ULUSLARARASI BİR OYUNCU / AN INTERNATIONAL PLAYER


Dünya bizim pazarımız!

Our market is the whole world!

Çağdaş, kaliteli ve sağlıklı yaşamın öncüsü Eczacıbaşı Topluluğu, toplam 39 kuruluşu, yurt içi ve yurt dışındaki 39 üretim tesisi ve 11 bini aşkın çalışanıyla bugün 120 ülkeye ulaşan uluslararası bir aile. Topluluk, toplam gelirlerinin yüzde 58’ini yurt dışı satışlarından elde ederken, bu satışın yüzde 30’unu Türkiye dışındaki yatırımlarından sağlıyor. Dolayısıyla sadece ihracatla değil, yurt dışındaki 15 üretim tesisi, 14 satış ofisi ve 1.800’ü aşkın çalışanıyla da global bir oyuncu olan Eczacıbaşı, banyo, karo, tüketim ürünleri, sağlık ve doğal kaynaklar alanındaki kuruluş ve markalarıyla sağlıklı bir gelecek için çalışıyor.

Uluslararası bir oyuncu olmanın kendileri için ne anlama geldiğini ve bu alandaki hedeflerini, uluslararası başarılara imza atan kuruluşlarımızın yöneticilerine sorduk.

Eczacıbaşı, a pioneer of modern, high quality and healthy living, is an international group that extends to 120 countries today through 39 companies, 39 production facilities in Turkey and abroad, and more than 11,000 employees. The Group earns 58 percent of its revenues from international markets, 30 percent of which is generated by investments outside Turkey. Thus, Eczacıbaşı is a global player not only as an exporter but also as an international manufacturer with 15 production facilities, 14 sales offices and more than 1,800 employees abroad working for a healthy future in bathrooms and tiles, consumer products and healthcare.

Senior executives in our core businesses talked to Life about their goals and what it means to be a global player.

Özgen Özkan

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO'su

Eczacıbaşı Building Products CEO

Hasan Pehlivan

VitrA Karo CEO'su

VitrA Tiles CEO

Alp Günvaran

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri CEO'su

Eczacıbaşı Consumer Products CEO

Aydın Küçük

Eczacıbaşı-Monrol Genel Müdürü

Eczacıbaşı-Monrol General Manager

Hüseyin Rıza Bayraktar

Esan Satış ve Pazarlama Direktörü

Esan Sales and Marketing Director

11,1 milyar TL toplam net satış

11.1 billion Turkish Liras in total net sales*

* 2020 sonu itibarıyla konsolide sonuçlar / Consolidated results as of the end of 2020.

%42

Yurt içi satışlar / Domestic sales

%58

Yurt dışı satışlar / International sales

Uluslararası bir topluluk

An international community

+11.400

Toplam çalışan / Employees overall

+1.800

Uluslararası çalışan (%16) / International employees (16%)

15

Türkiye dışındaki üretim tesisleri / Production sites outside of Turkey

14

Türkiye dışındaki satış ofisi ve temsilcilikler / Sales and representative offices outside of Turkey

“Ülkemizin toplam seramik sağlık gereçleri ihracatının yarısından fazlasını biz gerçekleştiriyoruz.”

"We account for more than half of Turkey’s ceramic sanitary ware exports."

Özgen Özkan

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO'su

Eczacıbaşı Building Products CEO

Uluslararası bir oyuncu olmak sizin için neden önemli?

Türkiye, seramik kültürü mirası ve hamam geleneğiyle, banyo deneyimi denince akla ilk gelen ülke. VitrA, böyle bir iklimde doğup gelişti, sahip olduğu değerleri eko-inovasyon yaklaşımıyla yeniden yorumladı. Yıllar içinde banyoda kullanılan tüm ürünleri tasarlama ve üretme yeteneğine sahip dünyanın sayılı kuruluşlarından birine dönüşerek, yalnız ülkemizde değil, uluslararası pazarlarda da aktif ve önemli bir oyuncu olmayı başardı.

VitrA’nın yüzünü dünyaya döndüren önemli motivasyonlar var. Öncelikle Eczacıbaşı Topluluğu'nun çağdaş, kaliteli ve sağlıklı yaşamın öncüsü olma misyonunun gerektirdiği adımları takip ettik. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak her zaman sektörümüze öncülük edecek çalışmalara imza attık. 1983’te seramik sağlık gereçleri sektörünün ilk dış satımını gerçekleştiren kuruluş olduk. 1992’de ise Avrupa’da kendi kuruluşlarımızı oluşturarak yerinde pazarlama yapmaya başladık. Rekabet edebilirliğimizi sürdürmek için nasıl ürünlerimizi çeşitlendirmek zorundaysak, pazarlarımızı da çeşitlendirmemiz gerektiğini biliyorduk. Bu şekilde hem kuruluşumuzu büyüterek, gelirlerimizi artırıp risklerimizi azalttık, hem de uluslararası pazarlarda kazandığımız başarılarla, ülkemizin de ekonomik olarak büyümesine katkıda bulunduk.

Uluslararası pazarlara açılmanızın ardında nasıl bir hikâye yatıyor?

Az önce belirttiğim gibi, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak sektörümüzün ilk ihracatını 1983’te gerçekleştirdik. Yapı ürünleri alanında dünyanın en büyük fuarı olarak kabul edilen ISH, iki yılda bir Frankfurt’ta düzenlenir. Tüm dünyadan sektörün en iyilerinin en yeni ürünleriyle şov yaptığı büyük bir etkinliktir. Biz de ihracata başlamamızdan sonraki ilk ISH Fuarı’ndan bugüne, hiç aksatmadan fuarda yerimizi aldık, yıllar içinde standımızı büyüttük. Bir süre sonra sadece ürün ve üretim gücünün yeterli olmayacağını görerek, 1992’de yurt dışındaki ilk pazarlama kuruluşlarımız olan VitrA Bad (Almanya) ve VitrA UK’i (İngiltere) kurduk. Bu kuruluşlarımızı, 1995’te Amerika’da, iki yıl sonra da Rusya’da açılan pazarlama kuruluşlarımız izledi.

2000’lere gelindiğinde, olgunlaşmanın da verdiği cesaretle, çok önemli bir karar alındı. Dönemin ünlü tasarımcılarından Ross Lovegrove ile el sıkışarak, 2005 yılında “İstanbul” adında zengin bir banyo koleksiyonu yaptık. Bu aslında VitrA’nın uluslararası yetkinliklerini tüm dünyaya ilan etmesi anlamına geliyordu. Bu adımı şirket satın almaları takip etti. Karo alanında Eczacıbaşı bünyesine katılan markaların yanı sıra, 2008’de Avrupa'nın lider banyo mobilyası markası Burgbad satın alındı. 2010’lar ise uluslararası pazarlar açısından iki önemli açılımı daha getirdi. Rusya’da üretim yatırımı da yapılan bu dönemde, farklı ürün kategorilerinde uluslararası pazarların gerektirdiği “yeşil sertifikalar” alındı; ürünlerin LEED ve Bream gibi sertifikasyon programlarına uygun değerleri açıklandı. Böylece uluslararası standartlarla belgelenen ürünlerimizi daha fazla ülkeye açmamız mümkün oldu.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin bugün uluslararası pazarlarda ulaştığı konum nedir?

