İNSAN KAYNAKLARI / HUMAN RESOURCES


Sürdürülebilir bir gelecek için fırsat eşitliğini Eczacıbaşı’nda Yaşa!

Live in Eczacıbaşı a life of equal opportunities for a sustainable future!

Fırsat eşitliğini temel sürdürülebilirlik önceliklerinden biri kabul eden Eczacıbaşı Topluluğu, kadınların başta iş dünyası olmak üzere yaşamın her alanına etkin katılımını sağlayacak insan kaynakları politika ve uygulamalarını destekliyor.

Fırsat eşitliği alanında köklü bir değişim için kararlılık ve süreklilik gerektiğini bilen Topluluğun fırsat eşitliği çalışmaları son on yılda büyük bir ivme kazandı. 2013 yılında, fırsat eşitliği hedeflerine uluslararası kuruluşların belirlediği ilkelere uyumlu bir şekilde ilerlemeyi gündemine alan Eczacıbaşı Topluluğu, Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi İlkeleri’ni (Women’s Empowerment Principles, WEPs) imzaladı. Bu adımın yanı sıra Dünya Ekonomik Forumu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı iş birliğinde kurulan “İşte Eşitlik Platformu”na katılan Topluluk, çabalarına kurumsal bir istikrar kazandırdı.

2016 yılında, fırsat eşitliği konusunda atılan adımlar “birliktebiz Fırsat Eşitliği Platformu” çatısı altında toplandı. Aynı yıl, Topluluk genelinde kadınların kurumsal yapı içindeki payını ve yönetim kademelerindeki rolünü artırma yönünde başlatılan çalışmaları daha da ileriye taşımak için “İyiden En İyiye” girişimi başlatıldı. Topluluk, fırsat eşitliği çalışmalarını yeni uygulamalarla zenginleştirerek, kadınların iş yaşamına eşit ve etkin katılımını destekliyor.

Eczacıbaşı’ndan babalara üç hafta doğum izni!

Haziran 2021 itibarıyla, Eczacıbaşı Topluluğu fırsat eşitliği uygulamalarına bir yenisi eklendi. Eczacıbaşılı babaların çocuklarının ilk zamanlarında yanlarında olmaları ve anne-babanın ebeveynlik sorumluluğunu eşit olarak paylaşabilmesi amacıyla Eczacıbaşılı babalar doğumdan sonra üç hafta ve devamındaki dönemde üç haftaya kadar haftada bir gün babalık izni kullanabiliyor.

Eczacıbaşı Topluluğu kreş desteğini tüm Türkiye’de yaygınlaştırdı.

Eczacıbaşı Topluluğu’ndaki kadın çalışanlar, çalışma yaşamlarına değer katan projelerle şimdi daha da güçlü. Topluluk, 2018’de öncelikli olarak Gebze, Yalova ve Bozüyük’te uygulamaya başlanan kreş desteğini, 2021 yılının Ekim ayı itibarıyla Topluluğun tüm yerleşke ve ofislerindeki kadın çalışanlar için yaygınlaştırdı. Topluluğun İnsan Kaynakları Grup Başkanı Eylem Özgür destek için, “Çocukların okul öncesi eğitiminin önemini biliyor, kadınların hayatın her alanında aktif rol almasını destekliyoruz. Çünkü birliktebiz, kadın çalışanlarımıza cesaret ve ilham verir, özel programlarla onları güçlendiririz.” ifadelerini kullandı.

The Eczacıbaşı Group embraces equal opportunities as one of its primary sustainability responsibilities. Through a variety of HR policies and measures, we support the equal and effective participation of women not only in business but in every sphere of life.

In awareness of the fact that effecting deep change in the area of equal opportunities requires determination and sustained efforts, our work has gained momentum in the last ten years. With the resolution to advance towards our equal opportunity goals in line with the principles defined by international organizations, we signed the UN Women’s Empowerment Principles (WEPs) in 2013. Furthermore, we joined the Equality at Work Platform established jointly by the World Economic Forum and Turkey's Ministry of Family and Social Policies to maintain the consistency of our efforts on a corporate level.

In 2016, all the measures taken thus far in the name of equal opportunities were brought together under the umbrella of the “allforall Equal Opportunities Platform”. In the same year, the “Good to Great” initiative was launched to further advance the practices already in place to increase the share of women within the corporate structure and enhance their roles in management. The Group fully supports the equal and effective participation of women in work life through continuous improvement of its equal opportunities practices.

Eczacıbaşı introduces three weeks' paid leave for fathers!

