80. YIL / 80TH YEAR

“Her dönem taze tuttuğumuz girişimcilik ruhumuz ve güçlü kurumsal değerlerimizle geleceğe hazırız.”

“Keeping our entrepreneurial spirit and powerful corporate values refreshed at all times, we are future-ready.”

BÜLENT ECZACIBAŞI

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Eczacıbaşı Holding Chairperson

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Topluluğun yeni nesil çalışanlarından iki temsilci ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri’nde Üretim Uzmanı olan Beyza Demir ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nde Kategori Finans Uzman Yardımcısı olarak görev yapan Hasan Can Taşçı’nın, Topluluğun 80. yılına, gelecek planlarına ve güncel konulara dair sorularını cevaplayan Bülent Eczacıbaşı; aynı zamanda genç Eczacıbaşılılardan, kuruluşun hem bugünü hem de yarını ile ilgili görüşlerini öğrendi.

Bülent Eczacıbaşı, Chairperson of the Board of Directors of Eczacıbaşı Holding, enjoyed a lively conversation with two representatives of the newest crop of Eczacıbaşı employees. On the occasion of the Group’s 80th anniversary, Bülent Eczacıbaşı answered questions about the current and future activities of the Eczacıbaşı Group in a frank exchange of views with two young Eczacıbaşı Group employees: Beyza Demir, Production Specialist at Eczacıbaşı Consumer Products, and Hasan Can Taşçı, Category Finance Assistant Specialist at Eczacıbaşı Building Products.

Türkiye için ekonomik ve toplumsal değer yaratma hayaliyle kurulan ve bugün üç kıtaya yayılan üretim gücü ile uluslararası bir oyuncuya dönüşen Eczacıbaşı Topluluğu, 80 yıldır aynı inançla yolculuğunu sürdürüyor. Geçmişinden bugüne taşıdığı değerler ile daha güçlü bir geleceğe adım atan Topluluk için bu başarı yolculuğu boyunca gençlerin yeri ise hep ayrı oldu.

Yaşam dergisinin, Eczacıbaşı Topluluğu için özel bir anlam taşıyan bu yılın ilk sayısında, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı yeni nesil çalışanlardan iki temsilci ile bir araya gelerek sıcak bir sohbet gerçekleştirdi. Beyza Demir ve Hasan Can Taşçı, Topluluğun tarihinin yanı sıra bugünü ve gelecek stratejilerine dair merak ettikleri soruları sordular. Karşılıklı sorularla devam eden sohbette genç Eczacıbaşılılar da, Bülent Eczacıbaşı ile iş ve güncel yaşamlarından detayların yanı sıra Topluluğun çevresel, sosyal, ekonomik ve dijital faaliyetleri ile ilgili fikirlerini paylaştılar.

Beyza Demir

Eczacıbaşı Topluluğu’nun gelecek vizyonu, 80 yıllık bir birikim ve kurumsal değerler üzerinde yükseliyor. Siz, geçmişle gelecek arasında köprü oluşturan bu değerler ve şirketin ilham kaynakları konusunda ne düşünüyorsunuz? Topluluk, ilham kaynağı olarak köklü geçmişinden nasıl besleniyor?

Bülent Eczacıbaşı

Hikâyemiz, kurucumuz Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın hayalleri ve çabası ile -bugünün deyişiyle- bir start-up olarak başladı. Ülkemizin, yakın coğrafyamızın ve dünyanın koşullarının da o tarihlerde girişimcilere cesaret verecek gibi olmadığını biliyoruz: II. Dünya Savaşı, Avrupa’da, Rusya’da, Kuzey Afrika’da ve Uzak Doğu’da büyük bir yıkım yaratmıştı. Türkiye gibi savaşın girmediği coğrafyalar kıtlıkla sınanıyordu. I. Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmaya çabalayan 19 yaşındaki genç Cumhuriyetimiz, bir kalkınma çabası içindeydi.

Böyle bir ortamda 29 yaşında genç bir girişimci, her türlü imkânın son derece sınırlı olduğu bir zamanda, toplumun ihtiyaçlarına eczacılık alanında çözüm bulmak için yola çıkıyor. İzmir’de Süleyman Ferit Bey’in eczanesiyle başlayan “toplumsal değerlere adanmışlık”, II. Dünya Savaşı’nın yokluk şartlarında, İstanbul’da Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın ufkuyla Türkiye’nin sağlık, hijyen, temizlik ve kaliteli yaşam sürecinin temel taşlarını oluşturuyor.

Vitaminden ilaca, mamaya, temizlik kâğıtlarına, seramik sağlık gereçlerine, armatürlere, kolonyaya, antibakteriyel sıvılara, teşhis teknolojilerine ve bu alanlardaki buluş ve araştırmalara yayılan Topluluğumuzun faaliyetlerinin; ülkemizde daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşama öncülükle kalmadığını, pandemi döneminde de sağlık sisteminin ve toplumun hayati ihtiyaçlarının karşılanmasına büyük katkı sağladığını görüyoruz.

Bu yolculukta Topluluğumuz önce Türkiye’nin sanayileşme hikâyesinin önemli bir parçası oluyor, ardından yarattığı markalarla Türkiye’nin sınırlarını aşarak, bugün üç kıtada üretim ve 120 ülkeye ihracat yapan; 12 bin arkadaşımızın hayat verdiği uluslararası bir oyuncuya dönüşüyor. Hikâyemiz hepimize ve tüm paydaşlarımıza bugün de, ilk günkü gibi ilham veriyor, Topluluğumuzu güçlendiriyor ve sınamalara karşı da dayanıklı hale getiriyor.

Bu vesileyle bugün ulaştığımız noktayı mümkün kılan hayale ve çabaya ortak olmuş, bazıları ebediyete intikal etmiş, başta kurucumuz Dr. Nejat F. Eczacıbaşı olmak üzere onun yol arkadaşlarını ve tüm paydaşlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.

Established 80 years ago with the vision of creating economic and social value for Turkey, the Eczacıbaşı Group is today an international player with production power spanning three continents. Sustained by its values and the contributions of young people, who have always played a special role in the Group’s journey, Eczacıbaşı continues to advance towards a stronger future.

This first anniversary edition of Eczacıbaşı Life Corporate Magazine features a lively conversation between Bülent Eczacıbaşı, Chairperson of the Board of Directors of Eczacıbaşı Holding, and two representatives of Eczacıbaşı’s newest generation of employees. Beyza Demir and Hasan Can Taşçı posed questions about the history of the Group and its current and future strategic direction. In turn, Bülent Eczacıbaşı asked Beyza and Hasan about their work and private lives, resulting in a lively exchange of ideas on the Group’s environmental, social, economic and digital activities.

Beyza Demir

The Eczacıbaşı Group’s vision for the future is based on its 80-year legacy and corporate values. What are your thoughts on how these values bridge the past and future and how they inspire us? In what ways does the Group draw inspiration from its sense of a deep-seated past?

Bülent Eczacıbaşı

Our story begins with what we would call today a ‘start-up’, established through the vision and efforts of our founder Dr. Nejat F. Eczacıbaşı. In those days, the state of our country, our region and the world as a whole was not encouraging for entrepreneurs: World War II had caused great devastation in Europe, Russia, North Africa and the Far East. Regions like Turkey that stayed out of the war were dealing with the hardship of famine. Our young Republic, at that time only 19 years old, was struggling to heal the wounds of World War I and begin its own development.

It’s against this back-drop of extremely limited opportunity that a 29-year-old young entrepreneur set out to find a solution to the pharmaceutical needs of his community. That “dedication to social values”, which began with my grandfather Süleyman Ferit Bey’s pharmacy in Izmir, inspired Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’s vision, during a time of great hardship, of pioneering healthy and high quality living in Turkey.

