öğrendim. İşletmenin büyüklüğü, yatırım odaklı düşünce yapısı ve tasarımın gücüne duydukları inanç beni çok etkiledi. Burada, Birleşik Krallık’ta teknoloji ve yatırımın daha iyi olduğunu düşünüyor olabilirsiniz, ancak durum kesinlikle böyle değil.

Türkiye’ye gittik ve birçok kez beyin fırtınası yaptık. Bir sürü ilham panosu oluşturduk. Ardından fabrikayı ziyaret edip farklı prototip versiyonlarını etraflıca masaya yatırdık. VitrA İnovasyon Merkezi’nde tam ölçekli prototipler üretebiliyorsunuz ki bu çok etkileyici. Armatürler için üç boyutlu yazıcı kullanılırken, seramikler için ayrı bir frezeleme tekniğinden yararlanılıyor. Ve robotlar… Etkileyici biçimler ortaya koyuyorlar.

Daha sonra İstanbul’da bir banyo ortamına yerleştirilmiş prototiplerle zaman geçirdik. Burada, resmen ölüyordum. Tabii bu benim hatamdı: Bazı objeleri hareket ettiriyordum ve teşhir panolarının sabitlenmediğini fark etmemiştim. Enstalasyona bir lavabo daha ekledim ve koca bir pano üzerime yıkıldı.

Fabrikada daha uzun süre kalıp zaman geçirmeyi çok isterdim ama pandemi buna engel oldu. El işçiliğinin endüstrinin olanaklarıyla kucaklaştığı anlar beni hâlâ büyülüyor! Nesnelerin birbiriyle etkileşimini anlamayı çok istiyor, bir makinenin neler yapıp neler yapamayacağına dair kalıplaşmış bilgilere meydan okuyacak yeni bir bakış açısı bulup bulamayacağımı görmeyi gerçekten seviyorum. Seramik tekniğini kullanarak yeni banyo mobilyaları dahil neler yapabileceğimizi ortaya koyduk. Örneğin bir tabure tasarladık ve bunun için çok mutluyum, çünkü o bizim dünyamızla VitrA dünyası arasında bir köprü oluşturdu.

Sizce Liquid bir tasarımcı koleksiyonu mu, yoksa herkese hitap eden bir seri mi?

Metaforik bir benzetme yapmam gerekirse bir İsviçre çakısı gibi olduğunu söyleyebilirim. Hem ticari yapılarda hem de konutlarda kullanılacak bir koleksiyon yaratmak istedim. Örneğin bar tuvaleti gibi kamusal alanda sağlam kalacak kadar dayanıklı bir obje yaratabiliyorsanız, aynı obje bir evde sonsuza kadar sağlam kalacaktır. Eskiden otel ve evlerde kullanılacak banyo ürünleri birbirinden farklı olurdu ama artık sınırlar giderek ortadan kalkıyor. İnsanlar otel odalarında veya restoranlarda gördükleri tasarımlardan ilham alıyorlar. Onları beğenmeleri ve evlerinde de olmasını istemeleri kötü bir şey değil. Estetik açıdan böyle bir ayrıma gerek yok. Uzun zamandır ofisler, evlerin oturma odalarını andırır oldu. Bazı insanların evleri de Shoreditch House Oteli gibi görünebiliyor. Artık iş ve eğlence, tatil ve ev yaşamı arasında çok fazla ayrım olduğunu düşünmüyorum.

Koleksiyondan bazı parçaları evinizde kullanacak mısınız?

Evet, kesinlikle. Ama bu, pisuvar olmaz sanırım. Çünkü kadınlarla dolu bir evde yaşıyorum.

How did the collaborative process work as a journey?

The way I look at things, I’m here to stir things up a bit – to say what if, can we, why don’t we? It’s inevitable when amateurs come up against professionals that there’ll be a bit of: ‘Oh no, you can’t do that because we’ve always done it like this’. And there are some things you can’t fight, like the U-bend.