As of June 2021, the Eczacıbaşı Group has enhanced its equal opportunities practices with a new measure. The purpose of the new measure is to give fathers the opportunity of spending time with their newborns and sharing parenting responsibilities. After the birth of their baby, fathers in Eczacıbaşı will be able to take three weeks' paid leave followed by one day a week for the subsequent three weeks.

The Eczacıbaşı Group expanded its nursery support nationwide.

Woman employees of the Eczacıbaşı Group are now further empowered through projects that add value to their working lives. The Group started providing nursery support firstly in Gebze, Yalova and Bozüyük in 2018, and as of October 2021 made this service available for all woman employees in the Group’s campuses and offices nationwide. Eczacıbaşı Group CHRO Eylem Özgür commented: “We are aware of the importance of preschool education and support women taking active roles in every sphere of life. Because allforall, we encourage and inspire our women employees and empower them through special programs.”

KAAN DİKMEN

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Planlama Müdürü

Eczacıbaşı Consumer Products Planning Manager

“Babalık izni sayesinde kızımla bol zaman geçirdim, eşime her anında destek oldum.”

“Thanks to the paternity leave, I spent a lot of time with my daughter, and was able to support my wife every step of the way.”

Anne-baba olmak bilmediğimiz, yeni bir gezegene ayak basmak gibi... Bebeğin yanında ne kadar çok vakit geçirebilirsek onu o kadar iyi tanıyıp ihtiyaçlarını o kadar kolay anlayabiliyoruz. Topluluğumuzun hayata geçirdiği babalık izni uygulaması sayesinde, kızımın ilk haftalarında her an yanında olabildim. Kızım Yaz dünyaya geldikten sonra üç hafta babalık izninden faydalandım ve devamındaki üç haftada da yıllık izin kullanarak, toplam altı hafta eşim ve kızım Yaz’ın yanlarında oldum. Böylelikle onu hem yakından tanıyabildiğim hem de onunla bol bol vakit geçirerek baba-kız bağımızın ilk temellerini atabildiğim için çok mutluyum.

Bebeğimizin ve ev idaresinin sorumluluğunu paylaşarak eşime bu süreçte destek olabilmek, onun, anneliğin ilk haftalarını mutlu ve huzurlu şekilde geçirmesini sağlayabilmek en büyük önceliğim oldu. Hatta doğum sezaryen olarak gerçekleştiği ve eşimin hareket kabiliyeti kısıtlı olduğu için ilk üç gün emzirmeler dışındaki tüm görevleri ben üstlendim. Sabah işe gitmem gerekmediği için gece emzirmelerine her defasında eşim ile beraber kalktım. Kısaca günün her saatinde yaşadığı süreçlerle empati kurabilme fırsatım oldu. Babalık izni uygulamasının, bebek bakımında babaların ilk günden aktif rol almasının ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması açısından çok faydası olduğunu düşünüyorum.

Becoming a parent is like setting foot on an unfamiliar new planet… The more time we spend with the baby, the better we get to know them and understand their needs. Thanks to the paternity leave implemented by our Group, I was able be with my daughter during the first few weeks of her life. After my daughter was born, I took the 3 weeks leave and used my annual leave for the following three weeks. I was with my wife and my daughter for a total of six weeks. I am very happy to have had that opportunity to spend time with her, and get to know her, which laid the foundations of our father-daughter bond.

Supporting my wife by sharing the responsibility of taking care of our baby and managing the house, helping her spend the first few weeks of her motherhood journey in peace and tranquility was my top priority. My wife had to give birth by Caesarian section which limited her movement, so for the first three days I took on all the duties other than breastfeeding. Since I didn’t have to go to work in the mornings, I got up with my wife for every night feed. In short, I was able to empathize a lot more with my wife because I accompanied her through all the processes of a typical day as a mum. I think that the paternity leave, which allows the father to take an active role in baby care from the very beginning, contributes very positively to gender equality.

BİRGÜL BULĞAN

Esan Fizik Laboratuvarı Uzman Teknisyeni

Esan Physics Laboratory Specialist Technician

“Kreş desteğinin Topluluk geneline yaygınlaştırılması şenlik havası yarattı.”

“The Group-wide expansion of nursery support was a cause for celebration.”

Fırsat eşitliği alanında Topluluğun üretim yerleşkelerinde başlatılan kreş desteği uygulamasının Topluluk geneline yaygınlaştırılması adeta şenlik havası yarattı. Kreş desteği, öyle çaresiz hissettiğim bir anda başlatıldı ki, duyuru e-postasını okurken sevincimle şaşkınlığım birbirine karıştı. Hemen aksiyon aldık, kızımla yola düştük ve kendimizi kreşte bulduk.

