YENİLİKÇİ PROJELER / INNOVATIVE PROJECTS


Eczacıbaşı’ndan inovasyon ekosistemleriyle iş birlikleri

Eczacıbaşı’s collaboration with innovation ecosystems

Eczacıbaşı’nın inovasyon yaklaşımında, ekosistemle kurulan iş birlikleri büyük önem taşıyor. Bugün artık inovasyon, kurumlara rekabet avantajı sağlayan ya da pazarda onları öne geçiren bir yetkinlik olmanın ötesinde, faaliyet alanlarında toplumun ve gezegenin problemlerine çözüm bularak kâr ve değer yaratmak anlamına geliyor. Değer yaratan, sürdürülebilir inovasyonların temelinde ise çoğu kez problemin tüm kesimleriyle kurulan diyalog ve farklı oyuncularla kurulan iş birlikleri yatıyor.

Projects that involve collaboration with the ecosystem are a vital component of Eczacıbaşı’s innovation approach. Today, innovation is about much more than acquiring a competitive advantage, it’s about finding solutions in each area of business for the problems facing society and the planet and this way creating both profits and value. Most sustainable innovations that create value arise from a dialogue with every segment affected by a problem and collaboration with different stakeholders.

Temassız Tuvalet Deneyimi

No-Touch Bathroom Experience

Dünya Sağlık Örgütü, yaklaşık 2,5 yıl önce yayınlandığı raporunda, olası bir pandemiden bahsederek bunun dünyayı nasıl etkileyeceğine dair öngörülerde bulundu. Bu bilgi aslında sürpriz değildi, çünkü dünyada dönemsel olarak pandemilerin ortaya çıkması ve bunun yarattığı etkiye dair birçok istatistiksel veri bulunuyor. Ancak öngörülen pandeminin erken gelmesi, Eczacıbaşı bünyesinde toplum sağlığı ve hijyenle ilgili olarak zaten başlamış olan ürün projelendirme çalışmalarının hız kazanmasını sağladı. Pandemi sonrası dönem için tüm sektörlere büyük sorumluluklar düşüyor. Bu anlamda VitrA da, banyo ve tuvaletlerin hijyenini kendi sorumluluğunda görüyor.

Banyolar, hijyen açısından önemli riskler barındıran mekânlar. VitrA, bu riskleri ortadan kaldırmaya yönelik olarak banyolarda, özellikle de toplu kullanım alanlarında hijyeni artırmaya yönelik inovatif çözümler geliştirdi. Temassız teknolojilerle klozet kapağı, taharet musluğu, rezervuar kumanda paneli, armatür ve sabunluklar tasarlandı. Bugüne kadar hijyen bariyerini korumaya yardımcı 20’den fazla teknoloji üretildi ve bunların yarısı, patenti Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’ne ait teknolojilerden oluşuyor.

Temassız Tuvalet Deneyimi nedir?

Bulaş riskinin yüksek olduğu kamusal alanlardaki banyo ve tuvaletler için geliştirilen hijyenik tuvalet, akıllı sensör teknolojileri sayesinde hiçbir yere dokunmaya gerek olmadan kullanılabiliyor. Klozet kapağının açılıp kapanmasından taharet musluğu ve sifonun çalışmasına, armatürden suyun akmasından sabun ve kâğıt havluya erişime, tüm sürecin temassız olarak tamamlanmasına olanak tanıyarak bulaş riskini en aza indiriyor. Patojen barındırmayan yüzeyler de bakterilerin çoğalmasını engelliyor.

Bütünsel bir kullanıcı deneyimi tasarlamak üzere yola çıkılan Temassız Tuvalet Deneyimi projesi kapsamında, toplum sağlığı için gerekli ürünlerin ve hizmetlerin müşteri ihtiyaç ve beklentileriyle uyumlandığı ve erişilebilir kılındığı yeni iş modelleri geliştirilmesi hedeflendi. Kamusal alan tuvaletlerinde uçtan uca temassız tuvalet deneyimini sağlayabilmek üzere banyo ürünleri ile birlikte tamamlayıcı ürünler ve hizmetleri içeren bir ekosistem oluşturularak, ihtiyaç duyulan ürün, hizmet ve süreçlerin bir arada paketlendiği, uzun vadeli ödeme seçenekleri sunan “Platform olarak Tuvalet” (Toilet as a Platform - TaaP) modeli hayata geçirildi.

Modelin kurgulanması ve uygulanması aşamalarında GOOINN Türkiye ile iş birliği yapıldı. Ziyaretçi beklentilerini karşılamak isteyen işletmelerin yeni yatırım kararlarını vermesinin kolaylaştırılması, uçtan uca müşteri deneyimi sunarak müşteri yönetiminin sürekliliğinin sağlanması, değişen pazar dinamiklerine cevap verecek ürün ve hizmet seçeneklerinin uzman kürasyonuyla sunulması ve dijital platformlarda alışılagelmiş ödeme paketleri yaklaşımının temassız ürünlere entegre edilmesi yönünde çözümler geliştirildi.