Kuruluşumuzun yurt dışındaki 38 yıllık başarılı yolcuğunu, iki rakamla özetlemem mümkün: Bugün gelirlerimizin yüzde 80’ini yurt dışından elde ediyoruz. Ülkemizin toplam seramik sağlık gereçleri ihracatının yarısından fazlasını biz gerçekleştiriyoruz. Tasarım ve inovasyon yetkinliklerimiz sayesinde, markanın ana çizgi ve stratejisinden uzaklaşmadan, her pazara özel ürün ve çözümler geliştirerek rekabet gücümüzü artırıyoruz. Katma değeri yüksek ürünlerimizle, kg fiyatlarına göre ihracatta ülke ve sektör ortalamalarının üzerine çıkıyoruz. Seramik sağlık gereçlerinde Almanya’ya ihracatın yüzde 64’ünü, İngiltere’ye ihracatın yüzde 94’ünü ve Fransa’ya ihracatın yüzde 85’ini biz gerçekleştiriyoruz. Almanya’da seramik sağlık gereçleri ve banyo mobilyası kategorilerinde dördüncü sırada yer alıyoruz. Seramik sağlık gereçleri kategorisinde Fransa’da ikinci ve İngiltere’de dördüncü konumda bulunuyoruz.

Yurt dışı yayılım ve pazar gücünüzü artırmak için öncelikleriniz ve yol haritanız nedir?

2025 için belirlediğimiz bir hedefimiz var: Bugün 350 milyon Avro olan satışlarımızı 2025’te 550 milyon Avro’ya yükselteceğiz. Bunu rakiplerimizden daha iyi ürün ve hizmetler geliştirerek, pazarlarımıza yakın durarak ve nihayetinde rakiplerimizden iş alarak başaracağız. Peki, bunu nasıl yapacağız? Belirlediğimiz yedi başarı faktörünü içselleştirip aynı zamanda kültürel dönüşümümüzü tamamlayarak… Müşterilerimize ve son kullanıcılara odaklanacak, ana iş alanlarımızda ve bölgelerimizde büyümek için çalışacağız. Dijital dönüşümü her alanda hayata geçireceğiz ki akıllı ERP ve müşteri deneyimine yaptığımız yatırımlarla çok önemli bir başlangıç yaptık. Orta ve altındaki ürün segmentlerinde üretim kapasitemizi artıracağız. Üretim yetkinliklerimizi ve stok yapımızı, pazarlarımızın taleplerine en üst düzeyde uyumlu hale getireceğiz. Her alanda sadeleşecek, maliyetlerde liderliği yakalayacağız.

Yaşadığımız heyecan verici değişim sürecinde pek çok çalışma devam ederken, gelişim alanlarını da ayrıca planlıyoruz. Örneğin 1996-2008 döneminde faaliyet gösterdiğimiz Amerika pazarına yeniden girmek için çalışıyoruz. Kapasitemizi artırabilmek için, özellikle pandemiyle birlikte zorluk yaşayan Avrupa’daki seramik sağlık gereci tesislerini araştırıyoruz. Armatür ve gömme rezervuar ürünlerinde, fiyat ve pazar penetrasyonuyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Özellikle gömme rezervuar satışlarımızı 650 binin üstüne çıkardığımızda, yeni bir üretim tesisi kuracağız. Farklı ürünleri kombinleyerek paket halinde satma kasımızı da güçlendirmek için çalışıyoruz. Son olarak mağazalarımızın konseptini müşteri deneyimi doğrultusunda yeniden ele alıyoruz.

Bu arada VitrA İnovasyon Merkezi bünyesinde VitrA NExT adını verdiğimiz bir deneyim ve etkileşim platformu yarattık. Teknolojinin desteğiyle, geleceğin banyo deneyimini tüm dünyayla paylaşabiliyoruz. Ayrıca Londra’da, resmi açılışını sonbaharda yapacağımız bir showroom açtık. VitrA markasının uluslararası ölçekte ulaştığı gücü temsil eden VitrA London, yaratıcı endüstrilerin kalbi Clerkenwell bölgesindeki ödüllü Turnmill binasında yer alıyor. Tasarımcı iş birliklerini sergileyerek yeni banyo mekanlarına ilham verecek showroom, kapsamlı bir etkinlik programı ile mimarlık ve tasarım dünyasıyla diyalog kurmaya hazırlanıyor.

Sürdürülebilir bir başarı için öne çıkan dayanak noktalarınız neler?

Uluslararası pazarlara açılmak zor, sabır isteyen, cesaret ve yatırım gerektiren uzun vadeli bir süreç, bitmeyen bir yolculuk. Ancak bu, sürdürülebilir büyüme açısından da kaçınılmaz. Her pazarı ayrı bir dünya gibi değerlendiriyor, o pazara özel bir yol çiziyoruz. Yurt dışında markamızı büyütmemizi destekleyen, markamızın da sacayağını oluşturan üç önemli unsur var. Eczacıbaşı’ndan aldığımız değerlerin üzerine inşa ettiğimiz, bizi biz yapan ve geleceğe taşıyan üç önemli vazgeçilmezimiz: Sürdürülebilirlik, tasarım ve inovasyon.

Why is it important to be an international player?

With its ceramic culture heritage and hammam tradition, Turkey is the first country that comes to mind in terms of the bathing experience. The VitrA brand emerged from this environment, reinterpreting its values with an eco-innovation approach. Over the years, it evolved into one of the few operations worldwide that can design and manufacture all products used in the bathrooms and became an active and prominent player in our country and international markets.

VitrA has important motives for expanding internationally. First of all, we are pursuing the Eczacıbaşı Group's mission of being a pioneer of modern, high quality and healthy living. Secondly, Eczacıbaşı Building Products has always taken the lead in its industry. In 1983 we became the first Turkish company to export ceramic sanitary ware. In 1992 we established our own marketing and sales organizations in Europe. Thirdly, sustainable competitiveness requires that we diversify our markets along with our products. With each success we achieved in international markets, we grew our operation, increased our revenues and reduced our risks while also contributing to the economic growth of our country.

What is the story behind Eczacıbaşı Building Products' entry in international markets?

As I mentioned above, Eczacıbaşı Building Products started exporting in 1983. The ISH Fair in Frankfurt is considered to be the world's largest in the field of building products, and it is held in every two years. It's a big event where the best of the industry from all over the world exhibit their newest products. We participated in our first ISH Fair not long after we launched our exports. We've taken part in all ISH fairs since then, enlarging our stand over the years. Over time, we saw that product and production power weren't enough, so we opened our first marketing organizations abroad – VitrA Bad in Germany and VitrA UK in England – in 1992. These were followed by our marketing organization in the US in 1995 and in Russia two years later.

In the 2000s, as we acquired more expertise, we made the very important decision of collaborating with Ross Lovegrove, one of the most famous designers of the time. Together, we created a ground-breaking bathroom collection called “Istanbul”, which we launched in 2005. This collection was actually a worldwide proclamation of VitrA's international competencies. This step was followed by several international acquisitions. In addition to new tile brands, Eczacıbaşı acquired Burgbad, Europe's leading bathroom furniture brand, in 2008. The 2010s introduced two more important international initiatives: production investments in Russia and eco-labeling. VitrA documented the environmental performance of numerous products and obtained internationally recognized "green certificates". These certificates are increasingly demanded by international markets and especially projects looking for LEED and BREEAM green building certification. By certifying that our products meet international environmental standards, eco-labeling has opened the door to even more international markets.

What is Eczacıbaşı Building Products' position in international markets today?