Kreş desteği, Topluluk geneline yayıldığı andan itibaren faydalanmaya başladım. O günden beri kızım kreşe devam ediyor. Akşamlarımız, kreşte gün içinde öğrendiği şarkılarla ve günü anlatan anılarıyla renklendi bile. Çalışarak bunu sağlamanın mutluluğu, Topluluğumuzun bu ihtiyacı görüp bu konuda yaptığı atılımlar ve kızımın dünyasına kattığınız renk için yürekten teşekkür ediyorum. “Mutlu çocuk, mutlu anne!” diyorum.

The Group-wide expansion of nursery support, which had been originally initiated at the Group’s production sites, was a cause for celebration. The nursery support kicked in during a time when I was feeling truly helpless. When I received the notification e-mail, I remember being absolutely amazed and overjoyed. We sprang into action immediately. My daughter and I hit the road and we found ourselves at the nursery.

As soon as the nursery support was expanded Group-wide, I began to use it. Since then, my daughter has been attending the nursery. Our evenings have become enlivened with the songs she learnt and the sweet anecdotes from her day. I thank you wholeheartedly for the joy of having made this possible through my work, our Group’s recognition of this need and the prompt actions that ensued, and the colors you added to my daughter’s world. I’d like to close by saying: “Happy child, happy mother!”

Dr. Özlem Türeci, “Bilimde Kadın Olmak” etkinliğine konuk oldu.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini, sürdürülebilir ekonomik ve toplumsal programlarının temel unsurlarından biri olarak ele alan Eczacıbaşı Topluluğu, birliktebiz Fırsat Eşitliği Platformu’nun çalışmaları kapsamında “Bilimde Kadın Olmak” başlıklı bir sohbet gerçekleştirdi. Etkinlikte bir konuşma yapan, BioNTech'in kurucu ortağı ve Tıbbi Araştırmalar Baş Yöneticisi Dr. Özlem Türeci, bu konudaki deneyimlerini dinleyicilerle paylaştı.

The Talk on “Being a Woman in the Science” hosted Dr. Özlem Türeci

Embracing gender equality as a fundamental element of its sustainable economic and social programs, the Eczacıbaşı Group held a talk on “Being a Woman in the Science” as part of its allforall Equal Opportunities Platform. Co-founder and Chief Medical Officer of BioNTech Dr. Özlem Türeci spoke at the event and shared her relevant experiences.

Etkinliğin açılış konuşmasını Eczacıbaşı Topluluğu Dijital Dönüşüm Koordinatörü Esra Eczacıbaşı Coşkun gerçekleştirdi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hem Topluluğun uzun dönem başarısı hem sürdürülebilir ekonomik ve toplumsal programlar için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirten Esra Eczacıbaşı Coşkun, Topluluktaki kadın çalışanların sayısını ve karar verme süreçlerinde kadınların etkinliğini artırmayı amaçladıklarını belirtti. Eczacıbaşı Topluluğu olarak bu anlamda orta dönemde hedefler koyduklarını ifade eden Esra Eczacıbaşı Coşkun, “Profesyonel işe alımda yüzde 50, profesyonel istihdamda yüzde 40 ve yönetici pozisyonlarında da yüzde 35’lik hedefler belirledik. Bu hedefleri geliştirmek için geniş bir yelpazede önemler aldık ve adımlar atmaya başladık. Kadınları, kariyerlerini bizimle geliştirmeleri konusunda yüreklendirmek bizim için çok önemli.” diye konuştu.

Dr. Özlem Türeci’yi bu etkinlikte ağırlamaktan mutlu olduklarını söyleyen Esra Eczacıbaşı Coşkun, Dr. Türeci’yi şu sözlerle takdim etti: “Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin ile üç ay önce bir araya gelerek Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Onur Ödülü’nü takdim etmiştik. Kendilerini tanıdığımda, bilimsel keşiflere olan tutkuları beni çok etkiledi. Sadece bilim insanlarına değil, doktorlara, liderlere de esin kaynağı oldular. Efektif ve iyi tolere edilebilir bir aşı geliştirmek ve bunu pandemi koşulları nedeniyle bir yıldan daha az bir zaman dilimi içinde geliştirmek büyük bir başarıydı ve eminim daha büyük başarılara imza atacaklar.”

