SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK / SUSTAINABILITY


Dünyanın geleceği, ortak sorumluluğumuz!

The future of the world is our shared responsibility!

Sürdürülebilir kalkınma kavramı, dünyada uluslararası kuruluşların, iş dünyasının, hükümetlerin ve sivil toplumun gündeminde her zamankinden daha fazla yer tutuyor. İş dünyası için etkin bir büyüme stratejisi olarak da nitelendirilebilecek olan sürdürülebilir kalkınma, rekabette farklılık yaratmak için çok çeşitli fırsatları içinde barındırıyor. Eczacıbaşı, uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bir topluluk olarak, sürdürülebilir büyümeyi varlığının en temel koşullarından biri kabul ederek iş modelleri, ürün ve hizmetleri ile sürdürülebilir kalkınma amaçlarını desteklemeyi bir sorumluluk olarak görüyor.

Now, more than ever before, global organizations, governments, NGOs and businesses are debating what sustainable development entails and how to achieve it. In the business world, sustainable development is often considered to be an effective growth strategy because it generates new opportunities to create a competitive difference. As a business group operating internationally, we believe we have a responsibility to embrace sustainable development and support its goals with our business models, products and services.

image

EMRE ECZACIBAŞI

"Sürdürülebilir çözümler için farklı bakış açılarını açığa çıkaran yeni sorular sormalıyız."

"For sustainable solutions we should ask new questions that reveal different perspectives."

image

BOĞAÇ ŞİMŞİR

"Mavi gezegenin geleceğinden hepimiz sorumluyuz!"

"We’re all responsible for the future of our blue planet!"

image

SUSANNE STEINHAUER

"Sürdürülebilir ürünler daha pahalı olmak zorunda değil."

"Sustainable products don’t have to be more expensive."

image

TUNCER KINIKLI

"Kanyon, 2015’ten beri Yeşil Bina”

"Kanyon has been Green since 2015"

Eczacıbaşı Topluluğu, iş dünyası ve insan yaşamının gereksinimleri ile doğal kaynakların sürdürülebilirliği arasında denge kurmaya odaklanan ve bütüncül bir sürdürülebilirlik yaklaşımı benimsiyor.

Eczacıbaşı, paydaşlarına ve topluma hizmet verme şeklini, Topluluğun kültürünü oluşturan çağdaş, kaliteli ve sağlıklı bir yaşama öncülük etme temel amacı çerçevesinde oluşturuyor. Topluluğun paydaşlarına yönelik en temel taahhüdü, uzun vadeli ekonomik performansını, sosyal refahı iyileştiren ve kaynak verimliliğine dayalı sürdürülebilir bir değer yaratma modeliyle gerçekleştirmek. Sağlıklı bir gelecek için çalışırken, sürdürülebilirliği, ekonomik, toplumsal ve çevresel değerlerin bir denge içinde geliştirilmesi olarak yorumlayarak, “iş için sağlıklı”, “gezegen için sağlıklı” ve “toplum için sağlıklı” olanı odağına alarak ilerliyor.

Sürdürülebilirlik, 2006’da Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladığı günden bu yana Eczacıbaşı’nın stratejik öncelikleri arasında. Bu çerçevede, Topluluk kuruluşlarının enerji ve su tüketimini, atık miktarını, karbon salımını azaltmayı, iş sağlığı ve güvenliği performansını sürekli iyileştirmeyi ve fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik uygulama ve programlar yürütülüyor.

2008’den bu yana her yıl yayımlanan sürdürülebilirlik raporlarıyla, sürdürülebilirlik yolculuğunun kilometre taşları, gelecek hedefleri ve gelişmeleri, Topluluk kuruluşları ile ilgili faaliyet, ürün ve hizmetlerin sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri ile sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesine yönelik politika ve uygulamalarını paylaşıyor.

The Eczacıbaşı Group embraces an integrated sustainable development approach centered on finding a balance between the needs of the business world and human life.

Eczacıbaşı serves its stakeholders and society as a whole through its mission of pioneering modern, high quality and healthy lifestyles. To this end, we pledge to achieve long-term success through sustainable value creation business models that improve social welfare and resource efficiency. In the Eczacıbaşı Group, a healthy future means healthy for business, healthy for the planet, and healthy for society.

Sustainability has been a strategic Eczacıbaşı Group priority since 2006, when we signed the United Nations Global Compact. In following years, we developed numerous measures and projects aimed at improving our energy and water efficiency, reducing our carbon emissions and waste, and advancing the performance of our companies with respect to both health and safety and equal opportunities.

Our sustainability reports, which we started publishing in 2008, provide information on the milestones of our sustainability journey, our goals and performance, and how our companies support sustainable development with their operations, products and services.

Eczacıbaşı Topluluğu, sürdürülebilirlik çalışmalarını hedeflerle yönetmeye başladığı 2010 yılında, PricewaterhouseCoopers tarafından güvence çalışması gerçekleştirilmiş konsolide enerji tüketim ve karbon emisyonu verilerini açıklayarak bir ilki gerçekleştirdi. Bu kapsamı seneler içerisinde genişleterek, 2018 raporunda öncelikli göstergelerin tamamını denetime dahil etti. 2014’ten bu yana ise öncelikli olarak belirlediği sürdürülebilirlik başlıklarına, Topluluk kuruluşlarının temel performans göstergeleri arasında yer vermeye devam ediyor.