A single figure may describe the success of our 38-year international journey: Today, we generate 80 percent of our revenues abroad. Our ceramic sanitary ware exports account for more than half of our country's total. Thanks to our design and innovation expertise, we're able to increase our competitive power by developing products and solutions specific to each market without departing from our brand DNA and strategy. High value-added products have carried us above the country and industry averages in terms of per-kilo export prices. We account for 64 percent of Turkey's ceramic sanitary ware exports to Germany, 94 percent of its exports to England and 85 percent of its exports to France. We're the second largest supplier of ceramic sanitary ware in France and fourth in England. In Germany, we're the fourth largest in both ceramic sanitary ware and bathroom furniture.

What are your priorities and roadmap for increasing your international presence and market power?

We have set a target for 2025: We will increase our sales to 550 million euros in 2025 from 350 million euros today. We will achieve this by developing better products and services than our competitors, staying close to our markets and consequently attracting business from our competitors. So, how will we do that? By internalizing seven elements of success we have identified and by completing our cultural transformation… We will focus on our customers and end-users and increase our efforts to grow in our core business areas and regions. We will extend our digital transformation project, which we kicked off with investments in smart ERP and customer experience, into every field. We will increase our production capacity in the mid-range and mid-low product segments. We will adapt our production capabilities and inventory as much as possible to the demands of our markets. We will become leaner in every field and achieve leadership in costs.

While carrying out numerous projects as part of this exciting process of change, we're also planning new development areas. For example, we're preparing to re-enter the US market, where we were active between 1996 and 2008. In order to increase our capacity, we're exploring the possibility of acquiring one or more European ceramic sanitary ware facilities that have experienced difficulties, especially during the pandemic. We're studying prices and market penetration in taps and mixers and concealed flushing systems. We plan to establish a new production facility for concealed flushing systems when our sales of these products exceed 650,000 units. We're strengthening our sales power by matching different products and offering them as a package. Finally, we're reconsidering the concept of our stores in line with the customer experience approach.

Meanwhile, we've created an experience and interaction platform called VitrA NExT at the VitrA Innovation Center. Thanks to technology, we are now able to share the bathroom experience of the future with the whole world. We also opened a showroom in London, which we will officially launch in the autumn. VitrA London is an indicator of the VitrA brand's strength on an international scale. It's located in the award-winning Turnmill building in the Carkenwell region, the heart of the city's creative industries. The showroom, which will inspire new bathroom spaces by exhibiting designer collaborations, is preparing to establish regular communication with the world of architecture and design through a comprehensive program of events.

What are your main pillars for sustainable success?

Opening up to international markets is a long-term process and a hard task that requires patience, courage and investment. It's an endless journey but it's also essential for sustainable growth. We consider each market to be a different world and draw up a special roadmap for each one. There are three important factors that support our growth abroad, which are also the principles of our brand: sustainability, design and innovation. These three indispensable principles, which build on the values we receive from the Eczacıbaşı Group, define us and propel us forward.

Yurt dışı gelirlerin cirodaki payı %80

+75 ülkeye satış

Üç ülkede üretim

Share of international revenue in turnover is 80%

Sales to 75+ countries

Production in three countries

“İşinin yüzde 85’i ve çalışanlarının yüzde 30’u yurt dışında olan global bir kuruluşuz.”

“We're a global company that employs 30 percent of its employees outside of Turkey and generates 85 percent of its business in international markets.”

Hasan Pehlivan

VitrA Karo CEO'su

VitrA Tiles CEO

VitrA Karo olarak, uluslararasılaşmayı nasıl tanımlıyorsunuz?

Uluslararası pazarda anlamlı bir yer almayan kuruluşların, uzun dönemde ne sürdürülebilir bir iş modeline sahip olmaları, ne de hissedarları, çalışanları, müşterileri ve tedarikçileri başta olmak üzere tüm paydaşları için değer yaratmaları mümkün. Küreselleşmeyi sadece pazarlara açılım, satış ve kâr büyümesi olarak görmüyoruz. Uluslararası bir oyuncu olmak insan kaynaklarına erişimde büyük zenginlik sağlıyor. Farklı pazarlarda öğrenilen bilgi ve deneyimi başka pazarlarda kullanabilme yetkinliği kazandırıyor. Ayrıca belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde, kuruluş risklerini yönetmede önemli bir rol oynuyor.

Küresel bir oyuncu olma yolculuğunuz nasıl başladı?

VitrA Karo’nun yurt dışına açılma yolculuğu 1990’larda AB Gümrük Birliği ile ivme kazanıp, 1998 yılında İrlanda’ya yapılan bir yatırımla taçlanıyor. VitrA Karo, kurulduğu yıldan itibaren ihracat yapmış bir kuruluş, Avrupa en hızlı büyüdüğümüz pazar. Kendi markamızla güvenilir bir tedarikçi olarak Avrupa’da ciddi bir konum elde ederken, 2006’da 100 yıldan fazla geçmişi olan Engers markasını, sonrasında da kökeni 1748’e dayanan Villeroy&Boch'un (V&B) karo bölümünü bünyemize kattık. Dünyanın en köklü karo markalarına yatırım yapma motivasyonumuzun altında, yaptığımız ihracatın büyüklüğü, Almanya’daki yerleşik ekiplerimizin yetkinliği ve pazarı yakından tanımamız yatıyordu. Tüm bu atılımlarla VitrA Karo, 2008’de Topluluğun en büyük ve en kârlı şirketi haline geldi. Bugün de gerek Topluluk‘ta gelirlerinin en yüksek oranını yurt dışından elde eden kuruluş olması gerekse bünyesinde barındırdığı global ve köklü markaları ile Topluluğun uluslararası pazarlardaki yolculuğunda önemli bir yere sahip.

VitrA Karo, 2011’de Rusya’da inşa edilen tesisle üretim coğrafyasını daha da zenginleştirdi. Rusya’daki yerleşik ekibi daha yakından dinleyip yetkilendirerek ürün gamımızı yeniden yapılandırdık. Markanın global vizyonunu ve kaynaklarını yönetirken, bulunduğumuz coğrafyalarda da lokalleşmeye çalıştık.

VitrA Karo bugün global pazarda nerede yer alıyor?

Global ve köklü markaları ve farklı coğrafyalarda üretimi ile Avrupa’nın en büyük 10 karo oyuncusundan biri olarak, işinin yüzde 85’i ve çalışanlarının yüzde 30’u yurt dışında olan bir kuruluşuz. Sektöründe Türkiye ihracat liderliğinin yanı sıra, Avrupa’nın en önemli pazarı olan Almanya’da ikinci büyük pazar payına sahibiz.

Uluslararası konumunuzu güçlendirmek için odağınızda neler var?

Önümüzdeki dönemde de global pazarlarda gücümüzü artırmak için markalarımızı her anlamda destekleyecek ve sinerji oluşturacak bir operasyon altyapısı kuruyoruz. Kalite odaklı global üretim ağımızı yeni hatlarımız ve tesislerimizle güçlendireceğiz. Sürdürülebilirlik anlayışıyla doğal kaynakları en verimli şekilde kullanmak artık her zamankinden daha önemli. Avrupa’nın Yeşil Mutabakat programına uyum için çalışmalarımıza başladık. Çağımızın gerekliliği olan dijital dönüşüm kapsamında operasyonda akıllı karar sistemlerini oluşturmak, pazarlarımızda müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlamak ve markalarımızı daha iyi anlatmak için dijital yatırımlara başladık.

Uzun vadeli bir başarı için neleri önceliklendiriyorsunuz?