What you lose in naïve momentum in a project like this, you gain in a real understanding of the complexities of the field. Visiting the VitrA production lines with Erdem Akan, Design Director and Boğaç Şimşir, Innovation Director, I learnt a lot about mechanisation, about robotization. I was fascinated by the scale of the operation and the investment mindset, the belief in the power of design. You might be tempted to think that technology and investment will be better here, in the UK, but that’s not the case.

We went to Turkey and threw around lots of ideas, lots of mood boards. Then the visits to the factory and a big discussion on different iterations of prototypes. They’ve got an impressive facility for producing full-scale prototypes at the Innovation Centre – it’s 3D printing for the taps but for the ceramics it’s milling. The forms are effectively carved by robots.

Later we spent time with the prototypes set up in a bathroom environment in Istanbul. Actually they tried to kill me! It’s my own fault, I was moving some stuff around and didn’t realize that the display boards weren’t fixed. I added another basin to an installation and the whole thing fell on me!

I would have liked to have got even more stuck into the factory, but the pandemic got in the way. My fascination remains the possibilities of craft or industry; I really like knowing how things fit together and seeing if I can find a new angle to challenge some of the received wisdom of what a machine can or can’t do. I’m interested in an extended discussion around what you might possibly do using their ceramic technique, including more bathroom furniture. We’ve got the stool – which I’m really happy with because it’s a bridge between our world and VitrA’s world.

Would you say this is a designers’ collection, or is it for everybody?

I saw the collection as an opportunity to do something a bit like a Swiss Army knife, metaphorically speaking, that works in professional situations and domestic ones. If you can do something that’s tough enough to survive in a professional environment, the toilets of a bar say, it will survive forever in the home. It used to be that hotel sanitaryware was distinct and different from domestic products, but the boundaries are increasingly blurred. People take inspiration from what they see in hotel rooms or restaurants, and if we do something that people recognize and want in their home, that’s no bad thing. From the aesthetic point of view there’s no need for a distinction. For a long time, the office environment has looked a bit like a living room or people’s homes might look a bit like Shoreditch House. I don’t think there’s as much separation now between work and play, holidays and being at home.

Are you going to have some of the pieces at home?

Yeah! Though maybe not the urinal – I live in a female household.

Dünyanın önde gelen tasarımcılarıyla iş birliği

Collaborations with the world’s leading designers

Banyo tasarımında estetiğin yanı sıra insan sağlığı, hijyen, ergonomi, güvenlik, yüksek performans ve kaliteyi bütüncül bir yaklaşımla ele alan VitrA, tüm dünyadan kullanıcıların ihtiyaç ve zevklerine uygun banyo deneyimi geliştirmek üzere 2000’lerden başlayarak ünlü tasarımcılar ve tasarım ofisleriyle iş birliği yapıyor. VitrA, benzersiz bir banyo deneyimi yaratmak için bugüne kadar tasarım, inovasyon ve üretim yetkinliklerini Tom Dixon, Arik Levy, Claudio Bellini, Terri Pecora, Sebastian Conran, Christophe Pillet, Matteo Thun ve Ross Lovegrove gibi tasarımcılar ile Indeed, NOA, Pentagon Design, Pilots Design gibi tasarım ofislerinin uzmanlıklarıyla buluşturdu.

The range reflects VitrA's all-encompassing approach to hygiene, ergonomics and safety, performance and quality as well as aesthetics, through the combination of peerless manufacturing capabilities with world-renowned designers and design studios. In line with its goal to develop bathroom experiences that suit the needs and tastes of consumers all over the world, VitrA has been collaborating for over a decade with leading international designers such as Tom Dixon, Arik Levy, Claudio Bellini, Terri Pecora, Sebastian Conran, Christophe Pillet, Matteo Thun and Ross Lovegrove, as well as a number of design studios including Indeed, NOA, Pentagon Design, Pilots Design.