Starting with vitamins and baby food, the Group expanded to pharmaceuticals, ceramic sanitary ware, tissue paper, faucets and fixtures, antibacterial liquids, diagnostic technologies and more, including research and innovation in these fields. During the most difficult days of the pandemic, I was proud to see our Group apply the same dedication to meeting the critical needs of our health care system and society.

On its 80-year journey, the Group first made an important contribution to Turkey’s industrialization. Later, when Turkey’s economy turned outward, Eczacıbaşı crossed borders with the brands it had created to become the international powerhouse that it is today: a 12 thousand-strong team with manufacturing plants on three continents and exports to over 120 countries. Our history inspires us as much today as it did on our very first day, strengthening our Group and investing it with even greater resilience.

Many people have contributed to our achievements over the years, most notably our Group’s founder, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, and his colleagues. I’d like to take this moment to express my profound respect and gratitude to all stakeholders past and present who have accompanied us on our long journey.

“Eczacıbaşı Topluluğu, Türkiye’nin sanayileşme hikâyesinin önemli bir parçasıdır…”

“The Eczacıbaşı Group played an important role in Turkey’s industrialization drive...”

Bülent Eczacıbaşı

Genç çalışanlar olarak sizin için 80 yıllık mazisi olan bir şirkette çalışmak ne anlama geliyor? Şirketin sahip olduğu değerler, iş ortamına nasıl yansıyor?

Beyza Demir

80 yıllık mazisi olan bir şirkette çalışmayı, bir çınarın gölgesinde durmaya benzetiyorum: Güven, birliktelik, devamlılık ve gelecek duygularını bir arada hissettiriyor. İnsana, her durumda doğru kararı verdiren şeyin, şirketin sahip olduğu değerler olduğunu düşünüyorum. Topluluğumuzun geçmişten gelen yönetim anlayışı olan “hem insana hem işe saygı” bugün hâlâ devam ediyor ve bu ortam, çalışkan ve vefakâr çalışanlar yaratıyor. Yaptığımız işin kalitesini belirleyen temel unsurun, bizden işin o şekilde yapılmasının istenilmesinden ziyade, kuruluş değerlerinin çalışanlara kattığı “kalite” bilinci olduğuna inanıyorum. Ben de bu bilinci, Eczacıbaşı’ndaki çalışma deneyimim vasıtasıyla kazandım.

Hasan Can Taşçı

Bana kalırsa Eczacıbaşı, geçmişten beri Türk toplumuna çok farklı düzlemlerde katkı sağlayabilmiş bir şirket. Toplulukla yolum ilk olarak Kariyer Test Sürüşü (KTS) stajyeriyken kesişmişti. O süreçte şirketin gençlere verdiği değeri bizzat deneyimleme şansım olmuştu. Bu yüzden şu an burada çalışırken sadece kendim ve şirketim için değil, toplumum için de fark yaratabildiğimi hissediyorum. Topluluk, günümüzün sürekli değişen ve gelişen iş ortamında başarılı bir şekilde faaliyet gösteriyor. Bunda geçmişten getirdiği doğru alışkanlıkların büyük payı var. Benim burada olumlu etkisini günlük çalışma ortamımda birebir gözlemlediğim ve öne çıkarmak istediğim en önemli konu, çalışana duyulan güven ve saygı. Topluluğun bu yaklaşımı çalışanlarda işe bağlılığı artırdığı gibi, onlara uzun vadeli düşünebilme ve risk alabilme özgürlüğünü de sağlıyor. Bu değerler üzerine global markalar konumlandırmak ve finansal olarak güçlü bir yapı kurmak da bir o kadar kolaylaşıyor. İş hayatına yeni başlamış genç bir çalışan olarak bu ortam benim için hem profesyonel hem de sosyal anlamda gerçekten çok öğretici.

Hasan Can Taşçı

Topluluğumuzdaki dijital alandaki gelişmeleri hepimiz yakından takip ediyoruz ve aynı zamanda bu gelişmelerin iş süreçlerimize olumlu yansımalarını da tecrübe etmekteyiz. Eczacıbaşı, bu teknoloji çağında kendini nasıl genç ve güncel tutuyor? Dijital dönüşüm çalışmaları Eczacıbaşı’nda gelecekte nasıl bir eksende ilerleyecek?

Bülent Eczacıbaşı

Dünya ekonomisi geçmişle kıyaslanamayacak kadar büyük bir dinamizm içinde. Veriyi ve veri analizini merkezine almış yeni ekonomi; yeni teknolojiler, yeni beceriler ve yeni bakış açıları gerektiriyor.

İhracat odaklı çalışan, güçlü markalara sahip kuruluşların yeni ekonomi ile şekillenen bu değişimi daha yakından izlediğini sanırım söyleyebiliriz. Bu nedenle, uluslararası bir Topluluk olarak, rekabetçiliğimizi korumak, artırmak ve paydaşlarımız için sürdürülebilir bir değer yaratmak için daha da büyük çaba gösteriyoruz. Yeni teknoloji yatırımlarına aralıksız devam ediyoruz. Veriye dayalı karar almayı odağına alan uygulamalarımızla iş sonuçlarımızı daha da ölçülebilir kılıyoruz. Her şeye rağmen almamız gereken daha çok yol olduğunu da biliyoruz.

Dijital araçları etkin kullanarak iş yapış şekillerimizi daha da geliştiriyoruz. İş ve üretim süreçlerimizin yanı sıra satış kanallarımızı da entegre biçimde dönüştürmeye devam ediyoruz. Bu çabayı, tedarikçilerimizi, bayilerimizi ve tüm iş ortaklarımızı kapsayan değer zincirimizin varoluş sınavı olarak görüyoruz.

Bu nedenle, geleceğe kendimizi hazırlarken, karşı karşıya olduğumuz riskler kadar fırsatları da titizlikle düşünmemiz ve değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü teknolojiyi fırsata çevirmek, tüm organizasyonu dijital çağın gerektirdiği yetkinliklerle şekillendirmekten geçiyor.

Ne mutlu ki, Topluluğumuz da bu alandaki iyi örneklerinin sayısını artırıyor. Geçtiğimiz yıl ilk kez bir kuruluşumuz, bütünsel dijital dönüşüm yaklaşımıyla ödül kazandı. Kazandığımız ödüller elbette, Eczacıbaşı Topluluğu’nda dijital dönüşüm ile yakaladığımız ivmenin de bir göstergesi. Projelerde emeği geçen herkesi bir kez daha yürekten tebrik ediyorum.

Bülent Eczacıbaşı

What does it mean for younger employees like yourselves to work for a company with an 80-year history? How are the company’s core values reflected in our daily working environment?

Beyza Demir

I compare working for a company with an 80-year pedigree to standing in the shade of a majestic tree: it gives me a feeling of trust, fellowship and continuity for the future. I believe I can draw on the Eczacıbaşı Group’s values to make the right decision in any given situation. The Group’s approach to management, which rests on respect for people as well as the work they do, creates an environment that fosters hardworking and loyal employees. It strikes me that the quality of our work is more attributable to the concept of quality that Eczacıbaşı’s core values instill in us than to management instructions. I’ve acquired this awareness through my own experience here.