Bizi çok heyecanlandıran ve her gün daha da iyisini yapmaya teşvik eden bir hedefimiz var: Üç yıl içerisinde Avrupa’nın en büyük beş üreticisinden biri olmak. Bu hedefe ulaşmak ve sonrasında da sürdürülebilir bir başarı elde etmek için odaklandığımız pek çok alan var. Malzeme tarafında Ar-Ge çalışmalarımız sürekli devam ediyor, özellikle son zamanlarda yüzeylerde hijyen ve güvenlik ön plana çıkan trendler ve biz de bu trendleri yakından takip ediyoruz. Uluslararası büyümenin en önemli başarı faktörlerinden biri de global düşünen ve davranan bir ekip olmak. Rekabetin önüne geçmek için yeni yetkinlikler kazanmak, birlikte ve hızlı öğrenme alışkanlığını geliştirirken, uygulamada çevik çalışma metotlarını özümsememiz de çok önemli. Bu açılardan baktığımızda VitrA Karo’nun çalışanları ile birlikte bütün olarak bir “dünya vatandaşı” olduğuna inanıyoruz. Sözün özü, sürdürülebilir bir başarı için müşteri ve iş ortaklarımıza, yaşam alanları için geliştirdiğimiz zamana meydan okuyan tasarımlarla sürekli ilham vermeye; yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle ve yetkin ekibimizin katkısıyla sektörümüze öncülük etmeye devam ediyoruz.

How would you define internationalization from VitrA Tiles' perspective?

A company without a meaningful international presence cannot have a sustainable business model nor create value for its partners, shareholders, employees, consumers and suppliers in the long run. In our eyes, globalization is not limited to opening up to different markets or even sales and profit growth. Becoming an international actor creates notable opportunities for access to human resources and enables you to transfer knowledge and experience obtained in one market to another. Moreover, a diversified international presence can help balance corporate risks in times of high uncertainty.

How did VitrA Tiles begin its journey to become a global player?

The journey of VitrA Tiles in international markets gained momentum in the 1990s with Turkey's Customs Union agreement with the EU, and in 1998 we made our first manufacturing investment abroad in Ireland. VitrA Tiles has been exporting since the year it was founded, and Europe is the market where we've grown the fastest. Having gained significant ground as a reliable supplier under our own brand, we made two major international acquisitions: Engers, a brand with more than 100 years in the tile business, and V&B Fliesen, the tile division of Villeroy & Boch (V&B), a venerable company with roots dating back to 1748. Our investments in these global tile brands were motivated by the stature of our exports, the competence of our Europe-based teams, and our knowledge of the market. Thanks to all these breakthroughs, VitrA Tiles became the Eczacıbaşı Group's largest and most profitable company in 2008. Today, VitrA Tiles is a leader of the Group's international journey, both in terms of the high share of international income in its revenues and its global, long-established brands.

VitrA Tiles attained even further geographical diversification in production when it built its facility in Russia in 2011. We've paid greater attention and granted more authority to our team in Russia, and restructured our product range. While managing the global vision and resources of our brands, we're also working towards localization wherever we operate.

What is your position today in global markets?

Thanks to our global and well-established brands, and production plants in diverse regions, we're among the top 10 tile producers in Europe; 85 percent of our business and 30 percent of our employees are based abroad. We're not only the export leader in Turkey's tile industry, we also have the second largest market share in Germany, the leading European market.

How are you planning to strengthen your international presence?

We're building an operational infrastructure that will support our brands in every aspect and create synergy so we can continue enhancing our power in global markets in the future. We will strengthen our quality-oriented global production network with new lines and facilities. It's more important than ever that we use natural resources as efficiently as possible, in line with our sustainability commitments. We've already begun to work towards compliance with the European Green Deal program. Digital transformation is a necessity of our time; in this respect, we've started digital investments to build smart decision-making systems in our operations, better comprehend the requirements of our customers in various markets, and improve our brand communication.

What are you doing to ensure VitrA Tiles' long-term success?

We have a thrilling objective that encourages us to outdo ourselves every day: We want to become one of the top five tile manufacturers in Europe in three years' time. We have numerous areas to focus on to achieve this goal and then attain sustainable success. Our R&D efforts in the field of materials are up and running; recently, hygiene and safety have become prominent surface trends, and we are keeping abreast of them. One of the key factors for international growth and success is being a team that both thinks and acts globally. In order to stand out in the competition, it's crucial to acquire new competences, improve the habit of collective and quick learning, and adopt agile working practices. When you consider all these aspects, VitrA Tiles is a “citizen of the world” we believe. In brief, for sustainable success, we must continue inspiring our customers and business partners with timeless designs for living spaces, and we must keep leading the sector with innovative and sustainable solutions and the valuable contributions of our competent team.

Yurt dışı gelirlerin cirodaki payı %85

+75 ülkeye satış

Yurt dışında üç üretim tesisi

Share of international revenues in turnover is 85%

Sales to 75+ countries

Three production facilities abroad

“Yurt dışı büyümemizin lokomotifi, 50 yıllık tecrübemizin olduğu temizlik kâğıtları işimiz.”

“The tissue paper business, where we have 50 years of expertise, is the engine of our international growth.”

Alp Günvaran

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri CEO'su

Eczacıbaşı Consumer Products CEO

Uluslararası bir oyuncu olmak sizin için ne ifade ediyor?

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri olarak 1980’li yıllardan bu yana, başta Selpak markamız olmak üzere ürünlerimizi dünyanın farklı ülkelerine ihraç ediyoruz. İhracat olarak başlayan yurt dışı açılımımız, Eczacıbaşı Topluluğu’nun küresel gücünü de arkamıza alarak yurt dışı fabrika yatırımı, iletişim yatırımları ve çeşitlenen pazarlar ile daha sistemli bir yolculuk halini aldı.

Bizim için, Türkiye’de kâğıt mendilin adı ve tüketiciler için “love mark” olmuş Selpak’ı küresel bir marka haline getirmenin çok önemli bir değer olduğuna inanıyoruz.

Konuyu, ekonomik ve ticari olarak ele alacak olursak, teknolojinin ve iletişimin gücüyle dünya giderek küçülmekte ve uluslararası ticaret hacmi hızla artmakta. Rekabeti avantaja dönüştürmenin yolu markalarımızı uluslararası pazarlara açmak, global arenada yer almak. Biz de Selpak ile oyun alanımızı stratejik olarak belirlediğimiz coğrafyalara genişletiyor, yatırımlarımızla kuruluşumuz, Topluluğumuz ve ülkemiz için önemli bir ekonomik katma değer sağlıyoruz.

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri’nin uluslararası açılımının arkasında nasıl bir hikâye var?

Geçmiş yıllarda Selpak markasının uluslararası kanalda kâğıt ürünleri satışı Georgia-Pacific ortaklığı sebebiyle Kafkasya ve Orta Asya ile sınırlıydı. Ancak 2000’lerden itibaren coğrafi büyüme projemiz hız kazandı ve seçilen hedef pazarlarda ihracatın yanı sıra marka yatırımlarımız da başladı.

Eczacıbaşı Topluluğu, Şubat 2012 itibarıyla İpek Kağıt’ın son 11 yıldır ortağı olan Georgia-Pacific’e ait hisseyi satın alarak kuruluşun tümüne sahip oldu. Bununla birlikte uluslararası büyüme için tüm altyapıyı hazırladık. Şu anda 60’tan fazla ülkeye ihracatımız devam ediyor.

Uluslararası pazarlardaki başarınızın lokomotifi nedir?