Topluluk, tüm faaliyet alanlarında enerji, su ve emisyon azaltımına, geri dönüşüm ve döngüsel ekonominin geliştirilmesine odaklanarak çevresel etkisini azaltmaya yönelik uygulamalar hayata geçiriyor. Çevresel sürdürülebilirlikte ürün yaşam döngüsü yaklaşımını benimseyerek, ürünlerin hammaddesinden oluşan atığa ve ürünlerin kullanım sürecini de kapsayan değer zincirinin her aşamasına odaklanıyor.

Uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bir Topluluk olarak Eczacıbaşı, yerel ve küresel sürdürülebilirlik risklerine ilişkin gündemi yakından takip ediyor. Bu kapsamda, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA) desteklemeyi temel sorumlulukları arasında görerek, çalışmalarını önceliklendirdiği dokuz SKA çevresinde şekillendiriyor.

In 2010, Eczacıbaşı became the first business group in Turkey to set sustainability KPIs for its companies and to publish consolidated, independently audited energy consumption and carbon emissions figures. In 2014, we introduced key performance indicators for sustainability issues material to our Group operations, and over the course of the next four years, we extended the scope of limited assurance provided by PricewaterhouseCoopers to include all of them.

We aim to reduce the environmental impact of our operations by continually undertaking projects aimed at reducing energy and water consumption and carbon emissions, reusing or recycling scraps and waste, and creating circular economies through the product life cycle approach. This approach focuses on every stage of the value chain – from raw material consumption through to product use and disposal.

Given the international scope of our operations, we monitor global risks as well as local ones. We also consider support for the UN Sustainable Development Goals (SDGs) to be a principal responsibility. Accordingly, we have selected nine SDGs that are most material to our stakeholders and operations and given them priority in our sustainability efforts.

Eczacıbaşı Topluluğu, başta iş dünyası olmak üzere, toplum genelinde farkındalık yaratmak amacıyla oluşturulan iş birliklerinde aktif rol alıyor. Bu yaklaşımla, 2019’da, üyesi olduğu Global Compact Türkiye, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ve TÜSİAD tarafından kurulan ve plastik kirliliği ile mücadeleyi bir adım öteye taşımayı hedefleyen “İş Dünyası Plastik Girişimi”nin de ilk imzacıları arasında yer aldı.

The Eczacıbaşı Group plays an active role in initiatives of all kinds aimed at raising awareness about sustainability issues, especially in the business world. In 2019 we were among the first to sign the Business World Plastic Initiative to combat plastic waste and pollution. The initiative was established by three organizations we are active in: Global Compact Turkey, the Business Council for Sustainable Development - Turkey, and the Turkish Industry and Business Association.

Sürdürülebilir bir geleceğin vazgeçilmez koşulu

FIRSAT EŞİTLİĞİ

Eczacıbaşı Topluluğu, sürdürülebilir bir geleceğin, kadınların başta iş dünyası olmak üzere yaşamın her alanına etkin katılımı ile mümkün olacağına inanıyor. Bu nedenle fırsat eşitliğini temel sürdürülebilirlik önceliklerinden biri kabul ederek insan kaynakları politika ve uygulamalarını, kadınların iş yaşamına eşit ve etkin katılımını kolaylaştıracak adımlarla zenginleştiriyor.

Fırsat eşitliği çalışmalarını başlatırken bunun kısa vadeli bir yolculuk olmayacağını ve köklü bir değişim için dayanıklılık ve kararlılık gerektiğini bilen Topluluğun fırsat eşitliği çalışmaları son on yılda büyük bir ivme kazandı. 2011’de atılan ilk adımların ardından 2013’te Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi İlkeleri’nin (Women’s Empowerment Principles, WEPs) imzalanması ve Dünya Ekonomik Forumu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı iş birliğinde kurulan “İşte Eşitlik Platformu”na katılımın sağlanması, bu yöndeki çabalara kurumsallık kazandırdı. 2014’te ise hedefler belirlenerek Türkiye’deki kuruluşların temel performans göstergeleri arasına katıldı.

2016 yılında, fırsat eşitliği konusunda atılan adımlar “birliktebiz Fırsat Eşitliği Platformu” çatısı altında toplandı. Aynı yıl, Topluluk genelinde kadınların kurumsal yapı içindeki payını ve yönetim kademelerindeki rolünü artırma yönünde başlatılan çalışmaları daha da ileriye taşımak için “İyiden En İyiye” girişimi başlatıldı. 2020 itibarıyla beyaz yakalı çalışanlarda kadın işe alım oranının yüzde 50’ye, beyaz yakalı kadın çalışan oranının yüzde 40’a, yönetimde kadın oranının ise yüzde 35’e çıkarılması hedeflendi. Son beş yılda, beyaz yakalı çalışanlarda işe alımda kadın oranı, yüzde 41’den yüzde 49’a, toplam çalışan kadın oranı yüzde 33’ten 35’e, yönetimde kadın oranı yüzde 27’den 30’a çıkarıldı.

A sustainable future unquestionably requires

EQUAL OPPORTUNITY

The Eczacıbaşı Group firmly believes that a sustainable future is only possible if women can actively take part in every sphere of life, including the business world. For this reason, equal opportunities is one of our primary sustainability priorities. Through a variety of HR policies and measures, we are making it easier for women to participate equally and effectively in our business.

When starting our equal opportunities measures in 2011, we knew it was going to take some time to increase the participation of women in every function and at every level of our organization and that we needed persistence and determination to succeed. Our efforts gained momentum in 2013, when we signed the UN Women's Empowerment Principles (WEPs) and joined the Equality at Work Platform established jointly by the World Economic Forum and Turkey's Ministry of Family and Social Policies. We introduced equal opportunity targets in our sustainability key performance indicators (KPIs) for Group operations based in Turkey in 2014.