The event’s opening speech was delivered by Eczacıbaşı Group Digital Transformation Coordinator Esra Eczacıbaşı Coşkun who expressed that gender equality was a long-term accomplishment of the Group and an indispensable element of its social programs. Coşkun continued her speech by announcing the Group’s mid-term goals to increase the number of woman employees and enhance the active role of women in decision-making processes. “We have targeted a 50 percent rise in professional recruitment of women, 40 percent rise in overall professional employment of women and 35 percent rise in the number of women in management positions. We have been implementing a wide range of measures and taking appropriate actions to that end. We are very serious about encouraging women to develop their careers with us.”

Esra Eczacıbaşı Coşkun then introduced Dr. Özlem Türeci: “We met with Dr. Özlem Türeci and Prof. Dr. Uğur Şahin three months ago to present them with the Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Medical Honor Award. Getting to know them, I was very impressed with their passion for scientific discovery. They have inspired not only scientists but doctors and leaders. Developing an effective and well-tolerated vaccine in less than a year because of the pandemic was a great accomplishment which I am sure will be followed by many more.”

“Çeşitliliğin ve fırsat eşitliğinin kurumlara çok önemli katkılar sağladığını kendi deneyimlerimden biliyorum.”

Konuşmasında, gençliğinden itibaren bilime ilgi duyduğunu söyleyen Dr. Türeci, babasının bir doktor olduğunu, işini gururla yaptığını ve bilim aracılığıyla insanlara yardım etme fikrinin kendini de büyülediğini ifade etti. Tıp eğitiminin ardından inovasyonu sürecin önemli bir parçası olarak gördüğünü vurgulayan Dr. Türeci, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sonu olan bir yol değil, yürümeye devam ediyorsunuz. Süreç içinde şunu gördüm: Klinik, pratik, akademik, biyofarmasötik gibi farklı alanlarda kadınlar yeterli kadar temsil edilmiyordu. O dönemde kadın olduğum için herhangi bir ayrımcılık deneyimlemedim. Kendi yolculuğumda da sadece en iyi kişileri işe almaya öncelik verdim. BioNTech’te çalışanlarımızın yarısından fazlası kadın. Liderlik pozisyonlarımızın da yarısından fazlasını kadınlar oluşturuyor.”

İnovasyon alanında çalıştıkları için keşfedilmemiş topraklarda dolaştıklarını aktaran Dr. Özlem Türeci, çalışanlar arasındaki çeşitliliğin önemine de dikkat çekti. Perspektifinizde çeşitlilik ne kadar yüksekse, keşif uzamınızın da o kadar büyüdüğünü belirten Dr. Türeci, “Bu nedenle tüm farklılıkları kucaklıyoruz. Bizim ekiplerimizde 60’tan fazla ülkeden insan birlikte çalışıyor. Farklı görüşleri ve perspektifleri görmek istiyoruz. Bütün bu yaklaşımlar bizi bugün bulunduğumuz yere getirdi ve küresel tehdide bu sayede bir çözüm bulduk.” dedi.

“Kendimizi Eczacıbaşı Topluluğu’nun bir üyesi gibi hissettik.”

Eczacıbaşı Topluluğu tarafından, 2021 Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri kapsamında kendilerine verilen Tıp Onur Ödülü’nü almaktan büyük bir onur duyduklarını ifade eden Dr. Özlem Türeci, bu ödülle birlikte kendilerini Eczacıbaşı Topluluğu’nun bir üyesi gibi hissettiklerini söyledi. Topluluktaki kadın çalışanlarla önerilerini de paylaşan Dr. Türeci, “Sevdikleri işi yapmaları oldukça önemli. Bu, benim hayatımda takip ettiğim en önemli prensiplerden biri. Eczacıbaşı Topluluğu’nun da bunu gerçekleştirmeye imkân verecek, harika bir ortam olduğunu biliyorum.” diye konuştu.

Sohbetin moderatörlüğünü üstlenen Eczacıbaşı-Monrol Genel Müdürü Aydın Küçük ise Eczacıbaşı Topluluğu’nda kadınların iş yaşamına katılımını ve kariyer gelişimlerini desteklemek ve fırsat eşitliğiyle beslemek adına “Teknikte Kadın”, “Satışta Kadın”, “Teknolojide Kadın” komitelerinde çalışmaların sürdüğünü aktardı ve özellikle kadın istihdamının daha düşük olduğu bu alanlara odaklandıklarını ifade etti. Teknikte Kadın komitesinde görev yapmaktan gurur duyduğunu belirten Aydın Küçük, “Eczacıbaşı-Monrol olarak bölgemizde nükleer tıbbın gelişmesine öncülük ediyoruz. Bunun en önemli taşıyıcıları ise çalışma arkadaşlarımız. Monrol, kadınların daha az yer aldığı çalışma ortamlarından birisi. Bununla beraber kadın çalışma arkadaşlarımız, ‘kadınlar için uygun olmadığı’ düşünülen birçok teknik görevi başarıyla yürütüyor. Ben şahsım adına kendi alanlarında fark yaratan, gidişatı değiştiren kadınlarla birlikte olmaktan gurur duyuyorum.” diye konuştu.