Hasan Can Taşçı

The way I see it, Eczacıbaşı is a company that has been able to contribute to Turkish society on many different levels throughout its history. My first encounter with the Group was as an intern in the Career Test Drive (CTS) program. CTS gave me the opportunity to experience first-hand the value that the company places on young people. That’s why I feel like I can have a positive impact on my community at the same time as working for myself and my company. The Group has been successful in navigating the ever-changing and evolving business environment. Habits passed on through its history have an important part to play in this success. The most important of these that I want to emphasize – because I’ve personally observed it every day in the work I do – is the trust and respect given to each employee. This not only deepens employee loyalty, it also allows us the freedom to think in the longer term and take risks. Furthermore, the Group is able to build and position global brands on these values with greater ease, thereby creating a financially solid structure. As a young employee embarking on my career, this environment is particularly instructive for me both professionally and socially.

Hasan Can Taşçı

We’re all monitoring the digital progress in our Group very closely while also experiencing its positive effects on our business processes. How does Eczacıbaşı keep itself relevant and up-to-date in an era of rapid technological change? How will the work on digital transformation impact Eczacıbaşı in the future?

Bülent Eczacıbaşı

Today, the global economy is in a state of unequaled dynamism. A new economy centered around big data and data crunching requires new technologies, skills, and fresh perspectives.

The changes caused by the new economy are being watched closely by our export-led businesses with strong brands. And because we’re an international Group, we’re doubling our efforts to maintain our competitiveness and create sustainable value for our stakeholders. We’re continually investing in new technologies. We’re improving the measurability of our business results using applications that focus on data-based decision-making. Despite all this, we’re aware that we have a long way to go.

We’re further developing the way we do business using digital tools effectively. We’re transforming our business and production processes and our sales channels in an integrated manner. We consider these efforts to be critical for the survival of our value chain, which includes our suppliers, dealers and all our business partners.

While preparing ourselves for the future, we need to consider and assess with great care the opportunities as well as the risks we’re facing. Because you can only take advantage of the business opportunities offered by new technologies if the entire organization has the capabilities required by today’s digital era.

We’re fortunate that our Group has an increasing number of best practices in this area as well. Last year, our organization won an award for its comprehensive digital transformation approach: a first for us in this area. The awards we’ve won are a positive sign of the momentum we’ve achieved in the Group through digital transformation, and I congratulate everyone who contributed to these projects.

“Kendimizi geleceğe hazırlarken, karşı karşıya olduğumuz riskler kadar fırsatları da titizlikle düşünmemiz ve değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.”

“While preparing ourselves for the future, we need to consider and assess with great care the opportunities as well as the risks we’re facing.”

Bülent Eczacıbaşı

Teknoloji çağının genç temsilcileri olarak, Topluluğumuzun dijital hamlelerini takip edebiliyor musunuz? Bu hamleler sizce yeterli mi? Dijitalleşme sürecinde kuruma değer yaratacak başka neler yapılabilir?

Beyza Demir

Topluluğumuzun dijitalleşme adımlarını, “Dijitaliz” ve “Dijital Fit” ekibinin paylaşımları ile takip edebiliyoruz. Özellikle üretim sahalarından, verimliliğe değer katacak veri temeline sahibiz. Bu zengin veri varlıklarını düzene koymanın, yorumlamanın ve işlenebilir hale getirmenin, dijital dönüşüm sürecinin sağlıklı ilerlemesi için kritik öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Bu verileri etkin bir biçimde analiz edebilmek ve verimlilik süreçlerine dahil edebilmek için mevcut çalışanların yetkinliklerini artıracak eğitim programları düzenlenebilir. Farklı firmalardan başarılı dijitalleşme örnekleri benchmark çalışması olarak, departman bazlı incelenmek üzere, dijital dönüşüm ofisi tarafından paylaşılabilir. Başarılı bir dijital dönüşümün, tüm ekiplerin katılımı ile gerçekleşeceğine inanıyorum.

Hasan Can Taşçı

Tabii ki, merakla takip ediyorum. “Dijitaliz” etkinliği gerçekten heyecan vericiydi. Topluluğun dijital dönüşüm konusunda büyük yatırımlar yaptığını görüyorum. Bunu yaparken sektörel ve ulusal anlamda öncü bir rol de üstleniyor ki bu kendi içinde farklı riskler ve zorluklar barındırıyor. Ben Eczacıbaşı Yapı Gereçleri kuruluşumuzda çalışıyorum. Vitramax projesi sonrası oluşturulan dijital altyapının, finansal raporlama süreçlerine sağladığı kolaylıkları deneyimleme şansım oldu. Bence, özellikle bizimki gibi çok uluslu, büyük kuruluşlarda dijital hamleler herkesin ortak çabasıyla başarıya ulaşabiliyor. Topluluğun dijital dönüşüm çalışmalarını yeterli bulmakla birlikte, çalışan bilincinin artırılması gerektiğini, bu konuda farklı adımlar atılabileceğini düşünüyorum. Bunun yanında, mevcut süreçleri dijitalleştirirken bir yandan da günümüz ihtiyaçlarını anlayarak hareket etmek çok önemli. Yine kendi şirketimden örnek vermem gerekirse, 5. işletme yatırımının sürdürülebilir üretimi ve inovasyonu destekleyici bir dijital altyapıya uygun olması gerektiğini düşünüyorum. Topluluğun dijital yatırımları sürdürülebilir, müşteri odaklı ve tüm iş ortaklarını kapsayıcı bir anlayışla gerçekleştirilmeli.

Beyza Demir

Son yıllarda çok popüler bir kavram var: “Start-up.” Sizin de başta belirttiğiniz gibi, inovasyon ve girişimciliği temsil eden bu kavramın Eczacıbaşı Topluluğu’na hiç yabancı olmadığını biliyoruz. Girişimcilik ruhu, Topluluğumuzu kurulduğu günden itibaren her zaman motive eden eden bir unsur oldu ve Eczacıbaşı Topluluğu, markalarıyla birçok alanda öncü bir rol üstlendi. Girişimcilik ve inovasyon kavramlarını Topluluk olarak günümüzde nasıl ele alıyoruz ve bu motivasyonu geleceğe de aynı titizlikle nasıl taşıyabiliriz sizce?

Bülent Eczacıbaşı

Eskiden kurumlar, sadece kendi sektörlerindeki oyuncular ile rekabet içindeydi. İşleri görece daha kolaydı. Teknolojideki hızlı ilerlemeler, sektörler arası sınırları silikleştirdi, bazı sektörler arasındaki ayrımları tamamen ortadan kaldırdı. Yıkıcı değişim ve dönüşümler de, sektör dışı rakipleri, rakip haline getirdi. Bu durumu içselleştirmiş kurumlar bugün, teknolojik gelişmelere adapte olmak, yeni müşterilere erişmek ve ürün gamlarını çeşitlendirmek için girişimcilik ekosistemlerini -hem içeriden hem de dışarıdan- geliştirerek rekabette fark yaratma çabasındalar artık.

Öncü olmak ve yaptığımız her işe yenilik getirmek, Topluluk değerlerimiz arasında yer alıyor. Bu, Topluluğumuzun kurucusu ve ülkemizin en önemli girişimcilerinden Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’ndan aldığımız kurumsal bir yetkinlik. “Farklı düşünme yetkinliğine sahip” insan kaynağının ve “herkesin katılımını özendiren” bir yaklaşımın önemine inanıyoruz. Sadece yöneticilerin değil, çalışanların da ürün ve süreçleri sürekli geliştirmeye ve iyileştirmeye odaklanmasını sağlayacak ve statükoyu zorlayan, proaktif ve risk alabilen bireysel girişimciler olmalarını cesaretlendirecek bir kültürü geliştirmek ve korumak önceliklerimiz arasında...

Bülent Eczacıbaşı

As young representatives of the technology era are you able to follow the digital advances of our Group? Do you think these steps are enough? What else can be done with digitalization that will create value for our company?