In 2016, we carried out a comprehensive evaluation of our equal opportunities policies and performance with McKinsey&Company and pledged to progress from Good to Great. Same year, we launched the allforall equal opportunities program and announced the following targets: raising the share of women in recruits from 41 to 50 percent, in overall professional employment from 33 to 40 percent, and in management positions 27 to 35 percent. As of end-2021, we had succeeded in raising the respective shares to 49, 35 and 30 percent.

Adım adım fırsat eşitliği

Step by step toward equality of opportunity

2012

  • Eczacıbaşı Topluluğu, KAGİDER ve Dünya Bankası ile FEM (Fırsat Eşitliği Modeli) girişimi kapsamında denetimden başarıyla geçerek, bu alandaki çalışmalarından ötürü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ödülü aldı.
  • Participates in Turkey’s first Equal Opportunities Model (FEM), developed by the Women Entrepreneurs’ Association of Turkey (KADİGER) in collaboration with the World Bank. In 2012, after passing its first FEM compliance audit, the Group receives an Equal Opportunities Award from the Ministry for its efforts and achievements in this area.

2013

  • Tüm çalışanların iş ve özel yaşam dengesini daha etkin biçimde kurmalarını kolaylaştırmak için esnek çalışma saatleri uygulaması hayata geçirildi.
  • Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi İlkeleri (WEPs) imzalandı.
  • Starts flexible working hours, to enable all employees to create a better balance between work and personal life.
  • Signs the UN Women's Empowerment Principles (WEPs).

2014

  • İşe alımlarda kadın adaya öncelik uygulaması, Topluluk kuruluşlarının temel performans göstergeleri arasına katıldı.
  • Giving preference to women in recruitment becomes a key performance indicator.

2016

  • Uzaktan çalışma uygulaması hayata geçirildi.
  • Kadınların güçlendirilmesine yönelik “Fırsat Eşitliği” projesiyle çok önemli bir yolculuğa çıkıldı. McKinsey&Company ile yapılan kapsamlı analiz sonucunda, “İyiden En İyiye” sloganıyla eylem planları yapıldı.
  • Adopts a home office day policy.
  • Launches new measures and targets with the slogan from Good to Great following McKinsey&Company's evaluation of its equal opportunities policies and performance.

2017

  • Topluluğun fırsat eşitliği platformu “birliktebiz” oluşturuldu.
  • Topluluk çalışanlarına yönelik fırsat eşitliği ile ilgili bilinçsiz önyargılarından arınmayı hedefleyen “FarkındayızBiz” eğitimleri ile kadın yönetici ve çalışanlar için rol modellerini bir araya getirerek deneyimlerini paylaşma imkânı sağlayan Kadın Lider Gelişim Programı “LiderizBiz” programları başlatıldı.
  • Kadın çalışan oranının daha düşük olduğu “Satış” ve “Teknik” fonksiyonlara yönelik özel çalışma ekipleri oluşturuldu.
  • Initiates the allforall equal opportunities program.
  • Starts gender bias awareness and training for all employees and leadership training for women.
  • Establishes special teams to raise the number of women applying for sales and technical positions.

2018

  • Üretim tesislerinde çalışan kadın oranının artırılması için “sıfır ağırlık” uygulamaları başlatıldı. Bu sayede, Eczacıbaşı Seramik Sağlık Gereçleri Üretim Tesisi’nde daha önce hiç kadın çalışan bulunmayan üretim hattındaki kadın oranı yüzde 50’ye yükseldi.
  • Invests in zero-weight equipment to encourage the hiring or more women in production. Thanks to these investments, Eczacıbaşı Building Products raises the share of women on one ceramic sanitary ware line from zero to 50%.

2019

  • Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile iş birliği yapılarak ilgili babalık modeline dair farkındalığın artması ve etkili babalık rolünü güçlendirilmesine yönelik “İlk İş Babalık” programı başlatıldı.
  • Eczacıbaşı Topluluğu, reklam ve medya içeriğini toplumsal cinsiyet eşitliğinden yana değiştirerek, farkında olunmayan önyargıları ve cinsiyet kalıplarını kırmak amacıyla Unstereotype Alliance Türkiye (Kalıpları Kıran Birlik, Türkiye) platformunun paydaşı oldu. Unstereotype Alliance Türkiye (Kalıpları Kıran Birlik, Türkiye), reklamverenlerin, markaların ve reklamcıların ortaklaşa çalışmasıyla toplumsal cinsiyet eşitliğinin reklam dünyasına da yansımasını ve önemli bir değişimin öncüsü olmayı hedefliyor.
  • Starts fatherhood program with the Mother Child Foundation (AÇEV) to raise awareness among men about role models and effective parenting.
  • Joins Unstereotype Alliance Turkey, an initiative to promote an environment of equal opportunity and break down gender biases and stereotypes by transforming the content of advertising. The platform aims to encourage advertisers, brands and agencies to work together to eliminate harmful gender-based stereotypes and bring about change.

Nejat Emre Eczacıbaşı

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Üyesi

İnovasyon ve Girişimcilik Koordinatörü

Eczacıbaşı Holding Member of the Board of Directors

Innovation and Entrepreneurship Coordinator

“Sürdürülebilir çözümler üretebilmek için farklı bakış açılarını açığa çıkaran yeni soruların sorulduğu, her paydaşın ihtiyacına duyarlı yaklaşım ve önerilerin cesaretle ifade edilebildiği ortamlar yaratmanın önemine inanıyorum. Sürdürülebilirlik temelli inovasyonlar da ancak böyle ortamlarda ortaya çıkabilir.”