About 2.5 years ago, the World Health Organization published a report in which it discussed the likelihood of pandemics and how they might affect the world. The information in the report wasn’t surprising, actually, because there are considerable statistics about the periodic occurrence of pandemics and their impact. But the arrival of a predicted pandemic soon after the report was published led to the acceleration of the Eczacıbaşı Group’s ongoing projects related to public health and hygiene. Every industry will have important new responsibilities in the post-pandemic period. In this regard, the VitrA brand sees bathroom hygiene as being its field of responsibility.

From a hygiene perspective, bathrooms are high-risk spaces. To eliminate these risks, VirA has developed innovative solutions for bathrooms that increase the hygiene of these spaces and public bathrooms in particular, such as no-touch toilet seats, internal bidets, cistern panels, faucets and soap dispensers. To date, VitrA has produced more than 20 technologies aimed at building a hygiene barrier, and half of the patents for these technologies belong to Eczacıbaşı Building Products.

What is a No-Touch Bathroom Experience?

The hygienic bathroom that VitrA has developed for public spaces, where the risk of contagion is very high, can be used without touching anything, thanks to its smart sensor technology. The entire process is touch-free: from the opening of the toilet seat cover, to the functioning of the internal bidet and then flushing, from turning on a faucet to obtaining soap and then a hand towel. Furthermore, we’ve ensured that the surfaces of bathroom components and wall and floor tiles do not harbor pathogens or allow bacteria to multiply.

In addition to designing an integrated user experience, the No-Touch Bathroom Experience project aims to create a new business model that makes products and services for public health more available and more aligned with customer needs and expectations. Accordingly, we created an ecosystem of bathroom accessories and services as well as toilets, washbasin and other bathroom components to create an end-to-end no-touch experience. Then, we designed the Toilet as a Platform (TaaP) model business model in which we offer a variety of product/service/process packages with long-term payment plans.

VitrA collaborated with GOOINN Türkiye on the design and implementation of the business model. Together, they developed solutions that make it easier for businesses to make new investment decisions, ensure the continuity of their customer relations management by offering an end-to-end customer experience, offer an expertly curated selection of products and services that respond to changing market dynamics, and integrate the payment package approach common on digital platforms into the market for no-touch bathroom products.

“Sahanın sesine kulak vererek ihtiyaçları keşfettiğimiz ve ona uyumlu çözümler geliştirdiğimiz bu süreç, potansiyel kullanıcılarla birlikte tasarlama yaklaşımını tüm incelikleriyle uyguladığımız bir deneyim oldu.”

“We listened to people in the field in order to determine real needs and develop solutions accordingly and meticulously implemented a design approach involving potential end users”.

BARAN GÜRCAN

GOOINN Türkiye Ülke Müdürü

GOOINN Türkiye Country Director

VitrA İnovasyon Merkezi tarafından tasarlanan ve GOOINN danışmanlığında projelendirilen, kamusal alanlarda bulaş riskini azaltmak için geliştirilen hijyenik tuvalet deneyimi projesi “Temassız Tuvalet Deneyimi”, Eczacıbaşı Topluluğu’nun vizyoner yapısını ortaya koyan ve iş modeli olarak alanında çok başarılı bir örnek oldu. GOOINN olarak amacımız, kurumda farklı rollerde görev alan kişilerle birlikte ihtiyacı keşfetmekten başlayarak, adım adım sürdürülebilir bir iş modeli tasarlama sürecine rehberlik etmekti.

Bu amaçla, çok disiplinli bir takımla birlikte, temelde “tasarım düşüncesi” ve “yalın yeni girişim” metotlarını harmanlayarak uçtan uca bir deneyim planladık. Türkiye’nin lokomotiflerinden biri olan Eczacıbaşı Topluluğu’nun inovatif zihinleri ile yenilikçi iş modelleri tasarlamak için başlattığımız bu projeyi, güncel zorunluluklara göre kullanıcı ihtiyacı veya probleminden yola çıkarak ürün ve çözüm yaratma süreci olarak tanımlayabiliriz. Daha ilk günden itibaren sahanın sesine kulak vererek gerçek ihtiyaçları keşfettiğimiz ve ona uyumlu çözümler geliştirdiğimiz bu süreç, potansiyel kullanıcılarla birlikte tasarlama yaklaşımını tüm incelikleriyle uyguladığımız bir deneyim oldu. Yeniliğin kaynağını sahip olduğu insan gücü olarak gören ve ekosistem paydaşları ile ileriye emin adımlar atmayı hedefleyen bu yaklaşımın, tüm şirketlere örnek olacak temellere dayandığını söyleyebilirim.

The No-Touch Bathroom Experience project designed by VitrA Innovation Center and structured by GOOINN, reflects the Eczacıbaşı Group’s visionary organization and represents a successful new business model in its field. As the project consultant, GOOINN started its research by determining the needs of people with different roles in an institution with them, and then guiding the process of designing a sustainable business model step by step.

With the support of a multidisciplinary team, we combined design thinking and lean startup methods to develop an end-to-end experience. Our collaboration with innovative thinkers in the Eczacıbaşı Group, one of Turkey’s locomotive companies, to design new business models can be defined as a process of creating products and solutions for present-day user needs or problems. From the very first day, we listened to people in the field in order to determine real needs and develop solutions accordingly and meticulously implemented a design approach involving potential end users, where employees act as the source of innovation and stakeholders in the ecosystem propel the project forward. This approach will undoubtedly set an example for other companies.