Beyza Demir

We’re kept informed of the Group’s digitalization steps via posts from the “Dijitaliz” and the “Digital Fit” team. We already possess the data that will add value to productivity, especially at our production sites. It strikes me that structuring, interpreting, and enabling this rich vein of data to be processed is critical for the robust progress of the digital transformation process. Training programs can be organized to give current employees the skills they need to analyze and incorporate data into processes and increase overall productivity. The digital transformation team can also share examples with us of successful digitalization best practices to facilitate benchmarking. I believe that successful digital transformation will only be possible with the participation of all teams.

Hasan Can Taşçı

Naturally, I, too, follow this subject with great interest. The “Dijitaliz” event was really exciting. I can see that the Group has invested heavily in digital transformation. In doing so, it’s taken a leading role in its industry and nationally, which in itself poses different risks and challenges. I work at Eczacıbaşı Building Products. I’ve had the opportunity of seeing the benefits of the digital infrastructure created by the VitrAmax project in our financial reporting processes. In my opinion, digital advances can be achieved through the joint efforts of all concerned, especially in large, multinational organizations such as ours. I find the digital transformation efforts of the Group to be more than adequate, but I would like to suggest that employee awareness be increased and different steps be taken to achieve this. Also, it’s very important that we act with an understanding of our current needs when we digitize existing processes. For example, my company’s investing in our fifth production plant, and I think this investment should have a digital infrastructure that supports sustainable production and innovation. The Group’s approach to digital investments should be sustainable, customer-oriented and inclusive of all stakeholders.

Beyza Demir

There’s a very fashionable concept in recent years called a “start-up.” As you said, this concept represents innovation and entrepreneurship, and the Eczacıbaşı Group is no stranger to it. The spirit of entrepreneurship has motivated our Group since its establishment, and the Eczacıbaşı Group has taken a leading role in many areas with its brands. How should we address the concepts of entrepreneurship and innovation as a Group today and how do you think we can best transmit these values into our collective future?

Bülent Eczacıbaşı

In the past, companies were competing solely with players in their own sectors. Things were easier in that respect. Rapid advances in technology have blurred boundaries between sectors, completely eliminating some and decoupling others. Disruptive changes and transformations have also turned non-industry competitors into rivals. Today, entities that have internalized this are striving to adapt to technological developments, access new customers, and diversify product ranges through the development of entrepreneurial ecosystems – both internal and external – in order to create a competitive edge.

Being a pioneer and introducing innovations in all of our fields of activity are two of our Group’s most important values. These are corporate competencies that we inherited from our Group’s founder, one of our country’s most successful entrepreneurs. We believe in the importance of human capital with the ability to “think differently” and an approach that encourages the participation of all. One of our top priorities is developing a culture that will encourage all employees, not just managers, to focus on continually enhancing and improving products and processes, to become proactive and risk-taking individual entrepreneurs who push the boundaries of the status quo.

“Sadece yöneticilerin değil, çalışanların da ürün ve süreçleri sürekli geliştirmeye ve iyileştirmeye odaklanmasını sağlayacak bir kültürü geliştirmek ve korumak önceliklerimiz arasında.”

“One of our top priorities is developing a culture that will encourage all employees, not just managers, to focus on continually enhancing and improving products and processes.”

Hasan Can Taşçı

Eczacıbaşı, kurulduğu günden bugüne, hem yerel hem de global düzeyde gerçekleştirdiği yatırımlarla öne çıktı. Az önce bahsettiğimiz girişimcilik ve inovasyon yaklaşımlarıyla, zorlu zamanlarda dahi yurt içinde ve dışında yatırım yapmayı sürdürdü; istihdam yaratmaya ve büyümeye devam etti. Dünya ekonomisinin tedirginlik içinde olduğu bu dönemde de çok güçlü yatırım hamleleri bulunuyor. Topluluğun yatırım stratejilerini oluştururken nasıl bir motivasyonla yola çıkıyorsunuz?

Bülent Eczacıbaşı

Belirsizliklere rağmen orta ve uzun vadeli bakış açımızı yitirmememiz gerektiğine inanıyorum. Ekonomik dalgalanmalar, belirsizlikler ve karşılaşılan türlü güçlüklerin bitmesini bekleyerek ilerleyemeyiz. Her şeye rağmen ana iş kollarımızda yurt içinde ve dışında yatırım yapmaya, istihdam yaratmaya ve işimizi büyütmeye devam ediyoruz.

Rekabette başarımızı sürdürmek için her alanda yenilenmeyi bir yaşam biçimi haline getirmemiz gerekiyor. İnovasyon ve dijitalleşme bu yenilenme çabasının en güçlü lokomotifleri... Girişimcilik ruhumuzu hep taze tutmanın da en iyi yolları...

İnovasyonu ve çok yeni iş modellerini içine alan girişimcilik kısmında büyük bir heyecan var. Geçmişe kıyasla gençlerin bu alanda kendi işlerini kurmak, kendi yollarını açmak, yeni ürünler ve iş kolları kurma istekliliğini de merakla izliyorum.

Ekonomimizin bütün oyuncularının çağın gerektirdiği sorumlulukları hakkıyla üstleneceklerine inanıyorum. Rekabette her gün ürün ve hizmetlerimizi bir adım öteye taşıma gayretini sürdürmemiz gerekiyor. Ülkemizi dünya ekonomisi içinde hak ettiği yere ulaştırmanın başka bir yolu da yok... Türkiye’nin girişimcilik potansiyeline ve iyi yetişmiş insan gücüne dayanan bir atılımla, karşılaşacağı güçlükler ne olursa olsun, çok ayrıcalıklı bir konuma gelebileceğini düşünüyorum.

Başta Türkiye olmak üzere, faaliyette bulunduğumuz her coğrafyanın geleceğine içtenlikle güveniyorum. Çalışanlarımızla, iş ortaklarımızla, tüm paydaşlarımızla kurumumuz, ülkemiz ve dünyamız için sağlıklı bir geleceği inanç, azim, özen, güven ve cesaretle oluşturacağımıza yürekten inanıyorum.

Beyza Demir

Sürdürülebilirlik, dünyadaki pek çok yapılanmanın ajandasında ilk sıralarda yer alıyor. Sürdürülebilirlik, Topluluğumuzun da önem verdiği, yıllardır yatırım yaptığı bir alan ve bu çalışmaları daha ileri taşıma hedeflerinizi sıklıkla ifade ediyorsunuz. Topluluğun sürdürülebilirlik yolculuğu nasıl başladı ve bu yolculuk nereye eviriliyor?

Bülent Eczacıbaşı

İlkim değişikliği ve bunun etkilerinin, yaşamın tüm alanlarında yarattığı bir dönüşüme şahit oluyoruz. Bu yeni koşullarda, bizleri çözüme ulaştırabilecek en güçlü kavram ise sürdürülebilirlik. Ekolojik ve toplumsal dengeyi gözeten sürdürülebilir sistemlerin hayata geçirilmesi konusunda, başta genç nesiller olmak üzere toplumun tüm katmanlarının büyük ölçekli kuruluşlardan önemli beklentiler içinde olduklarını gözlemliyoruz. Özellikle uluslararası şirketlere paydaşlar önemli görevler yüklüyor, ki ben bu yaklaşımı oldukça kıymetli buluyorum.

Uluslararası bir Topluluk olarak kurulduğumuz günden itibaren üstlendiğimiz “öncü” rolümüzü sürdürülebilirlik konusunda da devam ettirdiğimizi düşünüyorum. 2006 yılında UN Global Compact’i imzalayarak kurumsal bir aşamaya taşıdığımız sürdürülebilirlik çalışmalarımızın geçmişi çok daha eskiye dayanıyor. Kurucumuz Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın “başarısını yarattığı toplumsal değer ile ölçen” yönetim felsefesi, sürdürülebilirliğin Eczacıbaşı Topluluğu’nun en temel değerlerinden biri olduğunun da bir ifadesi aslında.