“If we want to produce sustainable solutions, it’s essential that we create environments where people feel encouraged to both ask new questions that reveal different perspectives and to suggest approaches and solutions that are sensitive to the needs of every stakeholder. Sustainability-based innovations can only emerge in environments of this kind.”

Bugün sürdürülebilirlik başlığı altında ele aldığımız tüm problemlerin odağında insan davranışları ve alışkanlıkları yer alıyor. Bu açıdan sürdürülebilirlik sorunlarını tanımlarken ve çözüm önerileri getirirken diyalog kurmanın önemine inanıyorum. Çünkü dünyanın tek bir sorunu yok, her sorunun da birden fazla çözüm yolu var. Sürdürülebilir çözümler üretebilmek için farklı bakış açılarını açığa çıkaran yeni soruların sorulduğu, her paydaşın ihtiyacına yönelik duyarlı yaklaşımların cesaretle ifade edilebildiği ortamlar yaratmanın önemine inanıyorum. Sürdürülebilirlik temelli inovasyonlar da ancak bu ortamlarda ortaya çıkabilir. Eczacıbaşı olarak, problemlere çözüm ararken, özellikle o problemin tüm paydaşlarının dahil olduğu diyalog platformları oluşturmaya ve bu platformlarda farklı disiplin ve bakış açılarını bir araya getirmeye odaklanıyoruz. Ekosistem bazlı ve ortak meseleler etrafında çözüm bulma odağında kurguladığımız inovasyon stratejimizi, gelecek stratejimiz olarak görüyoruz.

Sürdürülebilir çözümler üretebilmek için bir diğer önemli konunun, sürdürülebilirlik yaklaşımlarının kurumların özlerinden gelen temel amaç ve değerlerinden ayrı düşmemesi olduğuna inanıyorum. Kurumlarımızda bizi biz yapan öz değerlerin sürdürülebilirliğine odaklanmalıyız. Eczacıbaşı olarak, özümüzdeki başarı hikâyelerinde toplumsal meseleler ve bir uygarlık ideali görüyoruz. Eczacıbaşı’nın yatırımları ve toplumsal meseleler arasındaki yakın ilişkiyi, ilgili dönemdeki kentleşme ihtiyacı sonucunda yapılan seramik sağlık gereçleri yatırımı, savaş sonrası dönemdeki ensülin üretimi ve ülkenin teknoloji know-how transferi ihtiyacından doğan yabancı ortaklıklar ile örneklendirebiliriz. Ülkeye ve ülke sorunlarına sahip çıkan bir girişimcilik anlayışı Topluluğumuzun özünde yer alıyor. Bebek maması, temizlik kağıtları gibi birçok girişimimiz, yaşandığı dönemde lüks olarak görüneni çağdaş yaşamın gerekliliğine dönüştüren yenilikler olarak bu yaklaşıma örnekler sunuyor. İnsan odağı, yani insan ihtiyacından yola çıkan çözümler üretebilmek ve girişimcilik özgüveni ile hareket etmek de başarı formülümüzü tamamlayan diğer unsurlar. Bu unsurlardan yola çıkarak Eczacıbaşı’nın özünü “bireylere, çağa adapte olmuş yaşam alışkanlıkları kazandırmak ve bu sayede toplumun dönüşümüne katkı sağlamak” olarak tanımlıyoruz.

Eczacıbaşı Topluluğu olarak, bizi ilk günden bugüne taşıyan özümüz, temel değerlerimiz ve çağdaş, kaliteli ve sağlıklı yaşamın öncüsü olma amacımız sürdürülebilirlik yaklaşımımızın da özünü oluşturuyor. Toplumların yaşam kalitesini artırma düşüncemiz ile yalnızca çevresel sürdürülebilirlik alanında değil toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik alanlarında da değer yaratmayı amaçlıyoruz.

Bununla birlikte değişen dünyaya üstlenmek istediğimiz rolü, yaratmak istediğimiz değişimi de net bir şekilde tanımlamamız ve ortak bir amaçla bu vizyona doğru ilerleyebilmemiz gerekiyor. Bunu başarabilmek için sürdürülebilirliği inovasyon tanımımıza ve stratejik hedeflerimize, bununla birlikte de kültürümüze ve süreçlerimize tam anlamıyla entegre etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.

Geçmişten bugüne insanların yaşamına derinden dokunmuş, onların bireysel alışkanlıklarını dönüştürmeyi başarmış bir kurum olarak gelecekte de bilinçli ve toplam faydayı gözeten bireysel seçimlerin sayısını artırmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizi bugüne getiren özün ve kurum olarak gelecek dönemlerde üstlenmek istediğimiz rolün kesişiminde “yaşam alışkanlıklarını herkesin faydasına dönüştüren yeni çözümler” geliştirmek hedefiyle projeler, faaliyetler geliştirerek inovasyon kültürümüzü bu yönde dönüştürüyoruz.

Human behavior and habits are central to all problems that today we consider to be sustainability issues. It's important that we establish a dialogue when defining sustainability problems and suggesting solutions because there's more than one way to solve a problem and more than one problem to solve. If we want to produce sustainable solutions, it's essential that we create environments where people feel encouraged to both ask new questions that reveal different perspectives and to suggest approaches and solutions that are sensitive to the needs of every stakeholder. Sustainability-based innovations can only emerge in environments of this kind.