Ross Lovegrove

Christophe Pillet

Arik Levy

Terri Pecora

Pentagon Design

Claudio Bellini

Matteo Thun

Sebastian Conran

VitrA’nın Tasarım Ekosistemi

VitrA’s Ecosystem of Design

ÖZGEN ÖZKAN

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su

“Gücümüzü inovasyondan alıyoruz.”

VitrA’nın tasarım felsefesi, farklı disiplin ve motivasyonların uyumlu birlikteliğinden, yaratıcılığın dönüştürme kuvvetinden ve markanın üretim alanındaki yetkinliğinden besleniyor. VitrA’yı hem yerel hem de uluslararası düzeyde öncü bir konuma taşıyan unsurları Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan anlattı.

ÖZGEN ÖZKAN

Eczacıbaşı Building Products CEO Özgen Özkan

“Our strength comes from innovation.”

VitrA’s design philosophy is nourished by the harmonious blend of diverse disciplines and drives, the transformative power of creativity and the brand’s production capability. Eczacıbaşı Building Products CEO elaborated on the factors that help position VitrA in a leadership position both in Turkey and abroad.

VitrA, özgün tasarımlarıyla her daim adından söz ettiriyor. VitrA’nın tasarım felsefesi neleri barındırıyor?

Geleceğin banyo deneyimini bugünden tasarlamak için teknoloji ve inovasyonu harmanlıyoruz. Gücümüzü bir kültür olarak görüp desteklediğimiz ve üç alana odaklandığımız inovasyondan alıyoruz: Her ne yapıyorsak sürdürülebilir, sağlıklı ve akıllı banyoya hizmet etmeli diyoruz. Bu doğrultuda bağlantılı, temassız, hijyenik ve pratik ürünler geliştiriyoruz. Gerek üretir, tasarlar ve yönetirken, gerekse kullanıcılar tarafından ürünlerimiz kullanılırken de kaynakları koruma sorumluluğuyla hareket ediyoruz.

Marka, şimdiye kadar dünyanın en ünlü ve alanında başarılı tasarımcılarıyla çalıştı. Son olarak Elle Decor dergisi tarafından İngiltere'de “Yılın Tasarımcısı” seçilen Tom Dixon, VitrA için özel bir koleksiyona imza attı. Bir tasarımcıyla iş birliği yapmaya karar verirken sizi yönlendiren, kriter aldığınız noktalar neler?

İnovasyon ekibimiz en yeni teknolojileri kovalarken, tasarım ekibimiz de sürekli olarak trendleri ve farklı pazarlardaki ihtiyaçları takip ediyor. Buna göre en doğru tasarımcıya onlar karar veriyor. Yönetimsel tarafta bize yalnızca şunu söylemek düşer: Her ne tasarlarsak tasarlayalım, odağımız her zaman insan ve mavi gezegenimizin geleceği…

VitrA, tasarımlarından ve ürünlerinin kalitesinden aldığı güçle, dünyadaki konumunu her geçen gün sağlamlaştırıyor. VitrA’nın tasarım alanındaki bu başarısını sürdürmek adına gelecek planları nelerdir?

Bugüne kadar yaptığımız gibi pazarı ve trendleri doğru okumaya devam edeceğiz. Üstelik bu kararları artık veri temelli olarak alabiliyoruz. Pandemi döneminde yaptığımız dijital dönüşüm yatırımıyla, müşteri deneyimini uçtan uca ölçebiliyor ve tasarlayabiliyoruz. Bu da bizim büyük veriyi anlamlandırarak farklı müşteri gruplarıyla empati kurmamızı ve kendimizi doğru yönlendirmemizi sağlıyor.

VitrA is renowned for its original designs. What are the pillars of VitrA’s design philosophy?

We blend technology with innovation to design today the bathroom experience of the future. Our strength comes from innovation, which is actually a whole culture for us , and within its scope, we focus on three areas: We believe that everything we do must serve sustainable, hygienic and smart bathrooms. To that end, we develop integrated, touch-free, hygienic and practical products. Sustainability and environmental responsibility guide all our processes involving the production, design, management and utilization of our products.