Dr. Özlem Türeci’nin ilham veren konuşmasının ardından, Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Ar-Ge Projeleri ve Regülasyon Yöneticisi Merve Memişoğlu ve VitrA Üretim Müdürü Hatice Türköz, Ar-Ge ve üretim alanında kadın olma deneyimlerini paylaştı.

“I know from experience that diversity and equal opportunities translate into significant contributions for organizations.”

In her speech, Dr. Türeci shared that she’d been interested in science since her youth, her father was a doctor who performed his job with pride, and she was fascinated by the idea of helping people through science. According to Dr. Türeci it is very important to continue on the path of innovation after completing medical training. “This is not a path that ends at some point. One continues to advance. In my personal journey, I have seen that women were under-represented in numerous areas including clinical work, practical work, academia and biopharmaceutics. I myself have not experienced any discrimination for being a woman and have given priority to only the best people when it came to recruitment. At BioNTech, more than half of our employees are women, and likewise, more than half of the leadership positions are filled by women.”

Dr. Özlem Türeci shared that working in the field of innovation is like wandering on unchartered territory and highlighted the importance of diversity among the employees. According to Dr. Türeci, as one’s perspective becomes more diversified, one’s domain of discoveries expands. “This is why we embrace all differences. Our teams have people from over 60 countries working together. We want to see different opinions and perspectives. It was this approach that has brought us to where we are today and enabled us to develop a solution against this global threat.”

“We felt like a member of the Eczacıbaşı Group.”

Dr. Özlem Türeci expressed that they were extremely honored to receive the Medical Honor award presented by the Eczacıbaşı Group as part of 2021 Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Medicine Awards. Dr. Türeci added that the award made them feel like they were a member of the Eczacıbaşı Group. Sharing some guidance with the woman employees, Dr. Türeci commented: “It is very important that they enjoy their work. This is one of the top principles I have embraced in my own life. I know that the Eczacıbaşı Group creates a wonderful environment where that is possible.”

The talk was moderated by Eczacıbaşı-Monrol General Manager Aydın Küçük who reported that the committees “Women in Technical Jobs”, “Women in Sales”, “Women in Technology” continued their work in line with the objectives to support women’s work life participation and career development through equal opportunities. He shared that the low percentage of women employed in these areas was the reason why they were selected. Expressing his pride for serving in the committee for Women in Mechanics, Aydın Küçük said: “At Eczacıbaşı-Monrol, we are leading the development of nuclear medicine in our region. The pillars of this endeavor are our associates. Monrol is a work environment where women are less present. Having said that, our female associates are successfully performing many technical jobs that are considered ‘unfit for women’. I am personally proud to be working with women who make a difference in their respective areas and change the direction of things.”

Following Dr. Özlem Türeci’s inspiring speech, Eczacıbaşı Consumer Products R&D Projects and Regulation Manager Merve Memişoğlu and Eczacıbaşı Building Products Production Manager Hatice Türköz shared their experiences of being women in the fields of R&D and production.

“Eşitsizliği kabul etmek, kadınların hayallerinden vazgeçmesine neden oluyor.”

MERVE MEMİŞOĞLU

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Ar-Ge Projeleri ve Regülasyon Yöneticisi

Kariyerinde en büyük motivasyonunun bilim ve keşfetme arzusu olduğunu belirten Merve Memişoğlu, kariyerinin bazı dönemlerinde cinsiyet ayrımcılığını deneyimlediğini aktardı. Doktora yaptığı yıllarda gece gündüz bilimsel çalışmalar yürüttüğünü, buna rağmen kadro için erkek adayın tercih edildiğini ifade eden Memişoğlu, “Büyük bir hayal kırıklığı yaşadım ama yılmadım ve çalışmalarıma devam ettim. Eşitsizliği kabul etmek kadınların hayallerinden vazgeçmesine neden olabiliyor. Öğrenilmiş çaresizlik tanımı gibi öğrenilmiş eşitsizlik diye bir şey olduğunu düşünüyorum. Toplumda yüzyıllardır var olan bu eşitsizliğin kabullenildiğini maalesef biliyoruz.” dedi.