In the Eczacıbaşı Group, we approach problems by focusing first on establishing a platform for dialogue with all stakeholders related to the problem and by inviting people from different disciplines and perspectives to the conversation. Our innovation strategy is our strategy for the future, and we've designed it to be ecosystem-based and centered on finding solutions to shared problems.

To generate sustainable solutions, it's also very important for organizations to align their sustainability approaches with their core purpose and the values that define them. Looking back over the Eczacıbaşı Group's history, we see that social issues and civilization ideals have driven our success stories. One example of the close relationship between our investments and social issues is the founding of our ceramic sanitary ware business, which responded to the fast-growing need for modern sanitation infrastructure accompanying Turkey's rapid urbanization. Others are insulin production in the early 1940s, during a period of great scarcity, and later the establishment of joint ventures with international companies offering the transfer of technologies that Turkey needed. In short, there's an entrepreneurial approach at the core of the Eczacıbaşı Group that begins with a sense of responsibility for society and its problems. Eczacıbaşı's early investment in baby food, for example, or later in tissue paper, transformed products that for most people were luxuries at the time into accessible and essential requirements of modern and healthy living.

Producing people-focused solutions, that is, solutions which respond to the needs of people, and having entrepreneurial confidence are two more elements of the "formula" behind our Group's success. Accordingly, we can define the Eczacıbaşı Group's core purpose as "enabling individuals to acquire lifestyles adapted to the needs of their time, thereby contributing to the transformation of society."

This core purpose which brought us to where we are today, as well as our corporate values and mission of being a pioneer of modern, high quality and healthy living, are the foundation of our sustainability approach. When we think about ways to improve the quality of life of our communities, we aim to create value that not only contributes to environmental sustainability but also to social and economic sustainability.

In order to take on the role we want in the world and move toward a shared goal, we first need to define clearly the change we want to make. To attain the role we want, therefore, we have to fully integrate sustainability not only into our innovation statement and strategic targets, but also our corporate culture and business processes.

From the very beginning, Eczacıbaşı has succeeded in transforming individual habits and thus making a significant positive impact on the lives of people it touched. Looking ahead, we believe that it's our responsibility to continue increasing the number of choices an informed individual can make that contributes to the benefit of the entire society. Through projects and activities that lead to new solutions which transform lifestyle habits for the good of all, an idea that intersects the core that brought us to where we are today and the role we want to have in the future, we're transforming our innovation culture.

Sürdürülebilirliğin öncülerinden mesajlar

Messages from sustainability leaders

Mavi gezegenin geleceğinden hepimiz sorumluyuz!

BOĞAÇ ŞİMŞİR

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri İnovasyon Direktörü

2020 Türkiye SKA (Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları) Öncüsü


Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak sürdürülebilirlik alanında yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri (EYAP), sürdürülebilirlik konusunda uzun yıllardır çalışıyor ve yatırım yapıyor. Yaptığımız işin odağı sağlık ve hijyen, öznesi ise insan. İnsan için üretirken, gezegenimizi korumak da temel felsefemiz. Daha yaşanabilir bir dünya hedefiyle yalnızca üretim değil, tasarım ve yönetim süreçlerinde de sürdürülebilirliği esas alıyoruz. “Blue Life” adını verdiğimiz bu yaklaşımla, mavi gezegenin geleceği için sorumluluk üstleniyoruz.

Blue Life, üretim sürecinde yenilenemeyen kaynak tüketimini en aza indirme, eko-verimliliği artıran çözümlere yatırım yapma, çevre ve gelecek bilinciyle son kullanıcılar için enerji ve doğal kaynak tasarrufunu teşvik eden ürünler tasarlama ve geliştirme anlayışımızı temsil ediyor. Tüm üretim süreçlerimizde hammaddenin bilinçli kullanımını ve doğaya geri dönüşümünü sağlayan akıllı teknoloji yatırımları yapıyoruz. Böylelikle, enerji tüketimini azaltıyor, paydaşlarımızla birlikte tüm yönetim süreçlerinde sürdürülebilirliği esas alıyoruz.

VitrA ve Artema markalarımız için suyla çalışan ürünler tasarlıyoruz. Bu sebeple en çok odaklandığımız konulardan biri, hijyen ve konfordan ödün vermeden banyo mekânlarında daha az su tüketilmesini sağlayan inovatif çözümler tasarlamak. Tüm paydaşlarımızı bu konuda eğiterek tasarruf anlayışının yaygınlaşmasına ve bir refleks olarak yerleşmesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Çünkü iklim krizinin en üst seviyelere çıktığı bu dönemde, alınacak basit önlemlerin yanı sıra akıllı ürünlerin kullanılmasıyla, büyük miktarda tasarruf yapılabileceğini biliyoruz.

Sürdürülebilirliğin temel dayanaklarından biri de inovasyon. Bu kapsamda hangi çalışmaları sürdürüyorsunuz?