“Temizlik ve hijyene yönelik inovatif ürünler geliştirirken, insan sağlığını odağımıza alıyoruz.”

“When developing innovative products for personal cleanliness and hygiene, we focus on people’s health”.

Boğaç Şimşir

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri İnovasyon Direktörü

Eczacıbaşı Building Products Innovation Director

Virüs ve mikroorganizmaların barınması için elverişli bir ortam sunan banyolarda, temizlik ve hijyene yönelik inovatif ürünler geliştirirken, insan sağlığını odağımıza alarak pek çok teknoloji ve malzemeden yararlanıyoruz. Örneğin VitrA ve Artema markalarımızın ürün gamında, sensör teknolojileriyle çalışan armatür, kumanda paneli ve pisuvarlar bulunuyor. Duvara monte edilmesine alışkın olduğumuz taharet musluğunu da klozetlerin gövdesine yerleştirdik ve bir sensörle tamamladık. Sensör teknolojisi, yüzeylerle temas etmememizi ve banyo ve tuvaletlerdeki ürünleri el değmeden kullanabilmemizi sağlıyor.

Temassız teknolojilerin yanı sıra hijyen konusunda da farklı çözümler geliştiriyoruz. Örneğin tüm klozetlerimizde iyon katkılı yüzey teknolojisi VitrA Hygiene’i kullanıyoruz. İleri nano teknoloji yüzey uygulaması VitrA Shield ile karoları nano titanyum dioksitle kaplıyoruz. Böylece karolar, bulunduğu ortamdaki ışık ve nemden yararlanarak kendi kendini temizleme özelliği kazanıyor. Her iki yüzey teknolojisiyle bakterilerin gelişimini yüzde 99,9’a kadar engelliyoruz.

Bathrooms offer a favorable environment for viruses and microorganisms. So, when developing innovative products for personal cleanliness and hygiene, we focus on people’s health and make use of many technologies and materials. The product range of our VitrA and Artema brands includes sensor-operated faucets, command panels and urinals. We ‘ve also moved the bidet valve, which we’re used to seeing on the wall, in the toilet bowl and added a sensor. Sensor technology allows us to use every component of the bathroom without touching surfaces.

In addition to no-touch technologies, we’re also developing different solutions for hygiene. For example, we use VitrA Hygiene on all our toilet bowls. VitrA Hygiene is an antibacterial surface technology with added ions. We apply VitrA Shield, an advanced surface application containing nano titanium dioxide, on all our tiles. This technology gives tiles a self-cleaning feature that functions with light and humidity in the environment. Both surface technologies enable us to suppress the growth of bacteria by as much as 99.9 percent.

“Önemli olan, kişilerde kalıcı davranış değişiklikleri yaratmak. Bunu da yaşam alışkanlıklarını herkesin faydasına dönüştüren yeni ve kalıcı çözüm ve tasarımlarla sağlayabiliriz.”

“It’s crucial that we try to make a permanent change in personal hygiene routines. We can achieve this by offering new solutions that transform lifestyle habits for the good of all”.

Erdem Akan

VitrA Tasarım Direktörü

VitrA Design Director

Geçmişten bugüne su ve gıda kalitesinin artması, atık yönetimi uygulamaları ve aşılama gibi sanitasyon ve medikal alanındaki gelişmeler her ne kadar sağlığımızı korumak için bir kalkan oluşturuyorsa da, bu kalkan ne yazık ki kolaylıkla aşılabiliyor. Toplumsal sağlık standartlarının yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde bile, bulaşıcı hastalıklar günlük hayatın bir parçası. Kişisel hijyen ve ortam hijyeni için iyi uygulamaları anlamak ve uygulamak hastalık riskinin azaltılmasına elbette yardımcı oluyor. Ancak, araştırmalar gösteriyor ki bireyler hijyenle ilgili iyi uygulamaları ne kadar bilirlerse bilsinler, bu onları kullanacakları anlamına gelmiyor.

Kabul edelim ki çoğumuz pandemi tam anlamıyla bittikten sonra, bu dönemde kazandığımız pek çok hijyen alışkanlığını terk ederek eski alışkanlıklarımıza geri döneceğiz. Bu yüzden önemli olan, kişilerde kalıcı davranış değişiklikleri yaratmak. Bunu da yaşam alışkanlıklarını herkesin faydasına dönüştüren yeni ve kalıcı çözüm ve tasarımlarla sağlayabiliriz.

Although improvements in water and food quality, waste management, vaccines and other areas of sanitation and medicine have created a shield to protect our health, this shield can be easily overcome. Even in developed countries where public health standards are high, infectious diseases are part of daily life. Understanding and implementing good practices for personal and environmental hygiene reduces exposure, protects the "hygiene barrier" and helps diminish the risk of contracting and spreading disease. Nevertheless, research indicates that even when people know about good hygiene practices, they may not necessarily follow them.

We need to accept that, after the pandemic dies down, most of us will abandon hygiene habits we adopted during the pandemic. So, it’s crucial that we try to make a permanent change in personal hygiene routines. We can achieve this by offering new solutions that transform lifestyle habits for the good of all.