Bu misyonu geleceğe de en iyi şekilde aktarabilmek amacıyla sürdürülebilirlik faaliyetlerimizde çok hızlı yol alıyoruz. Holding’de Sürdürülebilirlik, Kamu ve Kurumsal İlişkiler Koordinatörlüğü ile ESG (Çevre, Sosyal, Yönetişim konuları) Komitesi’nin kurulması, Dünya Ekonomik Forumu tarafından oluşturulan “Paydaş Kapitalizmi Göstergeleri”ni kurumsal raporlamalarımızda kullanmaya başlamamız, bu süreçte attığımız önemli yeni adımlar arasında öne çıkıyor.

Eczacıbaşı Topluluğu olarak sürdürülebilirliği sadece belirli kavramlar çerçevesinde, sınırlı bir düzeyde ele almıyor; yatırım stratejilerimizden organizasyonel yapılanmamıza kadar iş süreçlerimizin her aşamasına taşıyoruz. Topluluğumuzun sürdürülebilirlik çalışmalarının odağında; doğal kaynakların verimli kullanımı, atık suyun yeniden kullanımı, döngüsel ekonomi, fırsat eşitliği, iş sağlığı ve güvenliği öncelikli konular olarak yer alıyor.

Topluluğumuzda sürdürülebilirlik çalışmalarını bu kapsamlı ve bütünsel bakış açısıyla hızla hayata geçiriyoruz, sürdürülebilir ve sağlıklı bir gelecek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Tüm Eczacıbaşılıları da bu sürdürülebilirlik seferberliğinin bir parçası olmaya davet ediyoruz.

Hasan Can Taşçı

From the start, Eczacıbaşı has stood out for its local and global investments. Thanks to its entrepreneurship and innovation approach, it has continued to invest at home and abroad, to create jobs and pursue growth even in difficult times. It has also made some very large investment decisions in recent months, a period of turmoil for the world economy. What is the motivation behind the Group’s investment strategies?

Bülent Eczacıbaşı

Despite uncertainties, we shouldn’t lose our medium- and long-term perspective. We can’t wait for the end of economic volatility, uncertainties and other difficulties to move forward. In spite of everything, we are continuing to invest in our main business lines at home and abroad, create jobs and grow our business.

In order to maintain our competitive success, we need to ensure that renewal is a way of life in our businesses. Innovation and digitalization are the most powerful engines of this renewal effort, and they are the best way to keep our entrepreneurial spirit refreshed at all times.

There’s great excitement about entrepreneurship, which includes innovation and cutting-edge business models. It’s interesting to me how young people these days want to start their own businesses, forge their own paths, and create new products and business lines.

I’m confident that all economic actors will shoulder the responsibilities this era has given them. In order to compete, we need to continue our efforts to improve our products and services a little more each day. There are no other means of ensuring our country takes its rightful place in the world economy. Given its entrepreneurial potential and well-trained workforce, I’m certain Turkey will overcome the challenges it faces and rise to a very privileged position.

I have complete faith in the future of every geography in which we operate, and especially in Turkey. In cooperation with our employees, business partners and stakeholders, I sincerely believe that we can create a robust future for our company, our country and our world through belief, perseverance, care, trust and courage.

Beyza Demir

Sustainability ranks as a top priority on the agenda of many entities globally. You’ve indicated that sustainability is an area that our Group has long cared about and invested in, and you often express your goals to advance these efforts even further. How did the Group’s sustainability journey begin and where is this journey heading now?

Bülent Eczacıbaşı

We’re witnessing climate change on a massive scale and the transformative effects it’s having on all areas of our lives. In these new circumstances, the most powerful concept for finding solutions is sustainability. It’s clear that every member of society, especially younger generations, have major expectations from large-scale companies regarding the implementation of sustainable systems that preserve ecological and social balances. Stakeholders have given critical responsibilities to international companies in particular, an approach which I find quite valuable.

As an international Group, I believe we’ve played a leading role in sustainability since the day we were established. We signed the UN Global Compact in 2006 to demonstrate our corporate commitment, but our sustainability story is much older. The management philosophy of our Group’s founder, which is to measure success by the social value we create, is actually expressing that sustainability is a foundational value of the Eczacıbaşı Group.

We’re moving forward at great speed in our sustainability activities in order to apply this mission to our future activities as best possible. The establishment of the Environmental, Social, Governance Issues Committee (ESG Committee) and the Sustainability, Public and Corporate Relations Coordination Committee at the Holding level and the use of the World Economic Forum’s “Stakeholder Capitalism Metrics” in our corporate reporting are just a few of the important new steps that we have begun to take.

The Eczacıbaşı Group doesn’t tackle just one aspect of sustainability —we consider sustainability in every phase of our business processes from our investment strategy through to our organizational structure. The main focus and priorities of our sustainability efforts are the efficient use of natural resources, waste water reuse, moving to circular economies, equal opportunities, occupational health and safety.

We’re working hard for a sustainable and healthy future by rapidly implementing sustainability measures throughout our Group using a comprehensive and wholistic approach, and we invite all members of Eczacıbaşı to take part in this sustainability drive.

“Eczacıbaşı Topluluğu olarak sürdürülebilirliği sadece belirli kavramlar çerçevesinde, sınırlı bir düzeyde ele almıyor, iş süreçlerimizin her aşamasına taşıyoruz.”

“The Eczacıbaşı Group doesn’t tackle just one aspect of sustainability -we consider sustainability in every phase of our business processes.”

Bülent Eczacıbaşı

Sürdürülebilirlik kavramının gençlerin hayatında nerede olduğunu merak ediyorum. Kurumsal sürdürülebilirlik kadar bireysel sürdürülebilirlikten de söz etmek mümkün. İş yerindeki sürdürülebilirlik uygulamaları özel hayatlara da yansıyor mu?

Beyza Demir

Sürdürülebilirlik artık bir seçim olmaktan çıkarak vazgeçilmez bir yaklaşım haline geldi. İş yerindeki uygulamalarla da pekiştirdiğimiz bu sürdürülebilirlik bilinci, özel hayatlarımızda da devam ediyor. Ben de kişisel hayatımda, daha az tüketim ve daha az atık ile yaşamaya çalışıyorum. Karton kahve bardakları yerine termos taşımak, market poşetleri yerine bez çanta kullanmak, deodorant yerine alternatiflerini kullanmak, alışverişlerde geri dönüşümlü malzemeden yapılmış ambalaja sahip ürünleri tercih etmek artık alışkanlık haline gelen uygulamalarım. Ayrıca, sürdürülebilir hayat için ortaya çıkan yeni inovatif fikirleri veya malzemeleri denemek de ayrı bir heyecan uyandırıyor. Bu yüzden şirketlerin ve markaların sürdürülebilirlik ile ilgili yaptığı çalışmaları günlük hayatımda takip etmekten de keyif alıyorum.

Hasan Can Taşçı

Sürdürülebilirlik günlük hayatımda benim için çok önemli bir konu. Bence iklim krizi konusu hepimizin, özellikle de gençlerin önceliği olmalı. Herkes gibi ben de toplu taşıma kullanmaya, evde su ve elektrik tasarrufu yapmaya dikkat ediyorum. Bunun dışında, yaklaşık bir senedir de bitki bazlı besleniyorum. Bana kalırsa Eczacıbaşı Topluluğu çalışanları olarak özel hayatımızda çevremizi bilinçlendirme, sürdürülebilirlik konusunda gerekli farkındalığı yaratma sorumluluğunu taşıyoruz. Topluluğun “Küresel Amaçlar İçin Çalışanlar” programında da aktif görev alacağım. Şirketin bu konuda kendini geliştirmeye açık olduğunu ve ekonomik, çevresel ve toplumsal farklar yaratmak için bütüncül bir bakış açısı ile çalıştığını görüyorum.