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri’nde fırsat eşitliğinin çok önemsendiğine dikkat çeken Memişoğlu, “Bazı gruplar kurularak faydalı çalışmalar gerçekleştiriliyor. Toplulukta bize örnek olan Esra Eczacıbaşı Coşkun gibi bir liderimiz var. Bu durum tüm çalışanları motive ediyor.” diye konuştu.

“Accepting inequality causes women to give up on their dreams.”

MERVE MEMİŞOĞLU

Eczacıbaşı Consumer Products R&D Projects and Regulation Manager

Merve Memişoğlu shared that her career aspirations were foremostly driven by science and the desire to discover new horizons. She conveyed that she had experienced gender discrimination at some points throughout her career. While she was studying for her doctorate, she was immersed in scientific research, working round the clock, and yet a male candidate was chosen to fill the permanent position as a member of the academic staff. “It was a great disappointment for me,” she said. “But I didn’t give up and I continued with my work. Accepting inequality can cause women to give up on their dreams. Similar to learned helplessness, I believe learned inequality may also be a thing. Unfortunately we are all aware that this state of inequality, having existed for centuries within all strata of society, is just accepted without question.”

Memişoğlu stressed that the issue of equal opportunities was taken extremely seriously at Eczacıbaşı Consumer Products: “Groups are formed and activated to carry out some really good work in this area. We have a leader like Esra Eczacıbaşı Coşkun who sets a great example for us within the Group. The entire staff are motivated in this direction.”

“Eczacıbaşı Topluluğu, fırsat eşitliği konusunda öncü bir konumda.”

HATİCE TÜRKÖZ

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri VitrA Üretim Müdürü

Çocukluğundan itibaren mühendis olmayı hayal ettiğini ve hayaline ulaştığını anlatan Hatice Türköz, üniversitede sınıflarında çok az sayıda kadın olduğunu ve bu azınlık durumunun onu iş hayatına hazırladığını ifade etti. İş yaşamında zaman zaman önyargılarla karşılaştığını aktaran Türköz, “Bir iş görüşmesinde, ‘Pozisyon için gayet uygunsunuz ama üretim ortamımızda tüm çalışanlarımız erkek ve yüksek sıcaklık koşulları nedeniyle çalışanlarımız şort pantolonla çalışıyorlar, bu durum sizin için sıkıntı oluşturur mu?’ diye sorulmuştu. Oluşturmayacağını söyledim. Yine bu iş için görüşmelerimde, ‘Çocuk düşünüyor musunuz?’ sorusuyla karşılaştım. Ben de gayriihtiyari ‘Hayır!’ cevabını verdim. İşe başladığımda 40 kişilik ekipte, tek kadın mühendistim. Bu aşamada kadın erkek ayrımcılığı olmadan çalıştığımı söyleyebilirim.” dedi.

Önyargıların yıkılması için kültürel değişime ihtiyaç olduğunu söyleyen Türköz, kültürel değişimin ise ailede başladığını, çocukların eşit bir ortamda büyütülmesinin önemli olduğunu belirtti. Türköz sözlerini, “Kadın ve erkeğin eşit ve birlikte çalışacağı ortamlar yaratmalıyız. Eczacıbaşı Topluluğu, fırsat eşitliği konusunda öncü bir konumda. 18 yıldır bu Toplulukta çalışıyorum ve bu konuda farkındalığı yüksek bir çalışma ortamına sahibiz. Yönetim, kadın çalışanlara yeterli desteği sağlıyor.” diyerek tamamladı.

“The Eczacıbaşı Group is in a leading position in terms of equal opportunities.”

HATİCE TÜRKÖZ

Eczacıbaşı Building Products Production Manager

Hatice Türköz shared that becoming an engineer was for her a childhood dream that came true. She conveyed that there were very few women in her class at university and this state of being in the minority proved to be a training ground for actual work life. There were times Türköz encountered prejudice in a work environment: “I was once asked in a job interview ‘You are a perfect fit for the position but at our production facility all our employees are men and because of hot temperatures, they walk around in shorts, would that be a problem for you?’ I replied that it would not. Again during the interviews for the same job, I was asked ‘Are you thinking of having children?’ On impulse, I answered ‘No!’ When I started work, I was the only woman engineer in a team of 40. At that stage, it is only fair for me to say that I did not experience gender discrimination.”