Bilecik, Bozüyük’teki üretim kampüsümüzde yer alan VitrA İnovasyon Merkezi’nde, kıvılcım olarak başlayan fikirleri önce yeşertmek, sonra büyütüp ürüne dönüştürmek ve sahaya aktararak kullanıcılarla buluşturmak için çalışıyoruz. Yaşam alışkanlıklarını değiştiren, herkesin faydasına dönüştüren yeniliklere odaklanıyoruz. Birleşmiş Milletler’in 17 başlıkta topladığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın yedisi bizimle birebir ilişkili. Bu amaçlar içinde sanitasyon, inovasyon ve çevre gibi başlıklar var ki, hepsi bizim faaliyetlerimizle bağlantılı. Dolayısıyla bir ürün tasarlamaya ve hatta daha da önemlisi bir fikri projelendirmeye başlarken, bunun sürdürülebilir dünya için etkisine bakıyoruz. Pazardan gelen talepleri de sürdürülebilirlik üzerindeki etkisiyle değerlendiriyoruz. Daha sonra da her yeni projede bu konuyu birkaç noktada kontrol ediyoruz. Örneğin bir malzemenin geri dönüşüm performansına bakıyoruz ve eğer ondan daha iyi geri dönüştürülebilir bir malzeme varsa, değiştiriyoruz.

Aynı zamanda TÜSİAD’ın önderliğindeki İş Dünyası Plastik Girişimi’nin bir üyesiyiz. Bu kapsamda plastiği doğru kullanmanın ve azaltmanın yöntemlerine bakıyoruz. Dolayısıyla sürdürülebilirliğin enerji, su, çevre ve atıklar gibi her boyutuyla ilgiliyiz ve insanların ürünleri nasıl daha uzun süre kullanabilecekleri üzerine çalışıyoruz.

Kamusal alanlar için geliştirilen hijyenik tuvalet projesi ile “2020 Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Öncüsü” seçildiniz. Bu süreci anlatabilir misiniz?

Bu seçimi, VitrA İnovasyon Merkezi’nde kamusal alanlar için geliştirdiğimiz hijyenik tuvalet projesine borçluyum. Kişisel olarak böyle bir sürecin ve ödülün varlığından haberdar olmam, kuruluştaki arkadaşlarımın beni aday göstermesi sayesinde oldu. Ülkemizi dünyada temsil etme olanağını bulmamın altında yatan sebep, kuruluşumuzun bu meselede çok hızlı bir şekilde reaksiyon göstermesi ve bu projeyi etrafındaki akademik çevre ve paydaşlarıyla birlikte hayata geçirme motivasyonu, kısacası inovasyon becerisidir.

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri olarak işimizin odağı sağlık ve hijyen. Tuvalet ve banyolar, yaşam alanlarında bu konuların en fazla öne çıktığı yerler. Bu proje öncesinde konuyla ilgili iki önemli çalışma gerçekleştirdik. Bunlardan ilki, yaklaşık beş yıl önce kurduğumuz, akıllı bağlantılı (smart connected) teknolojiler üreten araştırma laboratuvarı. Burada çalışan arkadaşlarımız yeni teknolojileri ürünlerle nasıl birleştirebileceklerine baktılar. Teknolojileri ürünlerimizle buluşturmaya başladıktan sonra dünyaya bakışımız da bambaşka oldu. Bu da ikinci önemli çalışmamızdı.

Dünya Sağlık Örgütü, yaklaşık 2,5 yıl önce yayınlandığı raporunda, pandemiyi ve pandeminin dünyayı nasıl etkileyeceğine dair bir öngörüde bulundu. Bu bilgi aslında sürpriz değil, çünkü dünyadaki toplulukların dönemsel olarak pandemiyle karşılaşmaları ve bunun yarattığı etkiye dair istatistiksel veriler var. Söz konusu rapor ve öncesindeki araştırmalarımız sonucu toplum sağlığı ve hijyenle ilgili ürün projelendirme çalışmalarına halihazırda başlamıştık. Pandemi de bu süreci elbette ki hızlandırdı. Biz de bu yılın başında yeni geliştirdiğimiz, el değmeden hijyen sağlayan teknolojilerin lansmanını yaptık. “Gün içinde pek çok yüzeye dokunmak zorunda kalıyoruz. Sevdiklerinize yeniden güvenle dokunabilmeniz için, el değmeden hijyen sağlayan ürünler tasarlıyoruz” diyerek, toplu kullanım alanlarında ve evlerde el değmeden hijyen sağlayan temassız teknolojilere dikkat çektik. “Temassız Teknoloji” ile tasarladığımız ürünler arasında klozet kapağı, taharet musluğu, rezervuar kumanda paneli, armatür ve sabunluklar yer alıyor.

We’re all responsible for the future of our blue planet!

BOĞAÇ ŞİMŞİR

Eczacıbaşı Building Products Innovation Director

2020 Global Compact Turkey SDG (Sustainable Development Goals) Pioneer


Would you tell us about Eczacıbaşı Building Products' sustainability activities?

Eczacıbaşı Building Products has invested considerable time and resources in activities related to sustainability. Our focus is health, hygiene, and people. Our guiding philosophy is that we must protect our planet while producing objects that people need for their health and hygiene. For a more livable world, we don't just think about sustainability principles in our production processes, we also apply them to our design attitude and management outlook. This approach, which we call Blue Life, is how we take responsibility for the future of our blue planet.

For us, Blue Life means minimizing our consumption of nonrenewable resources during production, investing in solutions that increase our eco-efficiency, and designing and developing products that help to conserve energy, water and other resources when people use them. In recent years, we've also developed smart technologies that contribute to resource savings during use. We, too, have a responsibility to use resources as carefully as possible during production, and we've invested in technologies that enable the recovery and recycling of raw materials.