Hasan Can Taşçı

Eczacıbaşı’nın geçmişine bakıldığında, ekonomik yatırımların, toplumsal yatırımlarla eş zamanlı yürüdüğü görülüyor. Eğitimden sanata, spordan toplumsal farkındalık projelerine kadar birçok alanda öncü projeler ve girişimler söz konusu. Böyle bir geleneğe sahip Topluluğumuzun toplumsal çalışmalarına dair gelecek vizyonunu anlatabilir misiniz?

Bülent Eczacıbaşı

Sanayi alanındaki girişimlerimiz, sosyal alandaki yatırımlarımız ile bir ağacın birbirini besleyen dalları gibi, birbirine karışarak hep göğe yükseldi. Az önce bahsettiğim gibi, “başarısını yarattığı toplumsal değer ile ölçen” kurucumuz merhum Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın inanç ve heyecanı, bugün hepimizin “ruhuna canlılık vermeye” devam ediyor.

Ülkemizin çağdaş geleceğine duyduğumuz umut ve güven ile yolumuza devam ediyoruz. Genç sporcular Eczacıbaşı Spor Kulübü çatısı altında ilk kez antrenmana çıktığında yıl 1966’ydı. Geçen 56 yıla sığan başarılar, ülkemizin takım sporlarında en başarılı olduğu kadın voleybolunu hepimiz için gurur vesilesi yaptı.

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın öncülüğünde kurulan ve o günden bugüne sanatseverleri festivallerle buluşturan, kurucu sponsoru olduğumuz İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bu yıl 50. yılını kutluyoruz.

Kültür-sanatın insanların hayatındaki dönüştürücü gücünden hareketle, ekonomik krizden en fazla etkilenen kırılgan gruplardan biri olan öğrenciler için 75. yılımızda Kültür Sanat Kart projemizi başlatmıştık. Gençlerimizi dinlemeye devam ediyor ve 80. yılımızda bu projeyi daha da büyüterek Eczacıbaşı Genç Bilet projemizi hayata geçiriyoruz. Eczacıbaşı’nda gençlerin yeri ayrı olmaya hep devam edecek. İKSV’nin yıl boyunca düzenleyeceği festivallerde yer alan tüm öğrenci biletleri Eczacıbaşı Topluluğu desteği ile 10 TL’den satılıyor. Toplamda 25 bin biletle gençler, İstanbul’un en önemli sanat festivallerine katılabiliyor.

Yine kurucusu ve ana sponsoru olduğumuz İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı da bu yıl Uluslararası İzmir Festivali’nin 35. yılını kutluyor. Topluluğumuzun köklerinin bulunduğu İzmir’in kültür-sanat yaşamını besleyen Vakfa desteklerimizi de sürdürüyoruz.

Kültür-sanat alanında kurucu sponsoru olduğumuz, Türkiye’nin ilk modern sanat müzesi İstanbul Modern’in Karaköy'deki eski yerinde inşa edilen ve uluslararası pek çok müze ve sanat kurumunu tasarlayan, Pritzker ödüllü, dünyaca ünlü İtalyan mimar Renzo Piano imzasını taşıyan yeni binasının açılışını çok yakında gerçekleştireceğiz.

Bülent Eczacıbaşı

I’m curious as to whether the concept of sustainability is important for young people. Sustainability encompasses individual responsibility as well as a corporate responsibility. Are sustainability practices at work reflected in our private lives?

Beyza Demir

Sustainability is no longer a choice, it’s become obligatory. Our sustainability awareness is reinforced at work and extends into our private lives. I try to apply sustainability to my own life by consuming less and creating less waste. Carrying a thermos instead of coffee cardboard cups, using cloth bags instead of grocery bags, using alternatives to traditional deodorants, choosing products with packaging made of recycled materials when I shop are some of my sustainability choices that have now become habits. In addition, it’s exciting to try out innovative ideas or new materials for sustainable living. That’s why I also enjoy keeping up with what sustainable companies and brands are doing on a regular basis.

Hasan Can Taşçı

Sustainability is a very important issue for me in my daily routine as well. I think the climate crisis should be a priority for all of us, especially young people. Like everyone else, I take care to use public transport, and to save water and electricity at home. Additionally, I’ve been eating plant-based food for about a year. If you ask me, as employees of the Eczacıbaşı Group we have a responsibility to provide information and raise awareness about sustainability among people around us in our private lives. I intend to take an active part in the Group’s “Partnership for the Goals” program. I’m happy that the company is open to our self-improvement and is working from a wholistic perspective to make a positive economic, environmental and social impact.

Hasan Can Taşçı

Throughout its history, Eczacıbaşı seems to have undertaken economic investments at the same time as investing in society. We have pioneering projects and initiatives in many areas, from education to art, sports to social awareness projects. Given this tradition, what is the Group’s vision for future social investments?

Bülent Eczacıbaşı

Our industrial initiatives and our investments in our communities have always gone hand in hand, to the point where it’s difficult to tell one from the other. Our founder’s vision of measuring success by the social value we create continues to breathe life into the soul of the entire Group today.

We continue on this journey with hope and confidence in the future of our country. It was 1966 when young athletes first started training at the Eczacıbaşı Sports Club. The Club’s achievements of the last 56 years have contributed to making women’s volleyball one of Turkey’s most successful sports branches internationally — an occasion of pride for all of us.

Established on the initiative of Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, the Istanbul Culture and Arts Foundation (İKSV) has brought art lovers together at festivals ever since its creation, and we continue to support İKSV as its founding sponsor as it celebrates its 50th anniversary this year.

One of the groups most affected by the economic crisis has been students, who by nature are among the most vulnerable members of society. On the Group’s 75th anniversary, we launched the Eczacıbaşı Culture&Art Card project. On our 80th anniversary, we’re expanding this project to create the Eczacıbaşı Youth Ticket. This year, the Eczacıbaşı Group is ensuring that all student tickets for İKSV-organized festivals will be sold at the fixed price of TL 10 TL. Accordingly, 25 thousand tickets to Istanbul’s most important cultural festivals have been set aside for young people.

We are also the founder and main sponsor of the Izmir Foundation for Culture, Arts and Education, which is celebrating the 35th International Izmir Festival this year. We continue to support the foundation’s efforts to nourish the cultural and artistic life of Izmir, where the roots of our Group are located.

We are proud to be the founding sponsor of Turkey’s first modern art museum, the Istanbul Museum of Modern Art. Very soon, the museum will move back to its original location in Karaköy, where it will receive lovers of modern art in a new building designed by the world-renowned, Pritzker award-winning architect Renzo Piano.

“Sanayi alanındaki girişimlerimiz, sosyal alandaki yatırımlarımız ile bir ağacın birbirini besleyen dalları gibi, birbirine karışarak hep göğe yükseldi.”

“Our industrial initiatives and our investments in our communities have always gone hand in hand, to the point where it’s difficult to tell one from the other.”

Bülent Eczacıbaşı

Sanatsal ya da sportif faaliyetlere ilgi duyuyor musunuz? Örneğin, İKSV'nin hangi etkinlikleri daha çok ilginizi çekiyor? Ya da spor müsabakalarını takip edebiliyor musunuz?