To date, the brand has worked with some of the world’s most celebrated and accomplished designers. Your latest collaboration was with Tom Dixon, who was chosen “Designer of the Year” by Elle Decor magazine in the UK. Dixon created a special bathroom range for VitrA. Do you have a set of criteria that guides your decision regarding collaborators?

Our innovation team keeps abreast of the latest technologies while our design team follows the current trends and keeps up with the changing needs in different markets. So it is really them who make the decision who the best designer would be for a collaborative project. On the management side of things, we can only say one thing: Whatever we end up designing, our main focus is always the human being and the future of our blue planet…

On the strength of its designs and product quality, VitrA consolidates its position in the world with each passing day. What are VitrA’s future plans to ensure continued success?

We will continue to read the markets and trends as accurately as we have done so far. Besides, we now have the ability to make these decisions based on data. Thanks to the digital transformation investment we made during the pandemic, we can measure and design the customer experience end-to-end, which enables us to empathize with a variety of customer groups and orient ourselves correctly.

ERDEM AKAN

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Tasarım Direktörü

“Tasarımlarımızda merkeze insanı alarak kullanıcı deneyimini önceliklendiriyoruz.”

Dünya çapında ses getiren VitrA tasarımlarının ardında profesyonel, dinamik ve yaratıcı bir ekip var ve bu ekibin başında Erdem Akan yer alıyor. Akan’a, VitrA’nın tasarım kodlarını sorduk…

ERDEM AKAN

Eczacıbaşı Building Products Design Director Erdem Akan

“Our design approach is human-centered and prioritizes the user experience.”

Behind the globally celebrated VitrA designs is a professional team of dynamic and creative designers led by Erdem Akan. We asked him to talk us through VitrA’s design codes...

Uluslararası arenada birçok tasarım ödülüne sahip olan VitrA, dünyada kendi alanında tasarımın yönünü belirleyen markalar arasında yer alıyor. VitrA tasarım ekibinin başındaki isim olarak, markanın tasarım kültürü ve misyonu hakkında neler söylersiniz?

VitrA’nın tasarım yolculuğunu tasarlarken, bize iki alan kılavuzluk ediyor. Bunlardan ilki, VitrA'nın köklü tasarım geçmişi ve benimsediği tasarım kültürü. Tasarım VitrA'nın DNA’sında var. Peki nasıl kodlanmış? Öncelikle merkezine insanı alarak, yani kullanıcı deneyimini önceleyerek... Hemen ardından bütünsel banyo deneyimi oluşturma vizyonumuz geliyor. Kullanıcıların banyoda ihtiyaç duyduğu tüm ürünleri bir arada sunmak için çalışıyoruz. Ve tasarladığımız banyoların, onları oluşturan her bir ürünün "herkes için” olmasını hedefliyoruz. Tasarımlarımızda doğadan ilham alıyoruz. Akıllı ve akılcı kullanıma uygun banyolar geliştiriyoruz. Bize kılavuzluk eden bir diğer alan ise döngüsel tasarım prensipleriyle, dünya için en iyi banyoları tasarlama tutkumuz yani, sürdürülebilirlik kaygımız...

Bir yıl kadar önce, tasarım felsefemizi ortaya koyan bir deneyim ve etkileşim platformu tasarladık. Bozüyük’teki VitrA İnovasyon Merkezi’nde yer alan ve VitrA NExT adını verdiğimiz mekânda, geleceğin banyo deneyimini bugünden tasarlamak için teknoloji ve inovasyonu nasıl harmanladığımızı anlatıyoruz. NExT alanında projelerimizi dört ana grupta sergiliyoruz ki bunlar tasarımdaki planlama ve üretim süreçlerimizi de ortaya koyuyor: Herkesin yeni anlam ve farklı tanımlar aradığı bir dönemde, kullanıcıların bir sonraki deneyimlerini tasarlamak için alışılmış olana her seferinde farklı bir pencereden bakıyor, bu yaklaşımla banyoları yaşam alanlarına dönüştürüyoruz. Daha ergonomik mekânlar ve iyi mimarlık uygulamaları için tasarımlar oluşturuyoruz. Kullanıcılara seçme şansı veren platformlar yaratıyoruz. Temassız teknolojileri kullanan, birbiriyle konuşan akıllı ürünler ve tuvalet teknolojileri geliştiriyoruz.