The products we design for our VitrA and Artema brands work with water. That's why one of our main concerns is designing innovative solutions for bathrooms that promote water conservation without sacrificing hygiene or comfort. At the same time, we're continually communicating the importance of conserving water to all our stakeholders in order to raise awareness and help transform water use habits. It's especially important now, as the climate crisis reduces fresh water supplies, that we try to cut our water consumption by using smart products and taking a few simple precautions.

Innovation is one of the pillars of sustainability. What are you doing in this regard?

The VitrA Innovation Center at our Bozüyük production complex is where sparks of ideas come alive, which we then develop into products and send out into the world to meet their users. We're focused on innovations that transform lifestyle habits for the good of all. Seven of the UN's 17 sustainable development goals are directly related to our business, such as sanitation, innovation and the environment. So, when we start to design a product or, more importantly, when we start to transform an idea into a project, we look at how this will contribute to a sustainable world. We also evaluate market demands and monitor product development this way. For example, we look at the recycling performance of our materials, and if we see that there's another material out there that performs better, we use that material instead.

We're also a member of the Business World Plastic Initiative led by the Turkish Industry and Business Association (TÜSİAD). Accordingly, we're looking for ways to improve and reduce our use of plastic. In short, we're interested in every environmental aspect of sustainability, such as energy and water use, environment and waste, and on ways to enable people to use products for longer periods of time.

You were named the 2020 Sustainable Development Goal Pioneer of Turkey for your hygienic public bathroom project. Can you tell us more about this?

I owe this nomination to the hygienic public bathroom project we developed at the VitrA Innovation Center. In fact, I only learned about the SDG Pioneer program and award when my colleagues asked if they could nominate me. I was chosen to represent Turkey in the global SDG Pioneer program because our company responded quickly to the new needs presented by the pandemic and brought together academics and stakeholders to find solutions for public health. The project demonstrated our innovation competence and sustainability approach.

The focus of our business at Eczacıbaşı Building Products is health and hygiene. Toilets and bathrooms are where these issues are most important. Long before we started this project we had already begun developing the required infrastructure and mindset. Five years ago we established an R&D lab at TeknoPark Istanbul focused on smart connected technologies. Our colleagues at the lab are studying how that can unite these technologies with our products. Once we began to connect technology with our products we acquired a whole new world view.

The World Health Organization published a report two-and-a-half years ago that envisioned how a pandemic might impact the world. The report wasn't all that surprising since many studies hve been made on pandemics and the impact they have on societies. But the WHO report and other research we were doing at the time got us started on projects related to public health and hygiene, which the pandemic then accelerated. The result was a new, touchless bathroom technology that we launched in early 2021. Our message to the public was, "During the day, we have to touch many surfaces. We design products that provide touchless hygiene so that you can touch your loved ones with confidence again." This way, we brought people's attention to our new touchless hygiene technologies for public bathrooms and homes, which is now available for toilet seats, bidet nozzles, cistern panels, faucets, and soap dispensers.

Sürdürülebilir ürünler daha pahalı olmak zorunda değil.

SUSANNE STEINHAUER

burgbad İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi


burgbad, biri Fransa, üçü Almanya’da yer alan dört üretim tesisi ve 700 çalışanı ile dünyanın en güzel banyo mobilyalarını üretiyor. 1946 yılında kurulan, 1966’dan itibaren banyo mobilyaları sektörüne girerek bugün Avrupa’da pazar liderliğine ulaşan burgbad, 2008’den bu yana Eczacıbaşı Yapı Gereçleri bünyesinde faaliyet gösteriyor.

burgbad’da yaklaşık 25 yıldır çalışıyorum ve son yedi yıldır şirketin sürdürülebilirlik ve inovasyon yönetimine liderlik ediyorum. Sürdürülebilirlik burgbad için bir inovasyon konusu olmaktan çok daha fazlası, yaşamsal bir zorunluluk. Bu kapsamda burgbad olarak hedefimiz, Alman hükümetinin yalnızca yüksek sürdürülebilirliğe sahip ürünler için verdiği bir sertifika olan “The Blue Angel”a ulaşmaktı. Eqio ürün grubumuz için bu sertifikayı almayı başardık. Bu sertifikayı alabilmek için ürünün insan sağlığına ve gezegene etkisini ortaya koymanız gerekiyor. Eqio’da kullandığımız tüm ahşap materyalin sürdürülebilir ormanlardan elde edildiğini ve ürünün düşük karbon emisyonu ve kullandığı onaylı malzemeler ile insan ve gezegenimizin sağlığına zararlı bir etkisi olmadığını ispat ettik. Eqio üst segment bir ürün değil, aksine çok makul bir fiyatla en çok satan ürünümüz. Böylece dünyaya sürdürülebilir bir ürünün daha pahalı olmasına gerek olmadığı mesajını da vermiş olduk.

Sustainable products don’t have to be more expensive.

SUSANNE STEINHAUER

burgbad Director of Innovation and Sustainability


burgbad has four production sites – one in France and three in Germany – and 700 employees producing the most beautiful bathroom furniture in the world. burgbad was established in 1946, entered the bathroom furniture sector in 1966, and is now the market leader in Europe. burgbad has been part of Eczacıbaşı Building Products in 2008.

I've worked at burgbad for almost 25 years and for the last seven, I've been leading burgbad's sustainability and innovation management. Sustainability, for burgbad, is much more than an innovation push; it's a necessity for humankind to survive in the long term. One of our latest projects was to attain The Blue Angel. This is a certificate from the German government only labelling products that are highly sustainable. And we got that certificate for our product line Eqio. To obtain this certification, you must present the impact of your product on human health and the planet. We demonstrated that the wood we use in Eqio comes from sustainably managed forests, that it has low carbon emissions, and that the materials we use have no negative impact on human health or the planet. Eqio is not a high-end product, it's our bestseller with a very moderate price position. So, our message to the world is that a sustainable product doesn't need to be more expensive.