Türköz is of the opinion that the key to breaking down prejudices is global change, which should start at home, with children growing up in an environment of equality. Türköz concluded by saying: “We need to build environments where women and men can work together under equal conditions. The Eczacıbaşı Group is leading the way in equal opportunities. I have been working for this Group for the last 18 years and our work environment here demonstrates heightened awareness in that sense. The management provides woman employees with ample support.”

Eczacıbaşı’nda Yaşa’dan haberler

News from Live in Eczacıbaşı

Adresimiz Farklı Konumumuz Aynı!

Eczacıbaşı Topluluğu, beyaz yakalı çalışanlarının yüzde 60’ının uzaktan ya da hibrit düzende çalışacakları yeni çalışma düzenini “Adresimiz Farklı, Konumumuz Aynı!” mottosuyla hayata geçirdi.

Yeni çalışma modelleri ve yetenek yönetimine pandemi ile birlikte daha da yoğunlaşırken, global dönüşüme hızla adapte olan Eczacıbaşı Topluluğu, esnek, hızlı aksiyon alabilen ve dijital teknolojileri iyi kullanabilen organizasyon yapısını daha da güçlendirmeye devam ediyor.

Bu kapsamda Topluluk, 2013 yılından beri uyguladığı esnek çalışma ve 2016 yılından beri devam eden uzaktan çalışma modellerini, dinamik iş gücüne çevirdi. 1 Ocak 2021 itibarıyla Türkiye’deki saha satış kadrolarını uzaktan çalışma düzenine geçiren Topluluk, 1 Temmuz 2021’den bu yana beyaz yakalı çalışanlarının yüzde 60’ının uzaktan ya da hibrit düzende çalışacakları yeni çalışma düzenini “Adresimiz Farklı, Konumumuz Aynı!” mottosuyla paylaştı.

Yurt içi ve yurt dışındaki beyaz yaka çalışan rolleri analiz edilerek, işin gereksinimlerine uygun olarak üç ayrı çalışma modeli belirlendi. Topluluğun beyaz yaka çalışanlarının yüzde 35’i hibrit düzende, haftada iki güne kadar ofis dışında farklı bir lokasyonda çalışabiliyor. Yüzde 25’i işin gereği doğrultusunda tam zamanlı uzaktan çalışırken, ofiste çalışma rahatlığına devam edebilmeleri için ergonomi ve teknoloji paketleriyle destekleniyor. Yeni çalışma düzeni ile hem mevcut pozisyonları mekân bağımsız çalışma esnekliğine kavuşturmayı hem de dünyanın herhangi bir yerindeki yeteneği Topluluğa kazandırmayı amaçlayan Eczacıbaşı, bu uygulamayı yurt dışı ofisleri için de hayata geçirdi.

Different Addresses Same Company

The Eczacıbaşı Group put in effect a new work model allowing 60 percent of its white-collar employees to work remotely or in hybrid mode with the motto “Different Addresses Same Company”.

Having deepened its focus on new work models and talent management during the pandemic, the Eczacıbaşı Group is rapidly adapting to global transformation and continuing to strengthen its organizational structure, which is flexible, ready to take prompt action and has high levels of digital fluency.

In that context, the Group has transformed its flexible work model, implemented since 2013, and remote work model, implemented since 2016, into a dynamic work force. As of 1 January 2021, the Group’s on-site sales teams have been working remotely, and on 1 July 2021, the Group shared the motto “Different Addresses Same Company” to announce its new work model allowing 60 percent of its white-collar staff to work remotely or in hybrid mode.

The white-collar roles both at home and abroad were analyzed and three different work models were defined to meet the requirements of the jobs. Thirty-five percent of the Group’s white-collar employees work in hybrid mode which means they can work in a different location outside the office for up to two days a week. In line with the requirements of their jobs, 25 percent work remotely full time and are supported with ergonomic and technology packs so that they can still have access to certain amenities associated with the office environment. With this new work model, Eczacıbaşı aims not only to provide the current roles with the flexibility of location- independent work and but also gain the flexibility itself to recruit new talent from anywhere in the world. The new model is also being implemented in Eczacıbaşı’s offices abroad.

Eczacıbaşı Akademi, yenilenen dijital eğitimleri ile şimdi daha da güncel!

Eczacıbaşı Akademi’nin markalı eğitimleri yeni döneme hazır! Eczacıbaşı Topluluğu’nun yenilenen performans ve yetkinlik sistemlerinin ardından Eczacıbaşı Akademi eğitimleri de yenilendi.