Yurt dışından ünlü tasarımcılarla çalışmak ve ortak projeler geliştirmek nasıl bir etki yaratıyor? Bu iş birliklerinin VitrA tasarım dünyasındaki karşılığı nedir?

Kurum bünyesinde mimar, iç mimar, endüstriyel tasarımcı, grafik tasarımcı gibi farklı alanlarda uzman 20 kişilik bir tasarım ekibimiz var. Her biri kendi alanında uzman olmanın yanı sıra deneyimli ve derin bilgi sahibi… Bunun da ötesinde, günümüzdeki karmaşık problemlerin çözümünün, farklı bakış açıları ve farklı disiplinlerin etkileşimiyle gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Bu kapsamda deneyimli ama özellikle de farklı alanlarda deneyimli tasarımcı, tasarım ofisi ve enstitülerle iş birliği yapmak, araştırma ve çalışmalar düzenlemek, profesyonelleri dinlemek bizim için her zaman çok eğitici ve geliştirici.

Kurum dışındaki tasarımcılarla da ürün projeleri geliştiriyoruz. Bunların arasında dünyaca ünlü, pek çok ödüle layık görülmüş tasarımcılar da var. Banyolara yeni tanımlar getirmek için bu tarz iş birliklerinin cesaret verici olduğunu düşünüyorum.

VitrA is the proud winner of a great number of design awards on the international stage. It is one of those brands that determine the direction of design in the world. As the leader of the VitrA design team, what can you tell us about the brand’s design culture and mission?

In designing VitrA’s design journey, we are guided by two force fields: Firstly, VitrA’s long-standing design history, in other words its design culture. Design is in VitrA’s DNA. And how is it coded? With the human in the center, with priority on the user experience. Then follows our vision of creating the holistic bathroom experience. Our work is aimed at offering the users all that they need in a bathroom in a single package, all in one go. And we want the bathrooms we design, and each product within, to be “for everyone”. Our designs are inspired by nature. We develop smart bathrooms for smart use. We are also guided by our passion for designing the best bathrooms for the planet based on circular design principles, in other words, our sustainability concerns…

About a year ago, we designed an experiential, interactive platform that reflects our design philosophy. In this space, which we named VitrA NExT, located within the VitrA Innovation Center in Bozüyük, we are talking about how we blend technology and innovation to design today the bathroom experience of the future. In the NExT space, we display our projects under four main categories so as to clearly show the planning and production processes as part of the design. During this era of searching for new meanings and definitions, we are engaged in an effort to design the users’ next experiences. So we try to look at what’s familiar from unfamiliar angles and through different lenses. This is the approach that transforms bathrooms into spaces where life happens. We design spaces that offer enhanced ergonomic comforts and good architectural practices. We create platforms that provide the users with choices. We develop smart products and toilet systems that use touch-free technologies and talk to each other.

What is the impact of working with internationally famous designers on collaborative projects? How do these collaborations reflect on VitrA’s world of design?

Within the organization, we have team of 20 professionals with expertise in architecture, interior design, industrial design and graphic design. They are not only experts in their respective fields, but they also have great depth of experience and knowledge. We believe that complex problems of the day can be solved through the interaction of multiple disciplines and perspectives. In that respect, we always find it immensely educational to collaborate, run research studies and workshops with designers, design studios and institutions with wide-ranging experiences across different fields.

We also develop product-focused projects with designers from outside the organization. And among these designers are some award-winning profiles with worldwide fame. I think such collaborations provide an encouraging nudge to introduce new definitions for the concept of bathrooms.