Kanyon, 2015’ten beri “Yeşil Bina”

TUNCER KINIKLI

Kanyon Yönetim İşletim ve Pazarlama Genel Müdürü


Birçok ilke imza atan Kanyon, sürdürülebilirlik açısından da “olağanüstü” bir performansa sahip. Kanyon’u farklı kılan nedir?

Kanyon, sürdürülebilirliğin bir binanın yönetimi ve kullanıcılarının yaşam kalitesi üzerinde nasıl olumlu bir etkiye sahip olabileceği konusunda Türkiye’de bir örnek teşkil ediyor. Yenilikçi ve kapsamlı bir yönetim stratejisi ile enerji kullanımı, su tüketimi ve atıkların azaltılmasında öncü olmayı hedefleyen Kanyon Alışveriş Merkezi, 2015 yılında dünyanın en prestijli sürdürülebilirlik ödüllerinden BREEAM In-Use Sertifikası’nı Bina Yönetim Performansı (Building Management Performance) kategorisinde “Excellent” (Mükemmel) seviyesinde almaya hak kazanarak çevre dostu bir bina olduğunu uluslararası olarak tescil etti. Bundan sadece bir yıl sonra, 2016’da, sertifikasını “Outstanding” (Olağanüstü) seviyesine yükselten ilk alışveriş merkezi oldu.

Ardından, Kanyon Ofis binası için de aynı hedefle iki yıl süren yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Verilerin dokümantasyon ile desteklenmesi, enerji tüketimlerindeki iyileştirmeler ve ISO 14001 belgesi ile güçlendirilen, çevreyi korumaya yönelik su ve atık yönetimindeki çalışmalar sayesinde 2019’da Kanyon Ofis binası için de sertifikamızı “Outstanding” (Olağanüstü) seviyesine yükselttik. Eczacıbaşı Holding’in de merkezi olan Kanyon Ofis, Türkiye’de bu belgeyi bu seviyede alan ilk özel ofis binası oldu.

BREEAM Yeşil Bina Sertifika sistemi hakkında da bilgi verir misiniz? Bu belgeyi almak için hangi kriterleri karşılamak gerekiyor?

Yeşil bina derecelendirme sistemi olarak BRE Global tarafından İngiltere’de geliştirilmiş olan bu sistem, 1990’dan günümüze sürdürülebilirlik kriterlerini sürekli güncelleyen, en güvenilir ve en yaygın sistem olarak tüm dünyada kabul görüyor. BRE tarafından mevcut binaların derecelendirilmesi için geliştirilmiş olan BREEAM In-Use Sertifikası, mevcut binaları dokuz kategoride (Enerji, Su, Malzeme, Ulaşım, Atık, Kirlilik, Sağlık, Yönetim ve Ekoloji) değerlendirerek üç ayrı sertifika grubunda sertifikalandırıyor. Mevcut bir yapının BREEAM In-Use çerçevesinde değerlendirilmesi yapılırken, işletim koşulları önem kazanıyor. Enerji verimliliği, su tasarrufu, iç ortam hava kalitesi, bina kullanıcılarını bilinçlendirmek, atık yönetimi, CO2 salınımının azaltılması gibi konular da dahil olmak üzere, bütüncül bir işletim performansı konusunda düzenlemeler yapılıyor. Kanyon Alışveriş Merkezi ve Kanyon Ofis olarak tüm bu kriterleri eksiksiz yerine getirerek, gayrimenkul işletmeciliği alanında bir fark yarattığımızı düşünüyoruz.

Kanyon has been “Green” since 2015

TUNCER KINIKLI

Kanyon Management and Marketing General Manager


Kanyon is a pioneer in its sector in many ways, and with regard to sustainability, its performance is "outstanding". What has Kanyon done that has set it apart?

Kanyon exemplifies how sustainability actions can have a positive effect on building management and the quality of life of users. Through an innovative and all-embracing management approach, we succeeded in making the Kanyon shopping center an industry leader in energy and water conservation and waste recycling. In 2015, the shopping center received an "Excellent" Building In-Use rating from BREEAM, the world leader in building sustainability assessment; one year later, it became the first commercial property in Turkey to receive BREEAM's "Outstanding" rating.

After securing our sustainability approach in the shopping center, we moved our focus to the Kanyon Office Tower, where we carried out numerous projects over the next two years. We collected and evaluated data on the energy performance of the building, invested in solutions to improve our energy use and water and waste management, and documented our efforts with ISO 14001 environment management certification. Thanks to these efforts, our office tower became the first in Turkey to obtain an "Excellent" BREEAM In-Use rating.

Can you tell us about BREEAM Green Building certification? What criteria do you need to meet to obtain this certification?

The green building rating system was developed by BRE Global of the UK in 1990 and is considered to be the most reliable, up-to-date and widely used system worldwide. BREEAM In-Use certification is a rating system for buildings already in use and encompasses nine categories: energy, water, material, transportation, waste, pollution, health, management and ecology. Because buildings are already in use, building management and operational performance are especially important. Here, assessors look at a variety of variables, including energy efficiency, water conservation, air quality, measures to raise user awareness, CO2 emissions and more. By meeting or exceeding the standards of all these criteria both in the shopping center and office tower, we believe we've set ourselves apart in the world of property management.