“İş modelimizin ticari kaygıdan ziyade toplum sağlığını odağına alması, Topluluğumuzda daha önce uygulanmayan abonelik sisteminin kurulması ve hem Topluluk kuruluşları hem de ekosistemdeki firma ve ürünlerle iş birliği potansiyeli bizi heyecanlandıran unsurlar oldu.”

“Our business model focuses on public health rather than on commercial matters and involves a subscription system - something our Group had never done before. Also exciting was the synergy created by working on the project with other Group companies and the growth potential of the business model with other companies and products in the ecosystem.”

Hilmi Honduroğlu

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Satış Proje Yöneticisi

Eczacıbaşı Building Products Sales Project Manager

COVID-19 virüsünün yavaş yavaş dünyayı etkisine almaya başladığı dönemde devletler ve kurumlar bir dizi önlem alırken, biz de VitrA’nın temassız klozet, akıllı panel ve Eczacıbaşı Profesyonel’in sarf malzemeleri ile birlikte temassız tuvalet deneyimini güçlendirecek tamamlayıcı ürün ve hizmetleri odağımıza aldık. Temassız Tuvalet Deneyimi, otel, hastane, benzin istasyonu ve alışveriş merkezi gibi toplu kullanım alanlarındaki tuvaletlerde minimum temasla virüsün bulaşma riskinin azaltılabileceği fikriyle ortaya çıktı.

Müşterilerimiz, profesyonellerle ve nihai tüketicilerle sekiz ay süren proje aşamasını tamamladıktan sonra, kamu sağlığına ciddi katkı sağlayacağını düşündüğümüz bu iş modeline yatırım yapmaya karar verdik. İş modelimizin ticari kaygıdan ziyade toplum sağlığını odağına alması, Topluluğumuzda daha önce uygulanmayan abonelik sisteminin kurulması, Topluluk kuruluşlarının ortak çalışması sayesinde oluşan sinerji ve ekosistemindeki firma ve ürünlerle iş modelinin büyüme potansiyeli, bu projede bizi heyecanlandıran unsurlar oldu. Ayrıca yaptığımız çalışmaların, karbon emisyonunun azaltılması ve yeşil bina sertifikalarında standartların oluşturulmasına, böylelikle de iklim krizi ile mücadeleye katkı sağlaması projeyi ayrıştıran diğer önemli unsurlardan. Getirdiği birçok yenilik ile alanında öncü bir proje olan Temassız Tuvalet Deneyimi kapsamında iki Topluluk kuruluşumuzun çalışmalarını koordine etmekten büyük bir heyecan ve memnuniyet duyuyorum.

While the world began to reel from the impact of the COVID-19 virus and states and institutions responded with a series of measures, we focused on developing complementary products and services to strengthen the No-Touch Bathroom Experience created by VitrA’s no-touch WC pan, smart command panel, and Eczacıbaşı Professional’s consumables. VitrA’s No-Touch Bathroom Experience emerged from the idea that minimizing contact with surfaces in public bathrooms in venues like hotels, hospitals, gas stations and shopping malls can reduce the risk of virus transmission.

After completing the eight-month project phase with customers, professionals and end users, we decided to invest in this business model, which we believe will contribute significantly to public health. There were many factors that excited us about this project: for one, our business model focuses on public health rather than on commercial matters and involves a subscription system - something our Group had never done before. Also exciting was the synergy created by working on the project with other Group companies and the growth potential of the business model with other companies and products in the ecosystem. Another aspect that sets our project apart is that it contributes to the reduction of carbon emissions and facilitates green building certification, thus contributing to the fight against the climate crisis. I’m very excited and pleased to be coordinating the work of two Group companies on the No-Touch Bathroom Experience project, a pioneering project in its field with so many innovations.

“Hijyen eğitim ve sertifika uygulamaları ile sürdürülebilir hijyenin ne kadar önemli olduğunu tüm müşterilerimize sunmayı amaçlıyoruz.”

“Through solution-focused products and hygiene training and certification, we aim to demonstrate to our customers how important sustainable hygiene is.”

İlker Karakaş

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Eczacıbaşı Profesyonel Bölge Yöneticisi

Eczacıbaşı Consumer Products, Eczacıbaşı Professional Regional Director

Dünya genelinde yaklaşık iki yıldır yaşamakta olduğumuz pandemi sürecinde daha fazla önem kazanan hijyen uygulamaları, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri ve Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri ekiplerini uçtan uca hijyen uygulamaları esasına dayanan TaaP (Toilet as a Platform) projesi ile bir araya getirdi. Bu proje, VitrA’nın temassız ürünleri ve Eczacıbaşı Profesyonel’in temizlik kâğıdı, temizlik ve hijyen ürünleri ile dispenserlerini aynı mekânda ortak bir sunumla tüketicilerle buluşturmayı hedefliyordu.

Farklı piyasa dinamiklerine sahip olan Eczacıbaşı Profesyonel ile VitrA’nın bu projede bir araya gelmesi önemli bir sinerji oluşturdu. Proje kapsamında, çözüm odaklı ürün gruplarının yanı sıra sektöre farklılık katan hijyen eğitim ve sertifika uygulamaları ile sürdürülebilir hijyenin ne kadar önemli olduğunu tüm müşterilerimize sunmayı amaçlıyoruz. Ekip olarak önceliğimiz, Eczacıbaşı’nın temel değerlerinden olan topluma katkıyı odağımıza alarak, daha hijyenik ortamlar oluşturmak ve toplum bilincini yükseltmek.