Topluluğumuzun vizyonunda, içinde bulunduğumuz sektörlerde yurt dışında, Türkiye’den çok daha hızlı büyümek, yurt dışı satışlarımızın toplam satışların içindeki payını artırmak yer alıyor. Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri olarak yurt dışı büyümemizin lokomotifi, 50 yıllık tecrübemizin olduğu temizlik kâğıtları işimiz.

60’ı aşkın ülkeye ihracat gerçekleştirmenin yanı sıra şu anda Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Ukrayna ve Kazakistan’da yerleşik satış ekiplerimiz bulunuyor. Odak ülkelerimizde, markalarımızın bilinirliğini ve tercih edilirliğini artırmak için düzenli marka yatırımı yapıyoruz. Nitekim özellikle yakın bölgelerde, Selpak markası oldukça güçlü bir bilinirliğe sahip.

Selpak ile Kıbrıs’ta lider olmanın yanı sıra Ukrayna, BAE ve Irak’ta premium segmentte en güçlü ikinci markayız. Premium segmentte Kazakistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Fas’ta yaptığımız tüketici araştırmalarına göre ilk akla gelen markayız. Ayrıca İsrail, Bulgaristan ve diğer pazarlarda hızla büyüyoruz.

Selpak'ın Türkiye sınırlarının ötesine geçmesi ve uluslararası bir oyuncu olma başarısının arkasında, özellikle odak pazarlarda yenilikçi ve kaliteli ürünleri ile müşteri memnuniyetini yüksek tutması yatıyor. Üstün ürün özelliklerimiz, yeni girdiğimiz pazarlarda bizim için itici güç oluyor. Örneğin Fas pazarına performans üstünlüğü sağlayan ürünler sunarak, kısa süre içinde pazarın dinamiğini değiştirmeyi başardık. Bir güncel örnek de ek faydalar içeren Selpak Deluxe ürün portföyünün yurt dışı pazarlarımızda yaygınlaşmaya başlaması. Giriş yaptığımız pazarlarda yola çıkarken markamızın altyapısını çok iyi hazırlıyoruz. Markamızın mevcut olduğu her ülkede aynı değerleri yansıtmasını sağlıyoruz.

Yurt dışı ağırlığınızı artırmak için odak alanlarınızda neler var?

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri olarak önümüzdeki yıllarda yurt dışı ağırlığını artırmak için odaklandığımız konuları şu şekilde özetleyebilirim; mevcut ihracat ülkelerindeki işlerimizi geliştirmek, satış ve dağıtım organizasyonlarını yerelleştirmek, potansiyeli yüksek ülkeleri yerel üretim ile destekleyerek ihracat yaptığımız tüm ülkelerde pazar payımızı artırmak.

Uluslararası pazarlardaki konumumuzu yatırım yaparak ve yerelleşerek güçlendirmek üzere 2020’de yeni bir yol haritası hazırladık. Dünyadaki potansiyel pazarlara dair kapsamlı bir araştırma yaptık. Rakamlar bize sınırları aşmamız ve bölgesel büyümeden daha aktif olarak pay almamız gerektiğini gösteriyor. Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika pazarlarının kâğıt ürünlerinde ticari açığa sahip olduğunu ve bu bölgedeki kişi başı kullanımın diğer bölgelerden daha hızlı artış gösterdiğini tespit ettik. Önümüzdeki altı yıl içinde bu pazarlardaki yıllık kâğıt tüketiminin dünya ortalamasının üzerinde bir artış göstermesi bekleniyor.

Yurt dışı yayılımımızı ve pazar gücümüzü artırmak için olmazsa olmazlarımızdan biri yerel üretim yapabilme kabiliyetimizi geliştirmek. Bu kapsamda önümüzdeki yıllarda hedef pazarlarımızda üretim tesisi yatırımları planlıyoruz. Bunlardan ilki, 2021’in son aylarında devreye girmesini planladığımız Fas Üretim Tesisi olacak. Bu fabrikamız, Türkiye dışındaki büyüme planlarımızı destekleyecek, aynı zamanda Eczacıbaşı Topluluğu’nun Afrika kıtasındaki ilk yatırımı olacak.

Türkiye’de kategorideki liderliğimiz, mükemmel kalite odağımız, kâğıt sektöründeki 50 yıllık tecrübemiz, satış ve pazarlama deneyimimiz, uluslararası hedeflerimize ulaşmamız konusunda güven veriyor. Sonrasında da büyüme planlarımız doğrultusunda hız kesmeden yeni projelere ağırlık vererek, hedeflediğimiz bölgelerdeki yüksek büyüme oranlarından pay almayı hedefliyoruz.

Sürdürülebilir başarı için öncelikleriniz neler?

İnovasyonu, uzun vadeli rekabette güç sağlayacak çok önemli bir araç olarak görüyoruz. Elde edilen başarının sürekli hale gelmesinde kilit rol oynayan inovasyon çalışmalarını tüketicilere fayda sunacak şekilde kararlılıkla sürdürüyoruz. Dünya genelinde tüketiciler, sürdürülebilir seçimler yapmak konusunda her geçen gün daha fazla bilinç kazanıyor. Biz de bu alanda farkındalık oluşturmayı, ekonomik sürdürülebilirliğin yanı sıra sosyal ve çevresel olarak da değer yaratmayı hedefliyoruz.

What does it mean to be an international player?

Eczacıbaşı Consumer Products has exported goods to countries around the globe since the 1980s. Our Selpak brand has played a leading role in our international journey, which became more systematic when we began to invest in production facilities and communication abroad and to diversify our markets with the support of the Eczacıbaşı Group's international presence.

Selpak is a “love mark” and generic trademark for facial tissue in Turkey, so it will be invaluable as a global brand.

The world is becoming smaller as international trade rises ever more quickly thanks to developments in technology and communication. The only way to take advantage of this competition is to open up your brands to international markets and find your place on the global stage. With Selpak, we are expanding our international presence to regions of strategic importance; these investments are creating significant added value for our company, our Group and for Turkey.

Can you tell us the story behind Eczacıbaşı Consumer Products' growing international presence?

In the past, international sales of the Selpak brand were limited to the Caucasus and Central Asia due to the Eczacıbaşı Group's partnership with Georgia-Pacific. It wasn't until the 2000s that our geographical expansion project gained momentum and we started brand investments in our target markets.

In February 2012, the Eczacıbaşı Group acquired Georgia-Pacific's share in İpek Kağıt, its partner of 11 years, and acquired full management control of the company. Immediately thereafter we reorganized our entire infrastructure for international growth. Today, we export to more than 60 countries.

What drives your success in international markets?

Our Group is aiming for faster growth abroad than in Turkey in its existing businesses, and thus a rising share of international sales in overall revenues. The tissue paper business, where we have 50 years of expertise, is the engine of Eczacıbaşı Consumer Products’ international growth.

Apart from exports to more than 60 countries, we have sales teams in Morocco, the U.A.E., Iraq, Ukraine and Kazakhstan. In our target markets, we're continually investing in our brands in order to increase consumer recognition and preference for our brands. As a result, Selpak has become a well-known brand, especially in nearby regions.

Selpak is the leader of the premium segment in Northern Cyprus and the second strongest brand in Ukraine, the U.A.E. and Iraq. Consumer research in Kazakhstan, Georgia, Azerbaijan and Morocco show that Selpak is also the first brand to come to mind in the premium segment. Additionally, we are growing rapidly in Israel, Bulgaria, and other markets.