Yurt dışı dâhil olmak üzere tüm Topluluğa yayılan akademi programları, dijital dünyanın yeni gereksinimleriyle güncellendi. Dünyadan ve ülkemizden farklı iş ortaklarıyla yeniden tasarlanan Eczacıbaşı Akademi, çalışanların fonksiyona özel eğitim programlarına erişimini sağlıyor. Yeni döneme pazarlamacılar için Masters of Marketing, finansçılar için Parakademi gelişim programları ile başlayan Eczacıbaşı Akademi, üretim ekipleri için Manufacturing Future, satış ekipleri için Satış Sanatı ve tedarik zinciri ekipleri için ise Lead the Chain ile fonksiyon kapsamını genişletiyor.

Eczacıbaşılıların yönetsel yetkinliklerini geliştirmek ve ortak bir liderlik dili oluşturmak üzere, yurt dışı ve Türkiye’de yöneticiliğe hazırlanan çalışanlar için “Yöneteceksen”; mevcut pozisyonlarında ekip yöneten çalışanlar için ise “Yöneticiysen” gelişim programları, yenilenen içerikleri ile uygulanmaya devam ediyor.

Topluluktaki eğitim ve gelişim süreçleri, teknoloji trendlerine uygun bir şekilde güncellenerek; e-öğrenme içerikleri, mikro öğrenme platformu gibi farklı araç ve kaynaklar kullanılarak, mekân ve zaman bağımsız gelişim destekleniyor.

With renewed digital training modules, Eczacıbaşı Academy has never been more up to date!

Eczacıbaşı Academy’s branded trainings are ready for the new term! Following Eczacıbaşı Group’s renewal of its performance and competency systems, Eczacıbaşı Academy’s trainings were also renewed.

The academy programs servicing the entire Group including the foreign offices were renewed in accord with the new needs and trends of the digital world. Redesigned by a different set of partners from Turkey and the world, Eczacıbaşı Academy gives the employees access to function-specific training programs. The Academy opened the new term with Masters of Marketing aimed at marketing professionals, Parakademi designed for financiers, Manufacturing Future for production teams, Art of Sales for sales teams, and Lead the Chain for supply chain teams. With these new courses, the Academy is expanding its coverage of functions.

The early programs, which were designed to develop the leadership skills of Eczacıbaşı employees and build a shared language of leadership - “Future Leaders” for those preparing for leadership roles in Turkey and abroad, and “Leaders Now” for those who are already leading teams in their current positions - are still running with renewed content.

The Group’s training and development processes are updated in line with the latest technology trends. Location and time independent development is supported through various tools and resources such as e-learning content and micro-learning platforms.

Eczacıbaşı, genç yetenekleri bekliyor!

Çevik organizasyonları ve bireylerin ve takımların yetkinlik gelişimini destekleyen insan kaynakları uygulamaları ile mükemmel çalışan deneyimi yaşatmayı amaçlayan Topluluk, genç yetenekleri bekliyor.

Eczacıbaşı is welcoming young talent!

Aiming for the perfect employee experience through human resources practices that support agile organizations and the development of competencies in both individuals and teams, Eczacıbaşı is welcoming young talent.

Markatlon, hayal gücü yükseklerde olanları bekliyor!

Genç pazarlamacılar, inovatif yaklaşım, yaratıcı fikirler ve analitik düşünme ile Eczacıbaşı Topluluğu’nun odak marka stratejilerini hayal ettikleri gibi şekillendirebiliyor. Markatlon’da bu sene Okey markasının pazarlama stratejileri çerçevesinde yaratıcı önerileri olan gençler yarışıyor.

Markatlon is waiting for those with soaring imaginations!

Young marketing professionals will be able to shape Eczacıbaşı Group’s focus brand strategies in any way they can imagine, through an innovative approach, creative ideas and analytical thought. This year Markatlon will host a competition between young individuals with creative suggestions about the OK brand’s marketing strategies.

EnGenius’ta yenilikçi fikirler yarışıyor!

Fen ve mühendislik bölümleri öğrencileri ile yeni mezunlarının, Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşlarında farklı iş süreçlerini tanıyabilecekleri, yaratıcı ve analitik yönlerini sergileyebilecekleri, bir ekibin parçası olarak değer yaratabilecekleri işe alım odaklı yarışma programı EnGenius, genç yeteneklerin Ar-Ge projelerini bekliyor.

Innovative ideas in competition at EnGenius!

EnGenius is a recruitment-oriented competition program designed to enable students and new graduates of science and engineering departments to become acquainted with numerous work processes in the Eczacıbaşı Group companies, display their creative and analytical skills and create value as members of a team. EnGenius is currently waiting for R&D projects by young talent.