Hygiene practices have gained importance over the last two years as a result of the worldwide pandemic. This development brought Eczacıbaşı Building Products and Eczacıbaşı Consumer Products teams together on the TaaP (Toilet as a Platform) project, which is based on end-to-end hygiene practices. This project aims to create a package of of VitrA’s no-touch products and Eczacıbaşı Professional’s tissue paper, cleaning and hygiene products and dispensers which will be used jointly in the same venue.

The collaboration of two brands –Eczacıbaşı Profesyonel and VitrA – with very different market dynamics created significant synergy. Through solution-focused products and hygiene training and certification, we aim to demonstrate to our customers how important sustainable hygiene is. As a team, our priority is to create more hygienic environments and raise public awareness by focusing our efforts on contributing to society, a core Eczacıbaşı value.

Akıllı Ev Platformu

Smart Home Platform

Sanal uygulamaları fiziksel dünyaya entegre eden akıllı şehirler, giderek daha fazla yaygınlaşıyor. Akıllı şehirlerin altı temel bileşeninden biri olan “akıllı yaşam”, barınmadan güvenliğe, sağlıktan eğitime, sosyal yaşamın en önemli unsurlarını kapsıyor. Akıllı yaşamın en önemli parçasını akıllı bina ve evler oluşturuyor.

İngiltere’de yapılan BCC Araştırması’na göre, akıllı yapı teknolojileri pazarının 2018-2023 döneminde yıllık yüzde 7,3 büyümeyle 18,2 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Statisca'nın dijital pazar raporlarına göre ise 2015’te Amerika, Japonya, Almanya, Çin ve İngiltere’de 5,8 milyon akıllı ev bulunurken, bu rakam 2020’de 33,8 milyona ulaştı. Beş yılda yüzde 500'lük bir artışa karşılık gelen bu talep patlaması, ürün tarafında daha çok mutfak ve oturma alanları ağırlıklı çözümleri kapsıyor. Oysa özellikle pandemiyle birlikte sağlık ve hijyen konusunda yükselen talep, akıllı banyo pazarındaki büyümeyi tetikliyor. Daha sürdürülebilir bir yaşama duyulan ihtiyaç, çevre dostu ürünler konusundaki talebi de artırıyor. Diğer yandan dünya nüfusu yaşlanıyor ve yaşlı nüfusun yaşama dair ihtiyaçları da değişiyor.

Araştırmalar akıllı yaşam konusunda pazarda birçok çözüm bulunduğunu ortaya koysa da, akıllı banyoya yönelik fırsatların henüz yeterli karşılığı bulmadığı görülüyor. 2019 yılında 6,6 milyar dolar seviyesinde olan akıllı banyo pazarının, 2025’e kadar yıllık yüzde 11,2 oranında büyümesi bekleniyor.

Akıllı Ev Platformu nedir?

“Akıllı Ev Platformu” projesi, ulusal yüksek teknoloji hedefleri doğrultusunda, akıllı ev platformunda yer alacak ürünlerin ortak bir teknoloji ile geliştirilmesi amacıyla başlatılan çok paydaşlı bir proje.

TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından ülkemizdeki Ar-Ge kaynaklarının etkin kullanılması hedefiyle oluşturulan Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) kapsamında, ürün/teknoloji geliştirme, demo ve üretime hazırlık, rekabet artırıcı iş geliştirme süreçlerini kapsayan Faz 2’ye geçmeye hak kazanan dört projeden biri olan “Akıllı Ev Platformu” üniversite ve sanayi iş birliği ile geliştiriliyor. Projenin ortakları arasında, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin yanı sıra özel sektörden Arçelik, Argedor, Biyomod, inohom, Karel, LG, Make ve Nuvia, akademiden ise Boğaziçi, İstanbul Bilgi, Orta Doğu Teknik ve Sabancı Üniversiteleri ile Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) yer alıyor. Dört yıl sürmesi öngörülen Faz 2’de 75 milyon TL bütçe ile ortak bir teknoloji geliştirmeyi amaçlayan proje paydaşları, akıllı ev platformuna entegre edilecek ürünlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapıyor.

Smart cities, which integrate virtual applications in the physical world are becoming increasingly common. One of the six components of smart cities is smart living, which encompasses every aspect of social life from shelter to safety, health to education. The most important elements of smart living are smart buildings and homes.

BCC Research estimates that the market for smart building technologies in England will grow 7.3 percent per year between 2018-2013 to reach US$ 18.2 billion. Statistica reports that the total number of smart homes in the US, Japan, Germany, China and England rose from 5.8 million in 2015 to 33.8 million in 2020. This 500 percent explosion in demand over the course of five years mainly encompasses solutions for kitchens and sitting areas. But the rise in demand for health and hygiene products during the pandemic has triggered growth in the smart bathroom market. The need for more sustainable lifestyles has also increased the demand for environment-friendly products. At the same time, the global population is aging, and with it, societies’ needs are changing.

Although many solutions have been developed for smart living, it’s clear that there are still many unmet needs in the area of smart bathrooms. The smart bathroom market, which was estimated at US$ 6.6 billion in 2019, is expected to grow by 11.2 percent annually through 2025.