Selpak has achieved overseas success and become an international player by ensuring high consumer satisfaction in our target markets with innovative and high-quality products. The superior features of our products drive our sales in new markets. For instance, we quickly managed to change the Moroccan market dynamics thanks to our product performance. Another current example is the proliferation of our Selpak Deluxe product range in international markets. We establish the brand infrastructure in the best possible way in each market we penetrate. We make sure that our brand reflects the same values in every market.

Which areas are you focusing on to enhance your position abroad?

In upcoming years, Eczacıbaşı Consumer Products will focus on increasing its international presence by expanding its business in current export markets, localizing its sales and distribution organization, and by establishing production facilities in countries with high potential in order to increase our market share in all of export markets.

We prepared a new roadmap in 2020 to strengthen our position in international markets through investment and localization, and conducted comprehensive research in potential markets. The data encourages us to extend our limits and take a more active approach to increasing our share of regional growth. We discovered a trade gap in the Middle Eastern, Eastern Europe and North African paper markets, and learned that per capita consumption in these regions is increasing faster than elsewhere. Over the next six years, tissue paper consumption in these markets is expected to grow faster than the world average.

Improving our local production capability is a must for increasing our international expansion and market power. Accordingly, we are planning to invest in production facilities in our target markets in the upcoming years. Our first project is the Morocco production facility, which is scheduled to come into service in late 2021. This plant will support our plans for international expansion; it will also be the Eczacıbaşı Group's first investment on the African continent.

Our domestic leadership, focus on excellence, and 50 years' experience in the tissue paper industry as well as our sales and marketing expertise give us confidence that we will attain our international objectives. Subsequently, we will concentrate on new projects in line with growth plans and aim for a bigger share of the high growth rates in target regions.

What do you need to do for sustainable success?

For us, innovation is essential for long-term competitive power and sustainable success, and we are determined to continue using it to create consumer benefit. Consumers all around the world are gradually becoming more interested in sustainable choices. Our objective is to raise awareness in this field and to create social and environmental value as well as achieve economic sustainability.

Yurt dışı gelirlerin cirodaki payı %30

+60 ülkeye ihracat

4 üretim tesisi

5 ülkede satış ve pazarlama organizasyonu

Share of international revenue in turnover is 30%

Exports to 60+ countries

4 production facilities

Sales and marketing organizations in 5 countries

“Bundan beş sene öncesinde gelirimizin yüzde 20’sini yurt dışından sağlıyorken, bugün yüzde 60’lara ulaştık.”

“Over the last five years, the share of international revenue has soared from 20 percent to 60 percent.”

Aydın Küçük

Eczacıbaşı-Monrol Genel Müdürü

Eczacıbaşı-Monrol General Manager

Uluslararası pazarda var olmak Eczacıbaşı-Monrol için neden önemli?

Eczacıbaşı-Monrol olarak, kanserin tanı ve tedavisinde öncü ve yenilikçi ürünlerimiz ile önceliğimiz Türkiye’deki hastalara hizmet etmek. Ancak bu bizim için yeterli değil. Yaptığımız işi, dünyanın her yerindeki hastaların teşhis ve tedaviye ulaşabilir hale gelmesini sağlayabilmek için yaşamsal bir sorumluluk olarak algılıyoruz. Geliştirdiğimiz yeni nesil, hedefe yönelik, kişiselleştirilmiş tıp ürünlerini farklı pazarlara sunarak, dünyadaki sayılı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz. Ar-Ge ve inovasyon gücümüz, yurt içi ve dışında üretimimizi gerçekleştirdiğimiz 14 üretim tesisimiz ve operasyonları başarıyla yürütme yetkinliklerimiz sayesinde bu hedefimize ulaşma yolunda epey yol aldık. 50 ülkeye ihracat yapan bir kuruluş olarak, kanser tedavisinde nükleer tıp ilaç üreticileri arasında dünyada ilk beşte yer alıyoruz.

Eczacıbaşı-Monrol’ün bugün uluslararası pazarlardaki konumu nedir ve bu başarının ardında nasıl bir hikâye yatıyor?

1995 yılından bu yana nükleer tıp alanında faaliyet gösteren Eczacıbaşı-Monrol, kurulduğu günden bu yana birçok tanı ve tedavi ajanının ilk defa yerli olarak üretimine imza atarak Türkiye'de nükleer tıbbın gelişmesine öncülük etti. Bugün de, Bozlu Holding ve Eczacıbaşı Topluluğu ortaklığında faaliyetlerine devam ediyor.

Türkiye’nin ilk radyofarmasötik (Hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılan radyoaktif ürünler) üreticisi ve nükleer tıp pazarının lideriyiz. Bundan beş sene öncesinde gelirimizin yüzde 20’sini yurt dışından sağlıyorken, bugün yüzde 60’lara ulaştık. Bugün, kanser tedavisinde nükleer tıp ilaç üreticileri arasında ise dünyada ilk beşteyiz.

Tecrübemiz sayesinde çevre bölgelerde, özellikle de Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesinde nükleer tıp alanında ilk üretici kuruluşlardan biri olduk. Romanya, Bulgaristan, Kuveyt, Dubai ve Mısır gibi ülkelerde onkoloji pazarlarının gelişimine öncülük ettik. Türkiye’de Avrupa Birliği “İyi Üretim Uygulamaları”na (GMP) sahip, Türkiye'den bu kadar ülkeye ihracat yapan tek nükleer tıp kuruluşuyuz. Bununla birlikte, dünyada nükleer tıp alanında çalışan birçok tesiste Eczacıbaşı-Monrol’ün izi var. Tesis kurulum ve devreye alma proje hizmetleri sunuyor, dünyanın birçok yerine tecrübelerimizi aktarıyoruz.

Tüm bu başarılarda, hem ürün kalitesi hem de tedarik zincirini çok iyi kullanmanın ve etkin pazarlama faaliyetlerinin sonuçlarını görüyoruz. Güçlü lojistik operasyonumuz ve her gün geliştirdiğimiz tecrübemizle Avrupa’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Uzakdoğu’ya, dünyanın dört bir yanındaki hastalara ulaşıyoruz. Aynı zamanda Pakistan, Erbil ve Libya gibi zorlu coğrafyalarda nükleer tıp ürünleri üreten tesislerimizi işletiyoruz. İlaç pazarında her ülkenin farklı regülasyon ve kalite standartları bulunuyor. Güçlü ruhsatlandırma, kalite, satış ve pazarlama ekiplerimizin yetkinlikleri sayesinde ürünlerimizi global olarak her bölgeye uyumlu kalite ve standartlarda üretebiliyoruz. Tüm coğrafyalarda başarıya ulaşmak için doğru iş ortakları ile çalışmamız da son derece kritik.

Eczacıbaşı-Monrol, üretimini altısı yurt içi, sekizi yurt dışı olmak üzere 14 üretim tesisinde gerçekleştiriyor.

Eczacıbaşı-Monrol has 14 production facilities, six in Turkey and eight abroad.

Uluslararası büyüme için yakın dönem planlarınızda neler var?

İlaç devlerinin de ilgi gösterdiği nükleer tıp alanı kişiselleştirilmiş, hedefe yönelik tanı ve tedavi ajanları ile bir dönüm noktasında. Dünyada bu alanda 200’ün üzerinde araştırma bulunuyor. Biz de çok sayıda kanser türünün tedavisi için hedefe yönelik Lutesyum (Lu-177) adlı ürünü üretebilen dünyadaki dört üreticiden biriyiz. Bu ürünümüzü her hafta dünya çapında çok sayıda hastaya ulaştırıyoruz. Ayrıca bu alanda yeni ürünlerin üretimi için Gebze, Kocaeli tesisimizde bir yatırım yapıyoruz. Yeni tesisimizde FDA kalitesine uygun, AB standartlarında hedefe yönelik ürünler üretip özellikle Avrupa ve Amerika’daki hastaların kullanımına sunacağız.