Beyza Demir

Sanatsal etkinliklere daha çok ilgi duyuyorum fakat sportif faaliyetleri de olabildiğince takip etmeye çalışıyorum. İKSV’nin özellikle iki senede bir yapılan ve pandemi sebebiyle 2022 yılına ertelenen İstanbul Bienali’ni heyecanla bekliyorum. Filmekimi haftalarında normalde vizyona girmeyen festival filmlerini sinema salonlarında izlemek de ayrı keyifli oluyor. Topluluğun destek verdiği tüm sanat ve spor etkinliklerini daha yakından takip edebilmemiz için yapılan çalışmalar, bir Eczacıbaşılı olarak kendimi ayrıcalıklı hissettiriyor.

Hasan Can Taşçı

Sporla yakından ilgileniyorum, boş zamanlarımda spor yapmayı ve spor müsabakalarına gitmeyi çok severim. Toplulukta çalışmaya başladığımdan beri Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün maçlarını ve başarılarını yakından takip ediyorum. İstanbul Modern’in yeni binasını da merakla bekliyorum ve gezmek için sabırsızlanıyorum. İKSV’nin de özellikle konser programlarını yakından takip ediyorum.

Beyza Demir

Sizin fotoğrafçılıkla yakından ilgilendiğinizi biliyoruz. “Yoldan” adında bir kitabınız yayımlanmıştı. Ayrıca sosyal medya hesabınızdan çektiğiniz fotoğraflarınızı paylaşıyorsunuz. En çok ne tür fotoğraflar çekmeyi seviyorsunuz? Bir ilgi alanına sahip olmayı çok önemsediğinizi de biliyoruz. Bunun, bir konuda derinleşmenin insana neler kattığını düşünüyorsunuz?

Bülent Eczacıbaşı

Hayatım boyunca iki tutkum hep ön planda oldu: Binicilik ve fotoğraf. Binicilik tutkumun ilkokul yıllarıma, fotoğrafçılığın ise üniversite yıllarıma kadar giden geçmişi vardır. İkisinin ortak noktası, her yaşta yapılabilmesidir. Ancak yıllar içinde biniciliğin şekli ve yoğunluğu zorunlu olarak değişiyor; engel atlama yarışmalarına girmenin belli bir yaşta sonu geliyor.

En çok, yaşam alanı olarak seçtiği yerde ve hayatın doğal akışında “insanı” fotoğraflamayı seviyorum. Doğallık önemli ama bu konuda da ilginç gelişmeler de var. Fotoğraf ve filmcilik, sinema, video hep yan yana gelişerek bugünlere geldi. Şimdi bunlara bir de yapay zekâ ile yaratılan görseller eklendi. “Yapay zekâ bildiğimiz anlamda fotoğrafçılığın sonunu getirebilir mi, getiremez mi?” tartışılıyor. Bugün artık hiç fotoğraf çekme zahmetine girmeden, bilgisayar ekranının başında istediğiniz görüntüyü üretebiliyorsunuz. Yapay zekâ muhtemelen bunu bizden daha iyi yapabilecektir, birçok işi bizden daha iyi yapacağı gibi. Tabii bizden daha iyi at binen robotlar da çıkabilir! Kendimize derinleşebileceğimiz yeni merak alanları ve tutkular bulmamız gerekecek...

Bülent Eczacıbaşı

Are you interested in culture and arts or sports activities? For example, which İKSV events most interest you? Do you watch any sports competitions?

Beyza Demir

I’m actually more interested in cultural events, but I do try to follow sports activities as much as possible. I’m really looking forward to the İKSV Istanbul Biennial, which was postponed last year to 2022 due to the pandemic. Watching the ‘Filmekimi’ festival films that are not normally released in movie theaters is very enjoyable too. The effort put in to keep us up to date on cultural and sports events supported by the Group makes me feel profoundly privileged to be a part of the Eczacıbaşı Group.

Hasan Can Taşçı

I’m deeply interested in sports, and in my spare time I play team sports and watch competitions. Since I started working in the Group, I’ve been a firm supporter of the Eczacıbaşı Sports Club; I watch all their matches and I’m proud of their achievements. I’m also really looking forward to seeing the new Istanbul Modern building when it opens. I attend İKSV events as well, particularly the concerts.

Beyza Demir

We know that you have a keen interest in photography. You’ve had a book published called “From the Road”. You also share photos you’ve taken on your social media account. What kind of photos do you like to take the most and why? We also know that you think having a hobby or interest is very important. What do you think are the benefits of having a hobby?

Bülent Eczacıbaşı

All my life, my two passions of horseback riding and photography have always been a priority for me. My love of horseback riding dates back to primary school and photography to my college years. What both of them have in common is that they can be done at any age. But over the years, the form and intensity of my riding has changed, of course; competing in steeple-chasing events must come to an end at a certain age.

I like to photograph people in their chosen habitat and absorbed in the natural flow of their lives. Authenticity is important, but there are also interesting developments in this regard. Photography, filmmaking, cinema, and video have progressed side by side to become what they are today. Today we have AI as well, and people are discussing whether artificial intelligence will bring an end to photography as we know it. We can now produce any image we want on a computer screen without having to take any photos at all. Artificial intelligence will probably be able to do this better than any of us, as it will do many jobs far better than we can. In fact, there may even be robots that ride horses better than us! We’ll have to find new areas of interest and passions with which we can express ourselves…

“Fotoğrafçılık tutkumun, üniversite yıllarıma kadar dayanan bir geçmişi var. En çok, yaşam alanı olarak seçtiği yerde ve hayatın doğal akışında ‘insanı’ fotoğraflamayı seviyorum.”

“My love of photography dates back to my college years. I like to photograph people in their chosen habitat and absorbed in the natural flow of their lives.”

Hasan Can Taşçı

“Topluluk’taki 50 yılı aşan kariyeriniz boyunca Eczacıbaşı’nda hiç unutamadığınız an” desek, aklınıza ilk gelen an nedir?

Bülent Eczacıbaşı

Eczacıbaşı’nda ilk işe başladığım gündür. Tarih 26 Ocak 1974’tü. Bir gün önce ABD’den dönmüştüm. Kimya mühendisliği master diplomamı birkaç gün önce almıştım. Babam, döndüğüm gün, “Senin dinlenmeye ihtiyacın yoktur, çalışırken dinlenirsin, hemen işe başla.” dedi ve beni Eczacıbaşı Holding’in o zaman Şişli’de olan merkez ofisine götürerek Holding’in Genel Koordinatörü Çetin Tokcan’la tanıştırdı. Holding Planlama Müdürlüğü’nde, planlama uzmanı olarak çalışmaya başlamama karar verildi. Net maaşım 3.300 TL idi, o zamanki dolar kuruyla 236 dolardı. Patronum da çok saygı duyduğumuz Planlama Müdürümüz Mustafa Bozbağ’dı. O andan itibaren benim için müthiş bir öğrenme süreci başladı. O zamana kadar çok yabancısı olduğum konuları öğrenmem gerekiyordu çünkü tüm üniversite öğrenimim teknik konularda olmuştu. Ama çok çalıştım ve gördüğünüz gibi Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’na kadar yükseldim!

Beyza Demir

Tek bir kitap önermenizi istesek hangi kitabı tavsiye ederdiniz?