What is the Smart Home Platform?

The “Smart Home Platform” project is a multi-stakeholder project aligned with Turkey’s national high technology targets that aims to develop shared technologies for products that will become part of a smart home platform.

The “Smart Home Platform” is one of the four projects selected for Phase 2 of the Industry Innovation Network Mechanism (SAYEM) program created by the TÜBİTAK Technology and Innovation Funding Programs Directorate (TEYDEB) with the aim of directing R&D towards new product/technology development, pilot production, and competitive new business development. The platform is a collaboration between universities and industry. In addition to Eczacıbaşı Building Products, private sector partners include Arçelik, Argedor, Biyomod, inohom, Karel, LG, Make and Nuvia. University partners are Boğaziçi University, İstanbul Bilgi University, Middle East Technical University, Sabancı University and Bilkent University’s National Nanotechnology Research Center (UNAM). Phase 2 allocates TL 75 million for the development of a common technology for smart home products over the course of four years.

“Ortaya çıkan ürünler ve akıllı yaşam ekosistemi bir yana, kurduğumuz iş birliği modelinin, geleceğin iş yapış şekillerini dönüştürmek açısından önemli olduğuna inanıyorum.”

“Apart from the resulting products and smart living ecosystem, the collaborative model we’ve established is an important example of how the modus operandi of business is changing.”

Boğaç Şimşir

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri İnovasyon Direktörü

Eczacıbaşı Building Products Innovation Director

Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramının yaygınlaşması, akıllı telefon kullanıcı tabanının genişlemesi ve tüketicilerdeki otomasyon talebi, farklı endüstrilerin kendilerini yeniden yapılandırmasına yol açıyor. 2025’te 75 milyar cihazın birbiriyle bağlantılı olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam, üç yıl önce sadece 20 milyardı. Teknolojik gelişmelerden geleneksel banyo pazarı da nasibini aldı ve bir dönüşüme uğrayarak “Akıllı Banyo” ile kendisine yeni bir alan açtı. Sensörlerle donattığımız klozet, duş sistemi, küvet, lavabo, armatür, hatta ayna ve askı gibi banyo aksesuarları bile internete bağlanarak akıllı banyo konseptinin bileşenlerini oluşturuyor.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak banyoda kullanılan tüm ürünleri tasarlama ve üretme kapasitesine sahibiz. Uzun süredir banyolara yönelik akıllı ürün ve teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Oluşturduğumuz VitrA akıllı banyo ürünleri ekosisteminin beyni rolündeki V-Care Akıllı Gömme Rezervuar Paneli, geleneksel banyo algısını yıkan bir ürün. Üç yıl süren Ar-Ge çalışmalarının sonucunda, kullanıcıların tuvalet deneyimlerini zenginleştiren, yeni alışkanlıklar kazandıran bir ürün olarak pazara sunduğumuz akıllı panel, daha ilk yılında beklenenin üzerinde bir satış performansı ortaya koydu.

Sahip olduğumuz bu birikimi şimdi de “Akıllı Ev Platformu” projesinin paydaşı olarak ülkemizin hizmetine sunuyoruz. Proje kapsamında geliştirilecek ürün ve teknolojilerin, yatay eksende banyo alanının yanı sıra farklı dikey alan ve sektörlerde de ticarileştirilebilmesi mümkün olacak.

Projenin, yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesine yönelik bilgi birikiminin artırılması, ürünlerin müşteri beklentileri doğrultusunda ticarileşmesi ve ülkemize ekonomik katkı sağlaması, geliştirilen yenilik ağı mekanizması aracılığıyla uluslararası pazarlara erişimin artırılması ve günün sonunda cari açığın düşürülmesine katkı sağlanması gibi pek çok değerli çıktısı var. Bence daha da önemlisi, buradaki insan unsurunu yakalayabilmek. Ar-Ge ve inovasyonun desteğiyle hareket ettiğimiz projede, insan odaklı çözümler üretmek üzere kolektif bilincin ve sinerjinin gücünden yararlanıyoruz. Bugüne kadar bambaşka kurum kültürleriyle yoğrulan ekipler, birlikte çalışmanın yollarını arayıp bularak bunu teknoloji ve ürün geliştirmek için kullanıyor. Bu çalışma pratiğinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Ortaya çıkan ürünler ve akıllı yaşam ekosistemi bir yana, kurduğumuz iş birliği modelinin, geleceğin iş yapış şekillerini dönüştürmek açısından önemli olduğuna inanıyorum.

The expansion of both the Internet of Things (IoT) and the number of smart phone users, as well as consumers’ desire for automation have caused industries to restructure themselves. In 2025, it’s estimated that 75 billion devices will be connected to each other. Three years ago, this number was only 20 billion. The traditional bathroom market, which has also been affected by these technological changes, is now transforming itself in the new field of smart bathrooms. We’ve incorporated sensors on just about every bathroom component, including toilet bowls, showers, bathtubs, sinks, faucets, and even mirrors and hangars.