Bu alanda faaliyet gösteren Telix gibi biyofarma şirketleri ile ortaklıklar yapıyoruz. Birçok ilaç şirketi ve klinik araştırma kurumları ile uluslararası klinik çalışmalarda bizim ürünlerimizin kullanılması amacıyla iş birliklerini başlattık.

Eczacıbaşı-Monrol için sürdürülebilir bir başarının olmazsa olmazları neler?

Sürdürebilir başarımızın altında; merak eden, nükleer tıp başta olmak üzere sağlık alanındaki gelişmeleri ve ihtiyaçları yakından izleyen ve bilim ile değer yaratan bir kuruluş olmamız yatıyor. Her gün daha da kuvvetlenen, pazardaki yenilik ve değişen şartlara son derece hızlı bir şekilde adapte olabilen Ar-Ge ve inovasyon ekiplerimiz var. Çevikliğimizi, kendi yaklaşımımız olan “kabile kültürümüze” borçluyuz. Hiyerarşiden bağımsız, kendi kendine inisiyatif alabilen ekiplere dayalı bir kültürümüz var. Ekiplerin birbirini yenilik yaratmak için teşvik ettiği ve sınırları zorladığı bir ortam yaratmaya çalışıyoruz.

Dijital odaklı gelirlerimizi artırmak üzere hedefler koyduk. Müşteri sipariş ve üretim süreçlerinde birçok işi robotların yapması, yapay zekâ, akıllı planlama ve kullandığımız dijital pazarlama sistemleri sayesinde, arkadaşlarımız katma değeri daha yüksek olan işlere odaklanabiliyorlar. Romanya’dan Dubai’ye, bir dalı kış bir dalı yaz olan, kocaman bir ağacız. Bu dallardaki tüm arkadaşlarımızın bilgilerini sisteme entegre ederek ve çeşitliliğimizi artırarak uluslararası yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Uluslararası bir kuruluş olma yolunda, coğrafi ve kültürel farklılıkları yönetmedeki tecrübemizi günden güne artırıyoruz.

Why is it important for Eczacıbaşı-Monrol to be present in international markets?

Eczacıbaşı-Monrol's priority is to provide patients in Turkey access to pioneering and innovative products for cancer diagnosis and treatment. Nevertheless, we also believe we have a sacred duty to ensure the accessibility of our diagnosis and treatment products to patients all over the globe. We want to become one of the few global actors to release new-generation, target-driven, personalized medical products to multiple markets. Thanks to R&D and our innovation power, 14 production facilities in Turkey and abroad, and operational competence, we're approaching this goal. With exports to 50 countries, we're now one of the top five manufacturers of radiopharmaceuticals for cancer treatment across the world.

What is the position of Eczacıbaşı-Monrol in international markets today, and what is the story behind these achievements?

Eczacıbaşı-Monrol has operated in the field of nuclear medicine since 1995; as the first local producer of numerous diagnosis and treatment agents, the company pioneered the advance of nuclear medicine in Turkey. Today, our company is a joint venture between Bozlu Holding and Eczacıbaşı.

In addition to being Turkey's first radiopharmaceutical manufacturer, we're the leader of Turkey's nuclear medicine market and a major player worldwide. Over the last five years, the share of international revenue in our total turnover has soared from 20 percent to 60 percent. Now, we're one of the world's top five radiopharmaceutical suppliers.

Our experience has helped us to become one of the first manufacturers in regions around Turkey, particularly in Europe, Middle East and Africa (EMEA). We've led the development of the oncology market in Romania, Bulgaria, Kuwait, Dubai and Egypt. We're the only Turkish radiopharmaceutical producer in compliance with EU Good Manufacturing Practices (GMP) and the only exporter to so many countries in Turkey. As a result, you can see the Eczacıbaşı-Monrol brand in nuclear medicine facilities all around the globe. We also provide turnkey installation, operating services and expertise to nuclear medicine centers in many parts of the world.

All these achievements are an outcome of our product quality, effective supply chain, and successful marketing. Thanks to our powerful logistical operation and ever-increasing experience, we reach patients all around the globe, including Europe, Africa, Latin America and Far East. Moreover, we operate nuclear medicine production facilities in challenging regions such as Pakistan, Iraq and Libya. Every country has different regulations and quality standards for their pharmaceutical market. Owing to the strength of our authorization, quality, sales and marketing teams, we can manufacture our products in compliance with the specific quality standards of each region. Cooperating with the right business partners is also vital to attaining success in any market.

What do you plan to do in the near future to promote international growth?

Nuclear medicine is attracting the attention of pharmaceutical giants with its personalized, target-driven agents for diagnosis and treatment. At this very time there are more than 200 research studies being carried out in this field around the world. We're one of four global manufacturers capable of manufacturing the target-driven Lutetium (Lu-177) for treating numerous types of cancer. Every week, we deliver this product to a great number of patients across the world. Additionally, we're investing in a new facility near Istanbul to produce new, target-driven products in compliance with FDA quality and EU standards, which we'll make available to patients in Europe and America.

We're also establishing partnerships with biopharma companies such as Telix. We've started cooperation with many pharmaceutical companies and clinical research institutions in order to ensure that our products are used in international clinical research projects.

What is essential for Eczacıbaşı-Monrol's sustainable success?

Our sustainable success is based on the fact that our company never ceases to be curious; it closely monitors the latest developments in healthcare and particularly in nuclear medicine, and creates added value through science. Our R&D and innovation teams get stronger every day with a capacity to rapidly adapt to new, ever-changing conditions in the market. Our agility comes from our “tribal culture”, which expresses our basic approach. In other words, our culture is based on teams that are free of hierarchy and capable of taking initiative on their own. We're trying to create an environment where teams encourage one another to innovate and push their limits.

We've set certain objectives in order to enhance our digital revenue. Robots have taken over many customer order and production tasks; AI, smart planning and digital marketing systems enable my colleagues to focus their efforts on higher added-value jobs. Eczacıbaşı-Monrol is a huge tree with branches extending from Romania to Dubai, crossing cultures as well as climates. Day by day we're enhancing our diversity and the knowledge we gain from colleagues in different geographies as we continue our international journey.

Yurt dışı gelirlerin cirodaki payı +%60

50 uluslararası pazar

26 uluslararası iş birliği

Share of international revenue in turnover is 60+%

50 international markets

26 international cooperation agreements

“40 yılı aşkın süredir sürdürülebilir kaliteyi dünya çapında 50 ülkeye ulaştırıyoruz.”

“We've been providing sustainable quality to 50 countries across the world for over 40 years.”

Hüseyin Rıza Bayraktar

Esan Satış ve Pazarlama Direktörü

Esan Sales and Marketing Director

Bugün Esan’ın geldiği noktada uluslararasılaşmanın etkisi nedir?