Bülent Eczacıbaşı

Yanıt vermek oldukça güç. O kadar çok ki... Hemen aklıma ilk gelen iki kitabı söyleyeyim: “Zihin Nasıl Çalışır – Steven Pinker.” Benim için bir numaralı kendini tanıma rehberi... Pinker, 1997 tarihli bu kitabında neyi niçin tercih ettiğimiz, bilincin ortaya çıkması, beynimizin çalışma biçimi, duygularımızın temelleri konusunda son derece ilginç tezler ortaya koyuyor. Bilimsel, fakat okuyucuyu fazla zorlamayan bu eser zihnimizde yeni pencereler açıyor ancak evrimsel psikolojinin insan davranışlarıyla ilgili her soruya yanıt verebileceği izlenimine kapılma riskini de doğuruyor.

İkincisi ise; “Denemeler – Montaigne.” Montaigne’nin, Orta Çağ sonrasında özgür düşüncenin öncü eserlerinden biri olarak 1580 yılında yayınlamış olduğu bu kitap, “deneme” türüne adını vermiştir. Başta felsefe ve eğitim olmak üzere insanla ilgili pek çok konuya değinen 107 denemeden oluşur. Yavaş yavaş ama defalarca okunabilecek bu kitap, okuru çok düşündürücü bakış açılarıyla karşı karşıya bırakır. “Cehalet, bir insanın başını dayayabileceği en yumuşak yastıktır.” diyen Montaigne’nin bazı görüşleri de kuşkusuz tartışmaya açıktır: “Evlilik bir kafes gibidir. Dışarıdaki kuşlar kafese girmek, içeridekiler ise dışına çıkmak için çabalarlar.”, “Akıllı olmanın en iyi işareti, neşeli olmaktır.” gibi...

Hasan Can Taşçı

İş yaşamınızda size rehber olan değerler neler ve gençlere tek bir mesaj verecek olsanız bu mesaj ne olurdu?

Bülent Eczacıbaşı

Her şey “insana saygıyla” başlıyor. İnsanlara saygı duyanlar ve bunu insanlara belli edenler, hem kendileri saygı görüyor, hem de insanları motive etmekte başarılı oluyorlar.

İyi bir girişimci, yönetici ve lider olmayı birbirinden ayırmak güç. Her işe, amacı çok iyi tanımlayarak başlamanın yararlı olacağını düşünüyorum. O nedenle her yaptığımız işi ciddiye almalıyız. En iyisini yapmaya çalışmalıyız... Kendimize inanmalıyız. Hiç durmadan yapmamız gereken şey ise kendimizi geliştirmek ve öğrenmek... Başarılı girişimciliğin “olmazsa olmaz” koşulu ise iyimserlik...

Hasan Can Taşçı

If I was to ask you about an unforgettable moment during your 50-year career in the Group, what is the first thing that springs to your mind?

Bülent Eczacıbaşı

That would be the day I began my first job at Eczacıbaşı. It was January 26, 1974. I had come back from the United States the day before, and received my master’s degree in chemical engineering a few days earlier. The day I returned, my father said, “You don’t need to rest, you can rest while you work, get to work right away.” He took me to Eczacıbaşı Holding’s headquarters, which were in Şişli then, and introduced me to General Coordinator Çetin Tokcan. It was decided that I would begin as a planning specialist in the planning unit of Eczacıbaşı Holding. My net salary was TL 3,300, which was $ 236 at the time. My boss was Mustafa Bozbağ, our planning manager, for whom we had a lot of respect. From that moment on, my learning curve was incredible. I had to learn about subjects with which I was very unfamiliar because, up until that moment, my university studies had focused solely on technical matters. But I worked hard and, as you can see, I’ve risen to the position of Chairman of the Board of Directors of Eczacıbaşı Holding!

Beyza Demir

If we asked you to recommend just one book, what would you recommend?

Bülent Eczacıbaşı

It’s very difficult to respond to this question, but let me tell you the first two books that immediately come to mind. The first is Steven Pinker’s How the Mind Works. Writing in 1997, Pinker puts forward extremely interesting ideas about what we prefer and why, the emergence of consciousness, the way our brain works, and the basics of our emotions. This scientific but not-too-challenging work opens new windows in our minds, though it also risks giving the impression that evolutionary psychology can answer every question about human behavior.

The second is Montaigne’s Essays. This work, which Montaigne published in 1580 and which gave its name to the “essay” genre, is one of the pioneering works of free thought following on from the Middle Ages. It consists of 107 essays that touch on many human-related topics, especially philosophy and education. Confronting the reader with very thought-provoking points of view, this work can be read slowly but repeatedly. Alongside statements that many can agree with, such as “Ignorance is the softest pillow on which a man can rest his head,” Montaigne also had debatable ones: “It (Marriage) happens as with cages,” he said, “the birds without despair to get in, and those within despair of getting out,” and “The most certain sign of wisdom is cheerfulness.”

Hasan Can Taşçı

What are the values that guide you in your business life, and if you had just one message to send to young people what would that be?

Bülent Eczacıbaşı

Everything rests on having respect for people. Those who have respect for people and show their respect also have self-respect and are successful at motivating other people.

It’s difficult to distinguish between being a good entrepreneur, a good manager and a good leader. I think it’s helpful to begin each task by having very well-defined goals. That’s why we have to take every task we perform seriously. We have to try to do our best. We have to believe in ourselves. We need to continually learn and develop ourselves. For successful entrepreneurship, optimism is a must.

Beyza Demir kimdir?

Beşiktaş Anadolu Lisesi mezunu olan Beyza Demir, 2016 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra aynı üniversite ve bölümde yüksek lisansını tamamladı. Nisan 2019’dan bu yana Yalova Temizlik Kağıtları Üretim Tesisi’nde Üretim Uzmanı olarak görev yapan Demir, Kâğıt Makinesi 1’e liderlik yapıyor.

Hasan Can Taşçı kimdir?

Sankt Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu’nu bitiren Hasan Can Taşçı, Viyana Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. KTS stajyeri olarak Burgbad’ta çalışmaya başlayan ve Zero Based Bugdet süreçlerine destek olan Taşçı, sonrasında VitrA Bad tarafında görev almaya devam etti ve mezun olduktan sonra da kategori finans ekibinde çalışmaya başladı.

Beyza Demir Bio

Beyza Demir graduated from Besiktas Anatolian High School and completed her undergraduate and master’s degree at the Istanbul Technical University’s Faculty of Chemical Engineering in 2016. Demir has been working as a production specialist at the Yalova Tissue Paper Plant since April 2019 and leads the Tissue Machine 1 unit.

Hasan Can Taşçı Bio

Hasan Can Taşçı is a graduate of the Sankt Georg Austrian High School and has a degree in Business Administration from the Vienna University of Economics. Taşçı began his career at Burgbad as a trainee supporting Zero Based Budget processes and later joined VitrA Bad’s category finance team after his graduation.

Eczacıbaşı Topluluğu’nun 80 yıllık tarihinden kilometre taşları…

Bu yıl 80. yaşını kutlayan Eczacıbaşı Topluluğu, kuruluş tarihinden başlayarak toplum sağlığı ve toplumun sosyal ve kültürel gelişimiyle ilgili Türkiye’de birçok alanda öncü rol üstlendi. Hizmete sunduğu inovatif ürünlerle hem ülke ekonomisine hem de insanların yaşamına değer katmayı hedefleyen Topluluk, yurt dışı yatırımlarıyla da faaliyet alanlarını daha geniş bir coğrafyaya taşıdı.

Eczacıbaşı Topluluğu’nun kilometre taşlarına ulaşmak için tıklayın.

Milestones on Eczacıbaşı Group’s 80 year journey….

The Eczacıbaşı Group is celebrating its 80th anniversary this year. Since its inception, the Group has played a leading role in advancing Turkey’s public health and contributing to its social and cultural growth. Over the years, the Group widened the scope of while adding value to Turkey’s economy and quality of life through innovative products and services.

Please click to see the Eczacıbaşı Group’s milestones.