Eczacıbaşı Building Products has the capacity to design and produce every component of the bathroom, and we’ve been working on smart products and technologies for the bathroom for quite some time now. The "brain" of VitrA’s smart bathroom product ecosystem is the V-Care Smart Panel for Concealed Cisterns; it shatters traditional perceptions of the bathroom. Following three years of R&D, we created and launched a WC pan that enriches the bathroom experience of users and helps them acquire new habits. In the first year alone, sales of this product far exceeded our expectations.

We’re now putting our expertise to the service of Turkey’s Smart Home Platform as a stakeholder in this project. All of the products and technologies developed in the project can be commercialized not just by players in the bathroom sector but also by those in intersecting activities.

The project is valuable from a number of angles: It will increase Turkey’s know-how in high-tech product development, assist in the commercialization of products aligned with customer expectations, and contribute to Turkey’s economy. In the longer run, the innovation network mechanism developed by the project will increase Turkey’s access to international markets and contribute to the reduction of its current account deficit. More importantly, in my view, is the project’s focus on the human element. With the support of R&D and innovation, we’re employing the power of collective consciousness and synergy to produce human-focused solutions. In this project, teams from very different corporate cultures are looking for ways to work together to develop new technologies and products. This is a very valuable work method, in my view. Apart from the resulting products and smart living ecosystem, the collaborative model we’ve established is an important example of how the modus operandi of business is changing.

“Proje ile teknolojik dönüşümde dünyada öncü olabilmek amacıyla çevik yönetim anlayışıyla uçtan uça farklı disiplinlerden ekiplerle birlikte çalışıyoruz.”

“In order to become a global pioneer of technological transformation, we’re working with teams from very different disciplines using an agile management approach.”

Ayhan Ak

Arçelik Akıllı Ev Çözümleri Ürün Lideri

Arçelik Smart Home Solutions Product Lead

TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı tarafından geliştirilen SAYEM-Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması Programı kapsamında, Arçelik önderliğinde Türkiye'deki Nesnelerin İnterneti (IoT) ekosistemini genişletmek ve iş birlikleri ile çok daha yaygın ekonomik etki yaratabilmek amacıyla başlatılan Akıllı Ev Platformu projesi ile evlerde enerji, güvenlik ve sağlık konularına odaklanıyoruz.

Proje kapsamında teknolojik dönüşümde dünyada öncü olabilmek amacıyla ekosistemdeki farklı oyuncular ile iş birlikleri gerçekleştiriyor, çevik yönetim anlayışıyla uçtan uça farklı disiplinlerden ekiplerle birlikte çalışıyoruz. Bu kapsamda Eczacıbaşı Yapı Gereçleri ile iş birliğimiz çerçevesinde hijyen, sürdürülebilirlik, güvenlik, konfor ve otomasyon konularına odaklanıyor ve akıllı evin olmazsa olmazı akıllı banyo ürünlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz.

Akıllı Ev Platformu içerisinde, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri iki projenin yürütücülüğünü ve üç projenin paydaşlığını gerçekleştiriyor. Akıllı ev platformuna entegre edilecek ürünlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında, akıllı ev ve akıllı banyo ortamındaki farklı gereksinimlere ve farklı kullanım alanlarına yönelik olarak, sensörler, elektronik komponentler, kartlar, akıllı algoritmalar, bulut bilişim ve mobil uygulamaları içeren ürünler geliştiriyoruz.

The Smart Home Platform project developed by TÜBİTAK’s Technology and Innovation Funding Programs Directorate as part of the Industry Innovation Network Mechanism aims to expand both Turkey’s IoT ecosystem and, through collaboration, increase the positive externalities of the IoT and smart device ecosystems throughout Turkey’s economy. Led by Arçelik, the Smart Home Platform project is focused on energy use, safety and health in homes.

In order to become a global pioneer of technological transformation, we’re collaborating with large scale companies, start-ups, SMEs and academia, and working with teams from very different disciplines using an agile management approach. Our collaboration with Eczacıbaşı Building Products focuses on hygiene, sustainability, safety, comfort and automation and on the development of smart bathroom products, which are indispensable for smart homes.

In the Smart Home Platform project, Eczacıbaşı Building Products will be running two projects and contributing to three more as a stakeholder. Together, we’re developing products for different needs and function that incorporate smart bathrooms sensors, electronic components, cards, smart algorithms, cloud technologies and mobile applications that are compatible with the Smart Home Platform HomeWhiz ecosystem.

“Bugün ülkemizdeki Ar-Ge merkezlerinin sayısı 1.500’lere ulaşmış durumda. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin kurduğu VitrA İnovasyon Merkezi de kendi alanında en başarılı merkezler arasında yer alıyor.”

“Today, Turkey has 1,500 R&D centers, and VitrA Innovation Center, established by Eczacıbaşı Building Products, is among the most successful in its field.”