Esan’ın ve Eczacıbaşı Topluluğu’nun gücünün önemli bir kısmının ürünlerini, faaliyetlerini ve pazarlarını dünya çapında çeşitlendirmesinden geldiğine inanıyorum. Özellikle piyasaların ve koşulların belirsizleştiği, ekonomik dengelerin hızlı değiştiği dönemlerde portföy ve pazar çeşitliliğinin sürdürülebilir büyümemizdeki rolünü geçmişimize baktığımızda görebiliyoruz. Yıllık 320 milyon avro olan satış gelirlerimizin yüzde 80’ini ihracat pazarlarından elde eden bir kuruluşuz. Bu rakamlarla 2019 yılında Türkiye’de sektörümüzün ihracat şampiyonu olduk ve 2020 rakamlarımızla da bu başarımızı devam ettireceğimizi umuyoruz. Esan’ı Türkiye’nin en büyük doğal kaynaklar ihracatçısı olmasının altında, müşterinin ihtiyaçlarını çok iyi anlaması, ürünlerini müşterinin ihtiyaç ve şartlarına en uygun olacak şekilde sunması ve elbette kuruluşundan bugüne her kademeden çalışanın verdiği büyük emek yatıyor.

Yurt dışına açılma yolculuğunuzu kısaca özetleyebilir misiniz?

1978 yılında Eczacıbaşı Topluluğu bünyesinde bulunan seramik fabrikalarımıza hammadde sağlamak amacıyla kurulan Esan, yıllar içinde Türkiye pazarındaki pozisyonunu sağlamlaştırırken, ihraç pazarlarında da yer edinebilmek için yatırımlar yaparak öncelikle ürünlerinde portföy çeşitliliğini, ardından da pazar çeşitliliğini artırmaya odaklandı. Çin, İtalya ve Ukrayna’da satış ofislerinin de açılmasıyla birçok farklı pazarda fırsatları değerlendirme ve ilişkilerini güçlendirme fırsatı bulan Esan’ın global bir oyuncu olma yolculuğu hızlandı. Rezerv büyüklüğü ve ürün çeşitliliğinin yanı sıra dünya genelinde sektörün saygın ve referans firmaları ile çalışabiliyor olmamız da, farklı coğrafyalardaki pazarlara girilebilmemizde oldukça önemli bir rol oynuyor. Bu başarının arka planında ise, global bir ürün ve hizmet sağlayıcısı olduğumuzu iyi anlayan, çeşitlilik ve değişime hızlıca ayak uydurabilen bir kuruluş olmamızın yattığına inanıyorum.

Kalite ve tutarlılık anlayışımızla 40 yılı aşkın süredir Amerika’dan Japonya’ya, Rusya’dan İtalya’ya, dünya çapında yaklaşık 50 ülkeye endüstriyel hammadde ihracatı yapıyoruz. Burada ürün kalitemizin yanı sıra teknik destek ve uygun lojistik imkânlarını da sunabilmemiz, müşterilerimizin deneyimini birçok tamamlayıcı unsur ile de desteklememizi sağlıyor.

Yurt dışı pazarlardaki yayılım ve gücünüzü artırmak için hedefleriniz neler?

Esan’ın odaklı büyüme stratejisi doğrultusunda öncelikli olarak faaliyet gösterdiğimiz alanlarda sürdürülebilirliği tesis etmek, rezerv ve üretim kapasitemizi büyütmek yol haritamızın temel taşlarını oluşturuyor. Büyümeyi istikrarlı hale getirebilmek amacıyla yurt içi ve yurt dışında kaynak geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca dış pazarlarda başlıca hizmet verdiğimiz seramik, cam ve kuvars yüzey sektörlerine yönelik yeni, katma değeri yüksek ürünlerimizi ve bu ürünlerin satışlarını artırmayı hedefliyoruz.

Esan’ın uluslararası başarısının taşıyıcıları neler?

Endüstriyel hammaddeler alanında başarının sürdürülebilir olması ve kaynakların etkin bir biçimde kullanılabilmesi için verimlilik artışına, süreç ve ürünlerde inovatif çözümlere ve katma değeri yüksek ürünlere odaklanılması gerekiyor. Bu çerçevede üretim ekiplerimiz ve iki yıl önce tescillenen Ar-Ge merkezimiz, pazardan gelen talep ve veriler doğrultusunda katma değeri yüksek ürünlerin miktar ve çeşidini artırmak için yoğun bir çaba gösteriyor. Endüstriyel hammaddeler alanında uluslararası bir oyuncu olmanın yolu, müşterilerimizin bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlayıp, çok etkin ve çevik bir yaklaşımla beklentilere uygun çözümleri sunmamızdan ve bu çözümlerde öncü olmamızdan geçiyor. Burada tüm organizasyonun tek bir sistem olarak yüksek koordinasyonla çalışmasının başarıda en önemli faktör olacağına inanıyorum. Esan’ın bu konudaki kaslarının yeterince kuvvetli olduğunu ve bu gücünün rekabette tercih edilme nedenlerinden biri olduğunu söyleyebilirim.

What role has internationalization played in Esan's achievements?

I believe that Esan and Eczacıbaşı derive a significant portion of their strength from the diversification of their products, activities, and markets across the world. Especially during times of economic uncertainty and changing balances, we appreciate the role that portfolio and market diversity plays in sustainable growth. We're a company that generates 80 percent of its sales revenues, an annual sum of 320 million euros, in export markets. With these numbers, we became the 2019 export champion in our sector in Turkey, and we're hoping for similar recognition in 2020. Underlying Esan’s status as Turkey’s largest exporter of natural resources is its understanding of customer needs, its dedication to ensuring that products meet each customer's needs and requirements, and of course, the people at every level of Esan's organization who have been unsparing in their efforts since the day of its establishment.

How would you summarize your international journey?

Esan was founded in 1978 to provide raw materials for the Eczacıbaşı Group's ceramics factories. Through the years, it consolidated its position in the Turkish market while continuing to invest with a view to establishing a presence in export markets, focusing first on increasing product diversity, then market diversity. With the opening of sales offices in China, Italy and Ukraine, Esan gained the opportunity to access a variety of markets and strengthen its international relations. The company is now on a fast track to becoming a global player. In addition to our large reserves and product diversity, our business relations with the some of the world's most prestigious companies in our industry have helped us open markets around the world. I believe that the underlying reason for our success is our good understanding of our status as a global supplier of products and services and our ability to swiftly adapt to change.

With quality and consistency embedded in our business approach, we have been exporting industrial raw materials to 50 countries, including the USA, Japan, Russia, and Italy, for over 40 years. The fact that we can offer not only product quality but also technical support and logistics allows us to support our customers’ experience with a great many complementary services.

What are your targets with respect to expanding your presence in presence and power in international markets?

In alignment with Esan’s focused growth strategy, our top priorities are achieving sustainability in our fields of activity and increasing our reserves and production capacity. To ensure steady growth, we are developing resources both at home and abroad. We also aim to increase the production and sales of new products with high added value intended for the ceramics, glass, and quartz surface sectors in international markets.

What is behind Esan’s international success?

To ensure sustainable success in the field of industrial raw materials and the effective use of resources, it's imperative that we focus on increasing efficiency and developing both innovative solutions for products and processes and high added value products. In that context, our production teams and our R&D center, which was certified two years ago, have been working intensely on increasing the quantity and variety of products with high added value in line with demand trends and market data. The way to becoming an international player is to truly understand the current and future needs of customers, to act with agility and efficiency in offering solutions that meet their expectations, and to lead the way in providing new solutions. In this regard, it's essential that the entire organization operates as a single system in a highly coordinated fashion. I can say with confidence that Esan has well-developed muscles in this respect, and that this strength is one of the reasons why it stands out from the competition.