Doç. Dr. Cemil Arıkan

Eczacıbaşı Topluluğu İnovasyon Danışmanı

Eczacıbaşı Group Innovation Advisor

Eskiden dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bilimsel araştırmanın merkezi olarak üniversiteler görülürdü ve sanayi-üniversite iş birliklerinden tatmin edici sonuçlar alınamazdı. 1990’lı yıllardan itibaren ise sanayi kuruluşlarına Ar-Ge desteği verilmeye başlanması, 2000’li yılların başından itibaren Teknoloji Geliştirme Bölgeleri yoluyla sanayi-üniversite iş birliğinin desteklenmesi ve 2010 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Sanayide Ar-Ge Merkezleri projesinin başlatılması, günümüzde hem özel sektörün Ar-Ge’ye çok daha yoğun yatırım yapmasını, hem de üniversiteler ile sanayi kuruluşları arasındaki iş birliğinin artmasını sağladı. Bugün ülkemizdeki Ar-Ge merkezlerinin sayısı 1.500’lere ulaşmış durumda. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin kurduğu VitrA İnovasyon Merkezi de kendi alanında en başarılı inovasyon merkezleri arasında yer alıyor.

Akıllı Ev Platformu projesi de, TÜBİTAK’ın 2018 yılında araştırma ve inovasyon ekosisteminin önemli bir boşluğunu doldurmak amacıyla başlattığı SAYEM-Sanayi Yenilik Ağı Programları kapsamında desteklenen ve inovasyon ekosisteminde teknoloji geliştirme sürecinde sektörler arası iş birliğinin önemli ve güzel bir örneği.

Öyle ümit ediyorum ki, TÜBİTAK TEYDEB 1004 ve SAYEM gibi stratejik iş birliği programları kısa zamanda başarılı sonuçlar vermeye başlar ve proje sayıları daha da artar. Böylece kaliteli üretim yetenekleri ile rekabette başarıyı arayan ülkemiz, teknoloji geliştirme ve inovasyonda da başarıları ile tanınır.

In the past, universities were considered to be the centers of scientific research, not just in Turkey but worldwide, and industry-university collaboration wasn’t very successful. Turkey began providing R&D support to industrial firms in the 1990s and to industry-university collaboration in the 2000s through the establishment of Technology Development Zones. With the start of the Ministry of Industry and Technology’s "R&D Centers in Industry" project in 2010, not only did industry begin to invest more heavily in R&D, cooperation between universities and industry increased as well. Today, Turkey has 1,500 R&D centers, and VitrA Innovation Center, established by Eczacıbaşı Building Products, is among the most successful in its field.

The Smart Home Platform project, which emerged from the SAYEM- Industry Innovation Network Mechanism launched by TÜBİTAK in 2018 to fill an important gap in the research and innovation ecosystem, is both important in itself and as an example of successful inter-industry collaboration in the innovation ecosystem’s technology development process.

I hope that strategic collaboration programs such as TÜBİTAK TEYDEB 1004 and SAYEM will quickly start to yield successful results and that the number of projects in these programs increase further. This will enable Turkey to extend its competitive success in the field of high quality production to technology development and innovation as well.

“Akıllı Ev konsorsiyumunda yüksek teknoloji alanında çalışan farklı sektörlerdeki paydaşlarımızla yaptığımız iş birliği, her gün yeni şeyler öğrenme ve yeni dünyalar tanıma fırsatı veriyor.”

“Our collaboration with stakeholders in different sectors in the Smart Home Platform gives us the opportunity to learn new things and discover new worlds every day.”

Fatih Gerenli

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Ar-Ge Baş Mühendisi

Eczacıbaşı Building Products R&D Chief Engineer

2015 yılında Eczacıbaşı Topluluğu’na dahil olmamla birlikte, son altı yıldır Eczacıbaşı Yapı Gereçleri bünyesinde teknolojinin yardımıyla son kullanıcıya fayda sağlayan akıllı banyo ürünleri geliştirmek için çalışıyorum. Yaptığım iş bir gün akademi ile birlikte kavramsal bir konuda fikir geliştirme olanağı sağlarken, ertesi gün geliştirmiş olduğumuz bir ürünümüzün bir sanayi tesisinde ilk üretimini yapmamı gerektirebiliyor. Ben, işimin bana kattığı bu dinamizmi ve her alana dokunma imkânı sağlamasını seviyorum. Bir fikrin ürüne dönüşüm serüveninde tüm aşamalarda katkı sağlamak, bunu inovatif bir şekilde yapmaya çalışmak ve hatta son kullanıcının ürünle olan ilişkisini takip ederek bir sonraki serüven için her gün öğrenmek, kişisel olarak her zaman daha iyisini yapma arzumu besleyen çok değerli bir kaynak.

TÜBİTAK’ın Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) kapsamında Arçelik’in yürütücüsü olduğu Akıllı Ev konsorsiyumunda da yüksek teknoloji alanında çalışan farklı sektörlerdeki paydaşlarımızla yaptığımız iş birliği, her gün yeni şeyler öğrenme ve yeni dünyalar tanıma fırsatı veriyor.

Since joining the Eczacıbaşı Group in 2015, I’ve been working at Eczacıbaşı Building Products to develop smart bathroom products that use technology to create benefit for the end user. On a single day, I may develop a product concept with academic colleagues and then oversee the first industrial scale production of a new product we’ve developed. I love the dynamism and the opportunity my work gives me to be involved in every field. Contributing to the transformation of an idea into a product at every stage of the journey, trying to do it in an innovative way, and even monitoring the relationship of the end user with the product in order to apply that knowledge to the next project are very valuable resources for me that fuel my personal desire to always do better.

Our collaboration with stakeholders in different sectors in the Smart Home Platform led by Arçelik gives us the opportunity to learn new things and discover new worlds every day.